Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

çırpmak ne demek?

 - 4 sözlük, 9 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

çırpmak, -ar anlamı
(-i) 1. Halı, kilim vb. şeyleri hızla ve kesik kesik silkelemek. 2. İki şeyi birbirine çarpmak: "Ali Bey ellerini çırptı: -Elif Hanım, hepimize kahve, diye seslendi." -H. E. Adıvar. 3. Bir şeyin ucundan bir parça kesmek: Ağacın dallarını çırpmak. 4. Sulu yiyecekleri hızla ve sürekli olarak çatal, kaşık vb. ile karıştırmak. 5. mec. Çalmak, hırsızlık etmek. 6. sp. Güreşte rakibinin kollarını beli hizasında sımsıkı kavrayarak minderde kendi üzerinden sağa ve sola sırtüstü savurmak.

Tarama Sözlüğü

çırpmak anlamı
Kesmek

Türkçe - İngilizce

çırpmak anlamı
fiil
1) beat
2) clap
3) whisk
4) whip
5) shake
6) whip up
7) stir up
8) shake up
9) beat up
10) churn
11) cream
12) fold
13) mill
14) scramble

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

çırpmak anlamı
1. Badana yapmak: Evi çırptık. 2. Evi temizlemek: Bugün evi çırptım.
çırpmak anlamı
Düzeltmek: Bu duşların çoğu da çırpılmış.

Avşar aşireti, Pazarören *Pınarbaşı -Kayseri

çırpmak anlamı
Tüketmek: Kirazı üç çocuk çırpıvermiş.

İğneciler *Mudurnu -Bolu

çırpmak anlamı
Çamaşır yıkamak.

-Manisa
*Mesudiye -Ordu
Uluşiran *Şiran -Gümüşhane
-Trabzon
-Malatya

çırpmak anlamı
Kan almak için ustura ile vücudu kesilmek.

-Kastamonu
*Afşin, *Elbistan -Maraş

çırpmak anlamı
Silkelemek

Adana, Osmaniye

çırpmak eş anlamlısı

çalmak
(-i, -e) 1. Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak: "İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı." -F. R. Atay. 2. Vurarak veya sürterek ses çıkartmak: "Bir yandan mızıka istiklal havasını çalıyordu." -R. E. Ünaydın. 3. Bir müziği dinlemeyi sağlayan aleti çalıştırmak: "Fevkalade zekidir; iyi dans eder, piyano çalar, tenis oynar, ata biner, avcıdır, kayakçıdır." -R. H. Karay. 4. (nsz) Ses çıkarmak, ses vermek: "Hafif hafif ıslıklar çalan sesi eski keskinliğini kaybetmiştir." -R. N. Güntekin. 5. Atmak, çarpmak, vurmak. 6. Yoğurt yapmak için sütü mayalamak, katıp karıştırmak: "Ana, inek sağar; yoğurt çalar, yayık vurur." -T. Buğra. 7. Üzerine sürmek: Ekmeğin üzerine yağ çaldı. 8. (-i) Bozmak, zarar vermek. 9. (-i) Kumaşın bir parçasını kesmek. 10. Madeni oymak, kalemle işlemek. 11. (-e) Benzemek, andırmak: "Geniş alınlı, kırmızıya çalar, kahverengi saçlı, altın dişli tuhaf bir delikanlı gülümsedi." -S. F. Abasıyanık. 12. mec. Zamanı boşa harcatmak, ziyan edilmesine yol açmak. 13. (-i) hlk. Süpürmek, temizlemek: Tozu çalmak.

"çırpmak" için örnek kullanımlar

Vergi kaçırmak 75 milyonun hakkından çalmak çırpmak demek.
I mean the right to steal 75 million tax break beat.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Parmak uçları gergin bir şekilde ayak çırpmak doğrudur. Kolları geriye doğru atarken avuç içleri dışa dönük olması kolaylık sağlar.
Kaynak: Sırtüstü yüzme
Üçer defa yapılan bu hamlelerden sonra ayakların geri alındığı yerlerde kuvvetlice el çırpmak (çepük çalmak) da oyunun can damarlarından
Kaynak: Kızık, Tokat
Northern St̕át̕imcets xúsum, sxúsum meyve xúsumaz̓ çalı tew̓p çırpılmış köpüklü hâli túw̓en meyveyi köpürterek çırpmak. Ditidaht x̣ʷaasim
Kaynak: Sxusem
Kısa oluşu sebebiyle kanatlarını uçuş sırasında çok hızlı çırpmak zorundadır. Dalıcımartılar özellikle denizde yaşarlar. 100 metreyi bulan
Kaynak: Dalıcımartıgiller
Uçarken heybetli bir görünümü olan kuş, havada ender olarak geniş kanatlarını çırpmak zorunda kalır. Leş ararken oldukça yükselir.
Kaynak: Hindi akbabası

Yakın Kelimeler

(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.