cazibedar anlamı sf. (ca:zibedar) esk. Alımlı: "Epeyce bozulmuş olmakla beraber o sevimli çirkinliği hâlâ cazibedardı." -H. C. Yalçın.
cazibedar eş anlamlısı
alımlı sf. 1. Alımı olan, çekici, cazibeli, albenili, cazip, cazibedar: "Hepsi, bu gelinler gibi nazlı, süslü ve alımlı hanımlar." -A. Ş. Hisar. 2. Kurumlu, çalımlı, gururlu.
"cazibedar" için örnek kullanımlar
cazibedar ve sihirli olduğundan dolayı din, namus ve fazilet karşılığında kendini sattığını, gösterişli bir hayatı gösterip takdim Kaynak:Said Nursî