Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

biçim ne demek?

 - 12 sözlük, 16 sonuç.

BSTS / Bilişim Terimleri Sözlüğü

biçim anlamı İng. format Osm. format, desen Fr. dessin, disposition, modèle, format
Verinin önceden düzenlenmiş görünümü. Bilgisayar belleğinde ya da izlencede, giriş-çıkış tutanaklarında ya da veri iletişimde bilgilerin gösteriliş düzenini belirleyen yapı.

BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü

biçim anlamı İng. form Osm. suret Lat.forma Alm. Form Fr. forme morphe, eidos
-> Özdek ve -> içeriğin karşıtı. "Ne" olana karşıt olarak "nasıl" olan. Kaos durumunda, düzensiz ve belirlenmemiş olana karşılık sınırlanmış, düzenlenmiş olan. Bir nesnenin, biçim almamış özdeğinden, içeriğinden ayırmak üzere, onun dışını, dış çizgilerini, aynı zamanda iç yapısını, kuruluşunu, düzenini belirleyen. Biçim almamış özdeğe karşılık, belli bir düzene girmiş olan. // Özellikle bu anlamıyle felsefede (mantık, bilgi öğretisi, varlıkbilim, ahlâk felsefesi, estetik, doğa ve tarih felsefesi) biçim kavramının önemli bir yeri vardır. Platon'da biçim, idea ile aynı anlamda kullanılır; genel olanı, değişmez olanı ve kendinden var olanı gösterir; bireysel ve değişen -> görüngülerin üstünde ve arkasında ilkörnek olarak bulunur. Aristoteles'te, her somut nesne, özdek ve biçimden kuruludur, başka deyişle, "Biçim kazanmış olan özdektir"; biçim, gerçeklik veren, gerçekleştiren etkendir (causa formalis), aynı zamanda oluş sürecinin ereğini belirler (causa finalis). Özdek, ancak biçim yüzünden gerçeklik kazanmış olan bir olabilirliktir. Bu düşünce ortaçağda özellikle skolastik dizgelerce benimsenmiştir. Aquinolu Thomas'a göre nesnenin özü ve varoluşu biçimden oluşur; ruh bedenin biçimidir; salt tinsel tözler ayrık biçimlerdir; Tanrı salt biçimdir. Yeniçağ felsefesi nesnel varlık öğretisinden ayrıldığı ölçüde biçim kavramının anlamı ve durumu da değişir. Kant'ta görü biçimleri (uzay ve zaman) ve düşünce biçimleri (kategoriler) artık nesnel varlık bağıntıları olmaktan çıkarlar, bilgi ve deneyin, insan duyarlığında ye anlığında bulunan, zorunlu koşulları olurlar. Ethik'te: Max Scheler, Kant'ın biçimsel ahlâk öğretisi (formalist ethik) ile hesaplaşarak ona karşı görüngübilim açısından temellendirdiği içeriksel değerler öğretisini geliştirmiştir. Estetik'te: 1- Bir estetik nesnenin duyularla algılanan görünüş biçimi. 2- İçerik ve özün karşıtı. Doğa felsefesinde: Organizmada birliği sağlayan ve biçimlendiren güç (yeti). Mantıkta: Usavurma özdek ve biçimden oluşur: terimler ve önermeler çıkarımın özdeğidir; terimler ve önermeler arasındaki bağlantı da biçimi. Biçim bakımından bir önerme olumlu ya da olumsuz, tümel ya da tikeldir. Bir tasımda önermeler arasındaki bağlantı, sonuç zorunlu olarak öncüllerden çıkacak biçimde kurulmuşsa, bu tasım biçim bakımından doğrudur. Öncül yanlışsa sonuç da yanlış olur, ama bu yanlış oluş çıkarımın kendisinin biçim bakımından doğru olmasını ortadan kaldırmaz. (Biçimsel -formel- mantık.)

BSTS / Fizik Terimleri Sözlüğü

biçim anlamı İng. form Osm. şekil Alm. Form Fr.forme
Dış görünüş; bir cismin yapısını ortaya koyan çevre çizgilerinin bütünlüğü.

BSTS / Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü

biçim anlamı Osm. şekil Fr. forme
(Resim, Heykel, Mimarlık) 1. Resim, heykel ve mimarlıkta yapıtın yapı bakımından tüm kuruluşu. 2. Bir rengin, çevresi belirli durumu.

BSTS / Medeni Hukuk Terimleri Sözlüğü

biçim anlamı
şekil, ~ bozukluğu: şekil noksânı.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

biçim anlamı Osm. şekil Fr. forme
(biyoloji, matematik)

BSTS / Ruhbilim Terimleri Sözlüğü

biçim anlamı İng. gestalt Alm. Gestalt
Oluştuğu parçalar ve ilişkilerin toplamı ile açıklanamayan ve bunun üstünde bir bütünlüğü olan görünüm ya da yapı.

BSTS / Toplumbilim Terimleri

biçim anlamı İng. form Osm. şekil Fr. forme
Toplumsal olguların kurucu öğeleri arasındaki iç bağlantı, örgütleniş yöntemi ve etkileşme düzeni.

BSTS / Yazın Terimleri Sözlüğü

biçim anlamı Osm. şekil Fr. forme
1- Yazın ve sanat yapıtlarında dış görünüş. 2- Koşukların kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü: gazel, mesnevî, rubaî, sone gibi.

Güncel Türkçe Sözlük

biçim anlamı
(I) is. Biçme işi: "Ekim biçim işlerini Tamamıyla kadınlara bırakmışlardı." -Ö. Seyfettin.
biçim anlamı
(II) is. 1. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkal: "İtalya elçiliği bugüne değin ilk biçimini korumuştur." -S. Birsel. 2. Yakışık alan şekil, uygun şekil: "Söylediklerimden çok, söyleyiş biçimi etkili oluyor kalabalığın üstünde." -A. İlhan. 3. Herhangi bir şeyin benzeri. 4. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. 5. Tarz: "İngiliz biçimi ceketler, sıcak iklimler için yapılmış kısa pantolonlar." -F. R. Atay. 6. bl. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. 7. bl. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. 8. ed. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil: gazel, mesnevi, rubai, sone birer şiir biçimidir.

Türkçe - İngilizce

biçim anlamı
isim
1) format
2) form
3) shape
4) style
5) configuration
6) mode
7) conformation
8) fashion
9) guise
10) cast
11) make
12) figuration
13) face
14) genre
15) semblance
ön ek
1) morpho-

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

biçim anlamı
Ekin kaldırma.

-Trabzon
-Gümüşhane
Erkinis *Yusufeli, *Şavşat -Artvin
Kızılçakçak *Arpaçay -Kars
Kerkük

biçim anlamı
Ekin kaldırma zamanı.

*Antakya Hatay

biçim anlamı
Biçim, şekil

Diyarbakır

biçim anlamı
Biçim, şekil. || o biçim: o şekilde; böylece

Erzurum

biçim eş anlamlısı

eşkâl
is. (eşkâ:li) esk. 1. Dıştan görünüş: "Şu anda kendisinin eşkâlini bilen yüzlerce ve belki de binlerce kişi onu arıyordu." -İ. O. Anar. 2. Biçim (II). 3. Kılık.
form
is. 1. Biçim, şekil: "Dünyada hangi nesil kullandığı şiir formunun ismiyle anılır?" -N. F. Kısakürek. 2. Bir şeyin istenilen ve olması gereken durumu. 3. İstenilen şeylerin yazılması, doldurulması için hazırlanmış basılı belge.
format
is. bl. 1. Biçim (II). 2. sin. ve TV Boyut.
şekil
is. 1. Biçim: "Dünyayı alıp avucuna bir gün Tanrı'm / Avucunda bu dünyaya bir şekil ver." -A. N. Asya. 2. Bir konuyu açıklamaya yarayan resim veya çizim: Bu kitapta birçok şekil var. 3. Davranış biçimi, tutum, yol, tarz: Bu şekilde hareket etmek doğru değildir. 4. Bir kavramın, düşüncenin, olayın veya işin değişik oluş biçimi: "Yalnızlığın şekilleri vardır, kimsesiz bir yerde yalnızlık, sosyete ve kalabalık içinde yalnızlık." -R. N. Güntekin. 5. Toplumsal bir bütünün kuruluş biçimi: Yönetim şekli. 6. Anlatım biçimi: "Ne yapıp yapmış, bu havai konuşmayı röportaj şekline sokmuştu." -Y. K. Karaosmanoğlu. 7. ed. Biçim. 8. mat. Bazı matematiksel varlıkların gösterilmesine yarayan resim: Geometrik şekil.
tarz
is. 1. Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil, janr: "Şimdi beni meraka düşürmek suretiyle yine aynı zevki başka tarzda çıkarmakla meşgul..." -R. H. Karay. 2. Bir kimsenin kendine özgü anlatım biçimi: "Artık bu tarzda hayat hakları aramanın mevsimi geçtiğini sanıyorum." -N. F. Kısakürek. 3. Güzel sanatlarda üslup, stil, konsept: Gotik tarzda bir yapı. Nedim tarzında bir gazel. 4. Biçim, yol.

"biçim" için örnek kullanımlar

Ancak teknoloji ilerledikçe bu konu farklı bir biçim almaya başladı.
As technology advances, however, began to take a different form in this issue.
Kaynak: odatv.com
Ne biçim bi yaratıksın sen arkadaşım ne barındırıyorsun içinde..
What kind of creature are you my friend what barındırıyorsun in bi ..
Kaynak: blog.milliyet.com.tr
Yaygınlaşma toplumsal bir biçim almakta benliğe sirayet etmektedir.
Expansion takes a form of social self is spread.
Kaynak: haber.sol.org.tr
Nasıl olsa bir sonraki Bakan 'bu ne biçim' iş diyerek kaldırır..
Anyhow the next Minister 'what kind of work' removes saying ..
Kaynak: gundem.milliyet.com.tr
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.