Bence bilinçli bir
çarpıtma, yanlış bilgilendirme yapılmaktadır.
I think it is a deliberate distortion, misinformation made.
Kaynak: timeturk.comSürenin yeterli olmadığını söylemek haksızlık ve
çarpıtma.
Injustice and distortion of time is not enough to say that.
Kaynak: hurriyet.com.trSözcük aslında;
çarpıtma, çarpıklık, bükülme, tahrif, deformasyon, değişme, bozulma anlamlarına gelir. Terim; elektronik , müzik , optik ve
Kaynak: Distorsiyonkitleleri kuşkuda bırakan
çarpıtma bilgiler veya bu bilgilerin yanlış kasıtlı sonuçlara bağlanması yoluyla manipüle etme amacına hizmet eder.
Kaynak: DezenformasyonRüyada
çarpıtma ve sansür: Rüyanın bir dilek gerçekleştirme olduğunu söyleyen yazar, rüyanın bunu doğrudan gerçekleştirmemesini "
çarpıtma"
Kaynak: Düşlerin YorumuDezenformasyon : yanıltma haber,bilgi
çarpıtma. Diaspora: kopuntu. Dinamo : sürükleyici,güç kaynağı. Disk: teker. Disk atmak : teker atmak
Kaynak: Türk diline geçmiş yabancı sözcüklerLens (ya da objektif) kalitesi: çözünürlük , görüntü
çarpıtma , yayılma . Görüntü toplama ortamı: CMOS , CCD , negatif film, reversal
Kaynak: Dijital fotoğrafçılıkTüm büyük adamlara olduğu gibi;
çarpıtma, iftira ve zulüm onu izledi. O hepsiyle mücadele etti, ta ki organize komplo tezgahı onu
Kaynak: Wilhelm ReichFreud'çu psikanalizde sembolik sistem, özellikle oidipus kompleksi yle yapılanmış bireysel geçmişteki
çarpıtma (eğretileme) kurallarının
Kaynak: Rüya