BSTS / Bilişim Terimleri Sözlüğü
biçim anlamı İng. format
Osm. format, desen
Fr. dessin, disposition, modèle, format
Verinin önceden düzenlenmiş görünümü. Bilgis
ayar belleğinde ya da izlencede, giriş-çıkış tutanaklarında ya da veri iletişimde bilgilerin gösteriliş düzenini belirleyen yapı.
BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü
biçim anlamı İng. form Osm. suret Lat.forma Alm. Form Fr. forme morphe, eidos
-> Özdek ve -> içeriğin karşıtı. "Ne" olana karşıt olarak "nasıl" olan. Kaos durumunda, düzensiz ve belirlenmemiş olana karşılık sınırlanmış, düzenlenmiş olan. Bir nesnenin, biçim almamış özdeğinden, içeriğinden ayırmak üzere, onun dışını, dış çizgilerini, aynı zamanda iç yapısını, kuruluşunu, düzenini belirleyen. Biçim almamış özdeğe karşılık, belli bir düzene girmiş olan. // Özellikle bu anlamıyle felsefede (mantık, bilgi öğretisi, varlıkbilim, ahlâk felsefesi, estetik, doğa ve tarih felsefesi) biçim kavramının önemli bir yeri vardır. Platon'da biçim, idea ile aynı anlamda kullanılır; genel olanı, değişmez olanı ve kendinden var olanı gösterir; bireysel ve değişen -> görüngülerin üstünde ve arkasında ilkörnek olarak bulunur. Aristoteles'te, her somut nesne, özdek ve biçimden kuruludur, başka deyişle, "Biçim kazanmış olan özdektir"; biçim, gerçeklik veren, gerçekleştiren etkendir (causa formalis), aynı zamanda oluş sürecinin ereğini belirler (causa finalis). Özdek, ancak biçim yüzünden gerçeklik kazanmış olan bir olabilirliktir. Bu düşünce ortaçağda özellikle skolastik dizgelerce benimsenmiştir. Aquinolu Thomas'a göre nesnenin özü ve varoluşu biçimden oluşur; ruh bedenin biçimidir; salt tinsel tözler ayrık biçimlerdir; Tanrı salt biçimdir. Yeniçağ felsefesi nesnel varlık öğretisinden ayrıldığı ölçüde biçim kavramının anlamı ve durumu da değişir. Kant'ta görü biçimleri (uzay ve zaman) ve düşünce biçimleri (kategoriler) artık nesnel varlık bağıntıları olmaktan çıkarlar, bilgi ve deneyin, insan duyarlığında ye anlığında bulunan, zorunlu koşulları olurlar. Ethik'te: Max Scheler, Kant'ın biçimsel ahlâk öğretisi (formalist ethik) ile hesaplaşarak ona karşı görüngübilim açısından temellendirdiği içeriksel değerler öğretisini geliştirmiştir. Estetik'te: 1- Bir estetik nesnenin duyularla algılanan görünüş biçimi. 2- İçerik ve özün karşıtı. Doğa felsefesinde: Organizmada birliği sağlayan ve biçimlendiren güç (yeti). Mantıkta: Usavurma özdek ve biçimden oluşur: terimler ve önermeler çıkarımın özdeğidir; terimler ve önermeler arasındaki bağlantı da biçimi. Biçim bakımından bir önerme olumlu ya da olumsuz, tümel ya da tikeldir. Bir tasımda önermeler arasındaki bağlantı, sonuç zorunlu olarak öncüllerden çıkacak biçimde kurulmuşsa, bu tasım biçim bakımından doğrudur. Öncül yanlışsa sonuç da yanlış olur, ama bu yanlış oluş çıkarımın kendisinin biçim bakımından doğru olmasını ortadan kaldırmaz. (Biçimsel -formel- mantık.)
BSTS / Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü
biçim anlamı Osm. şekil Fr. forme
(Resim, Heykel, Mimarlık) 1. Resim, heykel ve mimarlıkta yapıtın yapı bakımından tüm kuruluşu. 2. Bir rengin, çevresi belirli durumu.
Güncel Türkçe Sözlük
biçim anlamı(I)
is. Biçme işi:
"Ekim biçim işlerini Tamamıyla kadınlara bırakmışlardı." -Ö. Seyfettin.
biçim anlamı(II)
is. 1. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkal:
"İtalya elçiliği bugüne değin ilk biçimini korumuştur." -S. Birsel. 2. Yakışık alan şekil, uygun şekil:
"Söylediklerimden çok, söyleyiş biçimi etkili oluyor kalabalığın üstünde." -A. İlhan. 3. Herhangi bir şeyin benzeri. 4. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. 5. Tarz:
"İngiliz biçimi ceketler, sıcak iklimler için yapılmış kısa pantolonlar." -F. R. Atay. 6.
bl. Yazı ve simgelerin bilgis
ayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. 7.
bl. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. 8.
ed. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil:
gazel, mesnevi, rubai, sone birer şiir biçimidir.