Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

çarkıt ne demek?

 - 2 sözlük, 2 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

çarkıt anlamı
sf. hlk. Eski, bozuk, sakat.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

çarkıt anlamı
1. Eski, bozuk. 2. Sakat. 3. Kötü kadın.

çarkıt eş anlamlısı

bozuk
(I) is. 1. Madenî para, bozuk para: "Hiç olmazsa birkaç kuruş bozuk ver!" -M. Ş. Esendal. 2. sf. Bozulmuş olan: "Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu." -T. Buğra. 3. sf. Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ): "Ağzındaki birkaç bozuk dişten şüphe ettim." -R. N. Güntekin. 4. sf. mec. Kötümser, gergin, huzursuz, karışık: "Bozgun sırasında Ankara'da meclisin havası pek bozuktu." -F. R. Atay. 5. sf. mec. Kızgın, sıkıntılı: "Süleyman'ı adada yüzü o kadar bozuk ve korkunç buldu ki." -H. E. Adıvar.
bozuk
(II) is. müz. Türk halk müziğinde, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük dokuz telli bir saz.
eski
sf. 1. Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı: "Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden?" -N. Ataç. 2. Önceki, sabık: "Bu durumun eski sevgilinin onurunu kırması doğal." -A. Kutlu. 3. Geçerli olmayan. 4. Herhangi bir meslekte uzun süreden beri çalışmış olan. 5. Mesleğinde uzmanlaşmış, deneyimi olan: Eski öğretmen. 6. is. Çok kullanmaktan yıpranmış, harap olmuş şey: "Ben babamın eskilerinden uydurma şeylerle giyiniyordum." -H. Z. Uşaklıgil. 7. is. alay Herhangi bir görevden düştüğü veya durumunu yitirdiği için bir kimsenin eski saygınlığının kalmadığı durumlarda kullanılan bir söz: Mebus eskisi. Müdür eskisi.
sakat
sf. 1. Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan, engelli, özürlü: "Ben gördüğünüz gibi bir sakat askerim, malul." -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. mec. Bozuk veya eksik: Sakat bir anlatım. Sakat bir iş.
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.