Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

dayı ne demek?

 - 5 sözlük, 7 sonuç.

BSTS / Tarih Terimleri Sözlüğü

dayı anlamı İng. Dey Alm.Dei Fr. Dey
Osmanlılar döneminde Tunus, Cezayir ve Trablusgarp'ta yerli ileri gelenlerce seçimle başa geçirilen yöneticilere verilen san.

Güncel Türkçe Sözlük

dayı anlamı
is. 1. Annenin erkek kardeşi. 2. sf. hlk. Cesur, yiğit. 3. ünl. hlk. Yaşlı erkeklere söylenen bir seslenme sözü: "O kadarcık okumaktan kanun anlaşılsa avukata ekmek mi kalırdı, dayı!" -S. F. Abasıyanık. 4. mec. Kayırıcı: "Bunların çok bariz olan bir tarafı da siyasi dayıları sık sık değiştirmeleridir." -P. Safa. 5. argo Kabadayı. 6. tar. Osmanlı Devleti'nde Tunus, Cezayir ve Trablusgarp'ta seçimle başa getirilen yönetici.

Kişi Adları Sözlüğü

Dayı anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Annenin erkek kardeşi. 2. Birini kayırıp koruyan saygın kimse. 3. Kabadayı, külhanbeyi. 4. Güzel, iyi.

Türkçe - İngilizce

dayı anlamı
isim
1) uncle
2) maternal uncle
3) rapscallion
4) dey
5) swaggerer
6) rowdy
sıfat
1) swagger
kelime öbeği
1) friend at court

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

dayı anlamı
1. Güzel, iyi. 2. Cesur, babayiğit: Allah için dayı adamdır. 3. bakınız» dayıbaşı.
dayı anlamı
Amele başı

Avşar aşireti, Pazarören *Pınarbaşı -Kayseri

dayı anlamı
1. Gösterişli, hoş, güzel: Çiçekler dayı dayı kokar gâri. 2. Eliaçık.

dayı eş anlamlısı

cesur
sf. 1. Yürekli: "Bu, yeterince cesur olamadığımın bir göstergesi olabilir." -İ. O. Anar. 2. zf. Yürekli bir biçimde: "Erkeklere karşı ilk tanışmada cesur ve ümit verici davranırdı." -R. H. Karay.
kabadayı
is. (kaba'dayı) 1. İyi dövüşen, korkusuz, kendine özgü namus kurallarının dışına çıkmayan kimse: "Ramazan, sertliği, zulmü ile ün salmış bir kabadayı idi." -H. E. Adıvar. 2. sf. mec. Yürekli: Doğrusu kabadayı çocuktur. 3. hlk. Bir şeyin en iyisi, başta geleni: Bunun en kabadayısı yüz bin lira.
kayırıcı
is. Bir kimseyi kayıran, ona arka çıkan kimse, dayı, iltimasçı, piston, torpil.
yiğit
is. 1. Delikanlı, genç erkek: "Yiğide ölüm geçine / Al beni zülfün ucuna / Sallanayım tel yerine." -Karacaoğlan. 2. sf. Güçlü ve yürekli, kahraman, alp. 3. sf. mec. Gözü pek, düşüncelerini açıkça söylemekten çekinmeyen (kimse): O yiğit adamdır, gerçeği söylemekten çekinmez.

"dayı" için örnek kullanımlar

Bunun üzerine anneanne, dayı ve 11 yaşındaki İbrahim balkona çıktı.
On top of that, grandmother, uncle and 11-year-old Ibrahim was a balcony.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Narin'in dayı kızı Sema ise, kasabaya cenazeye gelen Fırat'a göz koymuştur.
Narin Sema uncle's daughter, the town has a funeral look at the Euphrates.
Kaynak: haber01.com
Narin"in dayı kızı Sema ise, kasabaya cenazeye gelen Fırat"a göz koymuştur.
Delicate "uncle's daughter Sema in the town, from the Euphrates funeral" have a look.
Kaynak: gazetea24.com
Yargıtay bu kararını dayı ile öz yeğeni arasındaki senet davasında verdi.
The Supreme Court gave its decision in the case notes between uncle and nephew of the self.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Torpil, halk arasında dayı, amca vb. olarak ifade edilen, herhangi bir sektörde ve herhangi bir işinizin halledilmesi ya da bir işin
Kaynak: Torpil
turğut abi,(,halitdayı,memet dayı ve oğlu pehlivan amca,yeşim (dinkçi) iboş dayı eşi immigülsüm yenge,mustafa dayı,merhali dayı,adil dayı
Kaynak: Kopuzlu, Keban
Ayı isminin “dayı” ile eşdeğer tutulması “Köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek” sınakası (atasözü) ile de bağlantılıdır. Moğol lardaki
Kaynak: Ayı Ata
Ali Paşa'nın ölümü üzerine dayı seçildi (Mart 1818 ). Osmanlı yönetimi de kendisine paşalık ve beylerbeylik vererek dayılığını
Kaynak: Hüseyin bin Hüseyin

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.