Plan büyüktü dünya sevgisi ile gaflete
dalan bizler oyunu okuyamadık.
The plan we are plunging into the big world with the love of the game could not read heedlessness.
Kaynak: samanyoluhaber.comAranın bitiminde içeriye
dalan küçük Nazif herkese duygusal anlar yaşatır.
At the end of the tween, plunging inward emotional moments for everyone to bring a small Nazif.
Kaynak: kadinhaberleri.comİlk yarının sonlarında sağdan ceza sahasına
dalan Derlei, perdeyi açmıştı.
Derlei plunging into the penalty area from the right end of the first half, the curtain opened.
Kaynak: tr.eurosport.comBir kadın arkadaşıyla koyu sohbete
dalan Altuğ patlayan flaşları hiç umursamadı.
Altug plunging deep conversation with a female friend did not care exploding flashes.
Kaynak: haberler.comKendi içinde yeni alemlere
dalan Willow ve üniversitenin kampüsünde zaman zaman orkestrasıyla sahne alan Oz da onunla beraberdir.
Kaynak: The FreshmanEski zamanlarda ise dalgıç giysileri,
dalan kişinin solunumunun emme basma tulumba ile sağlandığı, metal başlıklı skafandr'lardı.
Kaynak: Dalgıç elbisesiHunt'ı tutuklama bahanesiyle kalabalık içine
dalan süvariler halka kılıçla saldıracak ve çıkan olaylarda 15 kişi öldürülürken, 400 ila 700
Kaynak: Peterloo Katliamıbir köprü. Atlas Okyanusu üzerinde iki orta nokta da deniz dibine
dalan iki Tünel ile bağlantı sağlar. Hampton ve Norfolk kentlerini
Kaynak: Chesapeake Körfezi Köprü-TüneliBöylece düşmanın arasına
dalan küçük bir grup seçkin asker, yaşamak için savaşan düşman askerine psikolojik olarak büyük zarar
Kaynak: Amok koşucusuDalma-batma sürecinde ateş küre içine
dalan soğuk ve sert litosfer levhası, 600-700 km kadar derinlere kadar inebilmekte ve bu
Kaynak: Wadati-Benioff BölgesiÇıkarılan balçıktan Dünya yaratılır, ikinci
dalan ördek küçük çakıl taşları çıkarır, bunlarda kıyılardaki dağları oluşturur.
Kaynak: Yayguçı