Çarpıtmak, başka yollara saptırmak isteyenler olacaktır.
Distort, other means will be those who want to mislead.
Kaynak: odatv.com Şimdi öncelikle muhtemelen bu yazar ya okuduğundan anlamıyor ya da konuyu
çarpıtmak istiyor.
Now, first read it probably does not understand the author or topic, or you want to distort.
Kaynak: canakkaleolay.comDünya medyasının ve onun bir parçası olan ülkemizdeki medyanın işlevi, gerçekliği
çarpıtmak ve İslami hareketlere karşı amansız bir düşmanlık sergilemektir.
The world's media, and the media in our country that is part of its function, distort reality and a relentless hostility against Islamic movements exhibit.
Kaynak: haber7.comTeleojik yaklaşım, tarih te gerçekleşmiş herhangi bir olayı ya da olguyu, gerçek çi olmayan bir amaç doğrultusunda
çarpıtmak, uzatmak ya da
Kaynak: Teleojik yaklaşımtoplantısında Kim Il-sung'a kollektif önderlik ile ilgili leninist prensipi
çarpıtmak, kişi kültü yaratmak gibi suçlamalarla saldırmayı planlarlar.
Kaynak: Kore İşçi Partisi