Beceri,
çalışkanlık, mazot, gübre, ilaç, güneş, su her şeyimiz var.
Skill, diligence, fuel, fertilizer, pharmaceutical, solar water have everything.
Kaynak: haber.mynet.comBu kaynakta iyilik, sevgi, dayanışma,
çalışkanlık ve başarı vardır.
This is the source of goodness, love, solidarity, hard work and are successful.
Kaynak: yeniasya.com.trTabii gençliğin getirdiği
çalışkanlık da var.
Of course, there's hard work brought the youth.
Kaynak: sabah.com.tr''İyi bir binici olmak için,
çalışkanlık, hırs, iyi at, sponsorlar, dayanıklık ve iyi bir antrenör gerekiyor.
'' To be a good rider, diligence, ambition, a good horse, sponsors, stability, and have a good coach.
Kaynak: trtspor.com.trProtestanlık'ta Kalvenizm mezhebine göre dürüstlük ve
çalışkanlık birinci sırada yer alır. Bu, o dönem örneğin Hollanda'da yükselen
Kaynak: KalvenizmDolayısıyla, üst kademelerde zekâ,
çalışkanlık ve diğer mesleki hünerleri bulunan kişilere yer verilmesi anlamına gelmektedir.
Kaynak: MeritokrasiHer iki ideolojide de toplumsal anlamda
çalışkanlık, disiplin ve özveri gibi değerlere sahip olmak bir zorunluluk olarak görülür.
Kaynak: Sosyal DarwinizmDürüstlük ve
çalışkanlık temelinde kurulmuş bir Hıristiyanlık mezhebi olan Kalvenizm 'e bağlı Hollanda kökenli Amerikalıların yoğun
Kaynak: Ayrılan Yollar (film, 1979)evliliğin
çalışkanlık ibaresi olduğuna ve genç çocuklarının disiplinini sağlayacağına inançlarının çok yüksek olması olarak tespit edilmiştir.
Kaynak: Şambayadı, Çukurovaİnsanların gözle görülmeyen; sevecenlik,
çalışkanlık, karamsarlık, fesatlık, iyi kalplilik, kıskançlık gibi özelliklerinin anlatılmasına iç
Kaynak: BetimlemeBurjuvazinin, örneğin
çalışkanlık, tutumluluk ve görev bilinci gibi değerleri, sanatsal ve entelektüel yaşam biçimleriyle olduğu kadar,
Kaynak: Thomas Mann