form ne demek?
- 5 sözlük, 5 sonuç.BSTS / Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu
form anlamı
bakınız» biçim
bakınız» biçim
BSTS / Patoloji Terimleri Sözlüğü
form anlamı İng. ringbone
bakınız» bağa.
bakınız» bağa.
Güncel Türkçe Sözlük
form anlamı
is. 1. Biçim, şekil: "Dünyada hangi nesil kullandığı şiir formunun ismiyle anılır?" -N. F. Kısakürek. 2. Bir şeyin istenilen ve olması gereken durumu. 3. İstenilen şeylerin yazılması, doldurulması için hazırlanmış basılı belge.
is. 1. Biçim, şekil: "Dünyada hangi nesil kullandığı şiir formunun ismiyle anılır?" -N. F. Kısakürek. 2. Bir şeyin istenilen ve olması gereken durumu. 3. İstenilen şeylerin yazılması, doldurulması için hazırlanmış basılı belge.
İngilizce - Türkçe
form anlamı
isim
1) form
2) biçim
3) şekil
4) kalıp
5) yapı
6) tarz
7) sınıf
8) yöntem
9) model
10) vücut
11) beden
12) sıra
13) tavır
14) davranış
15) karakter
fiil
1) oluşturmak
2) kurmak
3) biçimlendirmek
4) şekillendirmek
5) şekillenmek
6) düzenlemek
7) şekil vermek
8) şekil almak
9) biçim almak
isim
1) form
2) biçim
3) şekil
4) kalıp
5) yapı
6) tarz
7) sınıf
8) yöntem
9) model
10) vücut
11) beden
12) sıra
13) tavır
14) davranış
15) karakter
fiil
1) oluşturmak
2) kurmak
3) biçimlendirmek
4) şekillendirmek
5) şekillenmek
6) düzenlemek
7) şekil vermek
8) şekil almak
9) biçim almak
Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
form anlamı Fr.forme
1. Biçim, şekil: "Ama bu roman da form olarak kimileri için erkendi" -Adalet Ağaoğlu, Başka Karşılaşmalar, 175. § "... bu küçük form adetinin ve büyük soluk yokluğunun devamını görüyoruz." -Peyami Safa, Sanat-Edebiyat-Tenkit, 61. § "Dufy fırçanın o her teferruatı ayrı ayrı ve müstakil form olarak sayan denizler gibi küçük bir rüya sürüsü toplamıştı." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 44. § "Yunan edebiyatında bize benzeyen insanları canlandıracak edebî bir form yok." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 152. § "Geçen gün kendisiyle konuşurken ben ‘‘özlem'' diyecek oldum, anlamazmış özlem'in ne demek olduğunu, biçim yerine, şekil yerine form demeği anlıyor da almak'tan alım, satmak'tan satım gibi özlemek'ten özlem'i anlamıyor." -Nurullah Ataç, Diyelim, 102. 2. Bir şeyin istenilen ve olması gereken durumu: § "Erkeklerin aç karnına formda olmayacaklarını düşünen bir sevgili." -Adalet Ağaoğlu, Ruh Üşümesi, 14. 3. İstenilen şeylerin yazılması, doldurulması için hazırlanmış basılı belge.
1. Biçim, şekil: "Ama bu roman da form olarak kimileri için erkendi" -Adalet Ağaoğlu, Başka Karşılaşmalar, 175. § "... bu küçük form adetinin ve büyük soluk yokluğunun devamını görüyoruz." -Peyami Safa, Sanat-Edebiyat-Tenkit, 61. § "Dufy fırçanın o her teferruatı ayrı ayrı ve müstakil form olarak sayan denizler gibi küçük bir rüya sürüsü toplamıştı." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 44. § "Yunan edebiyatında bize benzeyen insanları canlandıracak edebî bir form yok." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 152. § "Geçen gün kendisiyle konuşurken ben ‘‘özlem'' diyecek oldum, anlamazmış özlem'in ne demek olduğunu, biçim yerine, şekil yerine form demeği anlıyor da almak'tan alım, satmak'tan satım gibi özlemek'ten özlem'i anlamıyor." -Nurullah Ataç, Diyelim, 102. 2. Bir şeyin istenilen ve olması gereken durumu: § "Erkeklerin aç karnına formda olmayacaklarını düşünen bir sevgili." -Adalet Ağaoğlu, Ruh Üşümesi, 14. 3. İstenilen şeylerin yazılması, doldurulması için hazırlanmış basılı belge.
form eş anlamlısı
biçim
(I) is. Biçme işi: "Ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı." -Ö. Seyfettin.
(I) is. Biçme işi: "Ekim biçim işlerini tamamıyla kadınlara bırakmışlardı." -Ö. Seyfettin.
biçim
(II) is. 1. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkal: "İtalya elçiliği bugüne değin ilk biçimini korumuştur." -S. Birsel. 2. Yakışık alan şekil, uygun şekil: "Söylediklerimden çok, söyleyiş biçimi etkili oluyor kalabalığın üstünde." -A. İlhan. 3. Herhangi bir şeyin benzeri. 4. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. 5. Tarz: "İngiliz biçimi ceketler, sıcak iklimler için yapılmış kısa pantolonlar." -F. R. Atay. 6. bl. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. 7. bl. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. 8. ed. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil: Gazel, mesnevi, rubai, sone birer şiir biçimidir.
(II) is. 1. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkal: "İtalya elçiliği bugüne değin ilk biçimini korumuştur." -S. Birsel. 2. Yakışık alan şekil, uygun şekil: "Söylediklerimden çok, söyleyiş biçimi etkili oluyor kalabalığın üstünde." -A. İlhan. 3. Herhangi bir şeyin benzeri. 4. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. 5. Tarz: "İngiliz biçimi ceketler, sıcak iklimler için yapılmış kısa pantolonlar." -F. R. Atay. 6. bl. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. 7. bl. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. 8. ed. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil: Gazel, mesnevi, rubai, sone birer şiir biçimidir.
şekil
is. 1. Biçim: "Dünyayı alıp avucuna bir gün Tanrı'm / Avucunda bu dünyaya bir şekil ver." -A. N. Asya. 2. Bir konuyu açıklamaya yarayan resim veya çizim: Bu kitapta birçok şekil var. 3. Davranış biçimi, tutum, yol, tarz: Bu şekilde hareket etmek doğru değildir. 4. Bir kavramın, düşüncenin, olayın veya işin değişik oluş biçimi: "Yalnızlığın şekilleri vardır, kimsesiz bir yerde yalnızlık, sosyete ve kalabalık içinde yalnızlık." -R. N. Güntekin. 5. Toplumsal bir bütünün kuruluş biçimi: Yönetim şekli. 6. Anlatım biçimi: "Ne yapıp yapmış, bu havai konuşmayı röportaj şekline sokmuştu." -Y. K. Karaosmanoğlu. 7. ed. Biçim. 8. mat. Bazı matematiksel varlıkların gösterilmesine yarayan resim: Geometrik şekil.
is. 1. Biçim: "Dünyayı alıp avucuna bir gün Tanrı'm / Avucunda bu dünyaya bir şekil ver." -A. N. Asya. 2. Bir konuyu açıklamaya yarayan resim veya çizim: Bu kitapta birçok şekil var. 3. Davranış biçimi, tutum, yol, tarz: Bu şekilde hareket etmek doğru değildir. 4. Bir kavramın, düşüncenin, olayın veya işin değişik oluş biçimi: "Yalnızlığın şekilleri vardır, kimsesiz bir yerde yalnızlık, sosyete ve kalabalık içinde yalnızlık." -R. N. Güntekin. 5. Toplumsal bir bütünün kuruluş biçimi: Yönetim şekli. 6. Anlatım biçimi: "Ne yapıp yapmış, bu havai konuşmayı röportaj şekline sokmuştu." -Y. K. Karaosmanoğlu. 7. ed. Biçim. 8. mat. Bazı matematiksel varlıkların gösterilmesine yarayan resim: Geometrik şekil.
"form" için örnek kullanımlar
Rakip Bursaspor'da ise son haftalarda artan bir form grafiği gözlemliyoruz.
We observe in the graph form in recent weeks, a growing rival Bursaspor.
Kaynak: gazetea24.comDaha form tutamamışlar, tek başlarına Schalke'yi devirmeleri de imkansız.
More tutamamışlar form, alone in the overthrow of Schalke's impossible.
Kaynak: trtspor.com.trBundesliga ekibinin form grafiği her geçen hafta yükseliyor.
Bundesliga team, form graph is rising with each passing week.
Kaynak: haber.stargazete.comAKP'ye üyelik başvurusu yok, kendisi gidip form doldurmamış, imza bile atmamış.
No application for membership of the AKP, and it goes and who have not completed the form, even if the signature beats.
Kaynak: haberalanya.com.trBackus-Naur form, adını bilgisayar programcılığının öncüleri John Backus ve Peter Naur'dan alan, 1950'lerin sonunda temelleri Backus'a ait
Kaynak: Backus-Naur form
Kaynak: Backus-Naur form
Otoburlar (Birincil tüketiciler veya Herbivor form); bitki sel organizma ları besin olarak kullanan hayvanlardır. Karasal ortamdaki otobur
Kaynak: Otoburlar
Kaynak: Otoburlar
Diğer kimyasal isimleri; L-askorbik asit , 3-Oxo-L-glufuranolaktonel (enol form), L-3-ketotreoheksuronikasitlakton dur. Genel özellikleri
Kaynak: C vitamini
Kaynak: C vitamini
1 Ocak 1984), Türk futbolcu . Süper Lig ekiplerinden Kasımpaşa 'da form giymektedir. Futbol Kariyeri Kulüp Takımları Kariyeri
Kaynak: Kerem Şeras
Kaynak: Kerem Şeras
Tipografi (Etimoloji : Yunanca 'da "typos" (form) ve "graphia" (yazmak) sözcüklerinden türemiş olan) typographia sözcüğünün Türkçe halidir
Kaynak: Tipografi
Kaynak: Tipografi
Microsoft Office InfoPath, Microsoft tarafından geliştirilen Microsoft Office paketine dahil edilmiş, bir form tasarlama ve yönetme
Kaynak: Microsoft InfoPath
Kaynak: Microsoft InfoPath
Peşrev, Türk Müziğinde bir çeşit sözsüz form. Fasılların en başında çalınır. Genellikle dört hane ve bir teslimden oluşur. Çoğunlukla
Kaynak: Peşrev
Kaynak: Peşrev
Kata; (sözcük anlamı olarak form) tek ya da eşli olarak yapılan detaylı olarak düzenlenmiş hareketler dizisi anlamına gelen Japon ca bir
Kaynak: Kata
Kaynak: Kata
ASP.NET teknolojisinin üretilen bir web sayfasına ait vaziyeti (state) kodlanmış olarak sakladığı görünmez form elemanı. Bu form elemanı,
Kaynak: Viewstate
Kaynak: Viewstate
Microsoft Office Forms Server, Microsoft tarafından geliştirilen, form tasarlama ve yönetme yazılımıdır. Office Forms Server, sunucu
Kaynak: Microsoft Office Forms Server
Kaynak: Microsoft Office Forms Server
form_AircraftGenericType&form_Airline Transaero&form_Country&form_Location%C1%F3%F0%E3%E0%F1&form_FullName&form_keyword&type Approved&c
Kaynak: Burgaz Havalimanı
Kaynak: Burgaz Havalimanı
Yakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
