Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

çın ne demek?

 - 4 sözlük, 7 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

çın anlamı
doğru, gerçek, sahih

Güncel Türkçe Sözlük

çın anlamı
sf. esk. Doğru, gerçek.

Türkçe - İngilizce

çın anlamı
ünlem
1) clink!
2) ting!

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

çın anlamı
Omuz.

Harput -Elâzığ
-Urfa
*Nizip -Gaziantep
Bise -Konya

çın anlamı
1. Üzerinde çok meyve bulunan küçük dal. 2. Ağaç uru.
çın anlamı
Kadar, bakınız» çeyin
çın anlamı
Salkım

Ordu

çın eş anlamlısı

doğru
sf. 1. Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı. 2. Gerçek, yalan olmayan: Doğru haber. 3. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun: "Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur." -A. Gündüz. 4. is. Gerçek, hakikat: "Söyleyin doğrusunu, siz insanoğlunun ahlaklı olabileceğine inanmıyorsunuz." -N. Ataç. 5. is. mat. İki nokta arasındaki en kısa çizgi: İki noktadan yalnız bir doğru geçebilir. 6. zf. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde: Çocuk doğru okudu. 7. zf. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca. 8. zf. Yakın, yakınlarında: "Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu." -F. R. Atay. 9. e. Karşı yönünce: "Börekçi fırınının karşısındaki dört köşe taşlar döşeli, iki yanı ağaçlı yoldan çarşıya doğru yürüyordu." -Y. Atılgan. 10. mec. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu.
gerçek
is. 1. Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat. 2. Gerçeklik: "Her hâlde o gün imparatorluğun ölümü apaçık bir gerçekti." -H. E. Adıvar. 3. Doğruluk: "Bu laflarda gerçek payı ne kadar çoksa duygu payı da ondan az değildir." -B. Felek. 4. sf. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, hakiki, reel: Kâğıt paranın saymaca değeri varsa da gerçek değeri yoktur. 5. sf. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici: Gerçek elmas. Gerçek hikâye. 6. sf. Temel, başlıca, asıl: "Bir kişinin ahlaklı olması için, o benim dediğim gerçek ahlaka erişebilmesi için bir iç âlemi olmalıdır." -N. Ataç. 7. sf. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan: Bu peyzajdaki çiçekler son derece gerçek. 8. sf. Yapay olmayan. 9. sf. fel. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan.

"çın" için örnek kullanımlar

Hoplitler, yağmur gibi yağan Pers okları zırhları üzerinde çın çın öterken, günümüzdeki topçu baraj ateşi altında ilerleyen piyade gibi,
Kaynak: Maraton Muharebesi
yana aydı Odğurmış ayğıl manga; bu iç söz tutğıl bütün çın kerek Bu örneklerden de anlaşılacağı üzere bu emir kipi artık Karahanlı
Kaynak: Hakaniye
Küçük bir sopayla vurularak kısa ama etkili bir çın sesi verir. Kastanyet : İspanyol kökenlidir. İki küçük tahta parçasından oluşur,
Kaynak: Klasik müzik
Her durum karşısında hemen bir çın uydurup söylemesi ve şakacığı kişiliği hatırlanıyor. Mesela onun kaybettiği sarı renkli ineğini ararken
Kaynak: Ahırlıkuyu, Haymana
jern jeen jenn cın ㄔㄣ ch`en chen chen chen chen chen chern cheen chenn çın ㄓㄥ cheng jeng jeng jheng zheng jeng jerng jeeng jenq cınğ ㄔㄥ ch`
Kaynak: Hanyu Pinyin

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.