Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

çelmek ne demek?

 - 4 sözlük, 7 sonuç.

BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü

çelmek anlamı
Bıçak ağzını keskinleştirmek. (Köprü *Şarkikaraağaç -Isparta)

Güncel Türkçe Sözlük

çelmek, -er anlamı
(-i) 1. Ayak uzatarak birisini düşürmek. 2. Yolundan çevirmek, engel olmak, engellemek: "En tutulmaz penaltıları çeler ama bazen de bakarsın, bacak arasında en olmayacak golleri yerdi." -H. Taner. 3. Örtü vb.ni örtünüp iki ucunu bağlamak. 4. Bir şeyin kenarını verev veya çapraz kesmek, çalmak. 5. sp. Topa gidiş yönünü değiştirecek biçimde vurmak. 6. mec. Kendi yanına çekmek, beğenisini, sevgisini kazanmak: Gönlümü çelen bir söz söyle. 7. mec. Düşünce ve davranış birbirini tutmamak, birbirine ters düşmek: Bu sözünüz deminkini çeliyor.

Türkçe - İngilizce

çelmek anlamı
fiil
1) swerve

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

çelmek anlamı
Koyunlar çiftleşmek.

Yakaköy, Çaltı *Gelendost -Isparta
Yayla, Karamanlı *Tefenni -Burdur
*Fethiye ve köyleri -Muğla

çelmek anlamı
Çelik çomak oyununda, havaya fırlayan çeliğin ortasına değnekle vurup ileri fırlatmak.

*Düzce -Bolu
*Merzifon -Amasya

çelmek anlamı
Açmak: Şu kalemi bir çeliver.

*Senirkent -Isparta

çelmek anlamı
Gelmek: Bize çelecen mi ?

*Gürün -Sivas

çelmek eş anlamlısı

çalmak
(-i, -e) 1. Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak: "İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı." -F. R. Atay. 2. Vurarak veya sürterek ses çıkartmak: "Bir yandan mızıka istiklal havasını çalıyordu." -R. E. Ünaydın. 3. Bir müziği dinlemeyi sağlayan aleti çalıştırmak: "Fevkalade zekidir; iyi dans eder, piyano çalar, tenis oynar, ata biner, avcıdır, kayakçıdır." -R. H. Karay. 4. (nsz) Ses çıkarmak, ses vermek: "Hafif hafif ıslıklar çalan sesi eski keskinliğini kaybetmiştir." -R. N. Güntekin. 5. Atmak, çarpmak, vurmak. 6. Yoğurt yapmak için sütü mayalamak, katıp karıştırmak: "Ana, inek sağar; yoğurt çalar, yayık vurur." -T. Buğra. 7. Üzerine sürmek: Ekmeğin üzerine yağ çaldı. 8. (-i) Bozmak, zarar vermek. 9. (-i) Kumaşın bir parçasını kesmek. 10. Madeni oymak, kalemle işlemek. 11. (-e) Benzemek, andırmak: "Geniş alınlı, kırmızıya çalar, kahverengi saçlı, altın dişli tuhaf bir delikanlı gülümsedi." -S. F. Abasıyanık. 12. mec. Zamanı boşa harcatmak, ziyan edilmesine yol açmak. 13. (-i) hlk. Süpürmek, temizlemek: Tozu çalmak.
engel olmak
önlemek, geciktirmek: "Yabancı gitmek isteyince ikisi birden engel oldular." -N. Araz.

"çelmek" için örnek kullanımlar

Osmanlı konseptli, dansözlü akşam yemekleri hep daha çok turistin gönlünü çelmek için.
Ottoman concept, dansözlü for dinner, I always entice more tourists.
Kaynak: blog.radikal.com.tr
Etrafına topladığı kişilerin aklını çelmek ve inançlarını bozmak suçlamasıyla hakında soruşturma açıldı. Saffet Paşa'nın yardımları ile bu
Kaynak: Hoca Tahsin Efendi

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.