Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

çıtak ne demek?

 - 5 sözlük, 19 sonuç.

BSTS / Tarih Terimleri Sözlüğü

çıtak anlamı
Bozuk ağızla konuşan Rumeli Türkü.

Güncel Türkçe Sözlük

çıtak anlamı
sf. hlk. 1. Dağda yaşayan ve geçimini odun satarak sağlayan. 2. Kaba, huysuz, kavgacı.

Kişi Adları Sözlüğü

Çıtak anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Dağlı, dağlarda yaşayan. 2. Köylü. 3. Yabancı, göçmen. 4. Kavgacı, inatçı, huysuz. 5. Açıkgöz, kurnaz. 6. İyi giyinmiş, yakışıklı delikanlı.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

çıtak anlamı
Boynuzları düzgün ay şeklinde olan öküz.

-Çorum
*Merzifon -Amasya
*Koyulhisar -Sivas
Avşar aşireti *Pınarbaşı, *Bünyan -Kayseri

çıtak anlamı
1. Dağda yaşayan ve odun satarak geçinen (kimse): Çıtaklar ağaç satıyor. 2. Köylü. 3. Kaba adam. 4. Yabancı, göçmen. 5. Erkek hizmetçi.
çıtak anlamı
1. Kavgacı, huysuz (kimse): Seni çıtak seni baya bana karşı koyuyon he ? 2. Huysuz hayvan. 3. Açıkgöz, kurnaz (kimse).
çıtak anlamı
Evlenmeye ilk yeltenen (kimse).

Uzunmusa -Ordu

çıtak anlamı
İyi giyinmiş, yakışıklı delikanlı.

*Sarayköy -Denizli
*Osmancık -Çorum
Alaçam *Bafra -Samsun
*Niksar, *Zile -Tokat
*Mesudiye, Karakuş bucağı köyleri *Ünye -Ordu
*Şebinkarahisar -Giresun
Ağvanis *Suşehri, *Yıldızeli -Sivas
-Yozgat
-Niğde

çıtak anlamı
Taş oyunu.

*Kartal -İstanbul

çıtak anlamı
Çobana dışardan katılan davar.

İğneciler *Mudurnu -Bolu

çıtak anlamı
Bir dalda dört beş meyvenin yanyana bulunması.

*Ünye -Ordu

çıtak anlamı
Yakışıklı.

Kösektaş *Hacıbektaş Nevşehir

çıtak anlamı
Öbek

Ordu

Yerleşim Birimleri Sözlüğü

Çıtak anlamı
Balıkesir ili, Yağcılar bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Çıtak anlamı
Bitlis ili, Güroymak ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Çıtak anlamı
Denizli ili, Çivril ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Çıtak anlamı
Elâzığ ili, Çan bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Çıtak anlamı
İzmir ili, Aliağa ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Çıtak anlamı
Manisa ili, Akhisar ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

çıtak eş anlamlısı

huysuz
sf. Huyu iyi olmayan, geçimsiz, şirret: "Yeni edindiği bu huysuz ve kavgacı tabiatı, küçükken masum hâllerinin ona sağlamış olduğu hoşgörüyü çabucak yok etti." -Y. N. Nayır.
kaba
sf. 1. Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı: "Cebinden kaba fil dişi saplı bir de çakı çıkardı." -Ö. Seyfettin. 2. Taneleri iri: Kaba çakıl. 3. Terbiyesiz, görgüsü kıt, nezaketsiz (kimse): "Kaba, hantal, şivesiz bir sürü adamlar kafesinin önüne toplanırlar." -R. H. Karay. 4. Hafif olduğu hâlde kalın veya hacimli: "Kaba bir yün döşekle temiz bir şilte, yastık yorgan buldum." -H. R. Gürpınar. 5. is. Kuyruk sokumunun her iki yanındaki şişkin yer. 6. mec. Terbiyeye, inceliğe aykırı, çirkin, kötü: "Çocuklardan biri ağzından çok fena, çok kaba bir şey kaçırdı." -O. C. Kaygılı.

"çıtak" için örnek kullanımlar

Karadeniz'in kuzeyinden Balkanlar 'a gelmiş olanlarada gacal, çıtak, pomak, amıca, karabacak gibi isimler verilmiştir. Osmanlılar Rumeli
Kaynak: Kurttepe, Uzunköprü
Muhtarlık: 2008- recep çıtak. Altyapı bilgileri: Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi
Kaynak: Bayındır, Kaş

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.