Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

değme ne demek?

 - 13 sözlük, 15 sonuç.

BSTS / Fizik Terimleri Sözlüğü

değme anlamı İng. contact Osm. kontak Alm. Berührung Fr. contact
Bir ya da birçok elektrik çevrimini bütünlemek için düzenlenmiş özel ulama yeri.

BSTS / Geometri

Değme anlamı
bakınız» çap.

BSTS / Gökbilim Terimleri Sözlüğü

değme anlamı İng. appulse Alm. Berührung Fr. appulse
Ay ve güneş tutulmalarında, Ay'ın ya da Yer'in gölge konisine yaklaşarak değmesi.

BSTS / Matematik Terimleri Sözlüğü

değme anlamı İng. contact, tangency Osm. temas Lat.contactus Alm.Kontakt, Berührung, Tangieren Fr. contact
Bir eğrinin bir eğriye, bir eğrinin bir yüzeye, ya da bir yüzeyin bir başka yüzeye kesmeksizin bir noktada dokunması.

BSTS / Metalbilim İşlem Terimleri Sözlüğü

değme anlamı İng. contact Alm. Kontakt Fr. contact
Bir nesneyle başka bir nesnenin, dokunma durumunda olması.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

değme anlamı Osm. temas Fr. contact
(kimya)

BSTS / Otomobilcilik ve Motor Bilgisi Terimleri

değme anlamı İng. contact Osm. kontak, temas Alm.Kontakt Fr. contact
Bir elektrik çevrimini bütünlemek için iki çevrim öğesinin birleşmesi.

BSTS / Uygulayım Terimleri Sözlüğü

değme anlamı
bakınız» sürtünüm.

BSTS / Yumrukoyunu Terimleri Sözlüğü

değme anlamı İng. Contact Osm. Temas Alm. Berührung
Yumrukoyuncusunun, yediği yumruk etkisiyle elleri dışında vücudunun herhangi bir kısmı ile yere değmesi.

Güncel Türkçe Sözlük

değme anlamı
(I) is. Değmek işi, temas.
değme anlamı
(II) sf. (de'ğme) 1. Her, herhangi bir, gelişigüzel, rastgele: "Deli gönül değme çaydan bulanmaz / Coşarsa dalgası kendinden olur" -Âşık Veysel. 2. Seçkin, seçme.

Tarama Sözlüğü

değme anlamı
1. Her, her bir, her hangi bir, gelişigüzel, rasgele. 2. Beğenilmiş, seçilmiş

Türkçe - İngilizce

değme anlamı
touching

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

değme anlamı
Seçme, üstün, en iyi.

*Eğridir köyleri, Yassıviran *Senirkent -Isparta
*Alaşehir -Manisa
Tokat -Eskişehir
*Akyazı çevresi -Sakarya
*Merzifon ve köyleri -Amasya
-Ordu ve köyleri
-Trabzon
*Antakya -Hatay
*Bünyan -Kayseri
*Bor, -Niğde
-Konya

değme anlamı
Elçi, haberci.

-Çorum

değme eş anlamlısı

gelişigüzel
sf. (gelişi'güzel) 1. Herhangi bir, özensiz, itinasız, baştan savma, rastgele, lalettayin: "Anayasayı rafa kaldırarak keyfî, gelişigüzel sınırlar çizmeye kalkışmak, bu yaygaraları koparanların başlıca özelliğidir." -N. Cumalı. 2. zf. Üstünkörü: "Eski dansları mektepte, yenilerini de bir iki arkadaşının evinde gelişigüzel öğrendiğini anlattı." -P. Safa.
rastgele
sf. 1. Gelişigüzel: "Bu özü susma ile tanımlamak pek kişisel, rastgele bir yargı kurmak oluyor." -N. Uygur. 2. zf. (ra'stgele) Seçmeden, iyisini kötüsünü ayırmadan, gelişigüzel, lalettayin: "Asılanları deniz kenarında, rastgele atıldıkları çukurlar içinde kumluğa gömüyorlar." -N. F. Kısakürek.
seçkin
sf. 1. Benzerleri arasında niteliklerinin yüksekliğiyle göze çarpan, üstün, mümtaz, güzide, mutena: "Burası seçkin konukların ağırlandığı yerdi." -İ. O. Anar. 2. Bir toplumda saygın ve etkin mevkilerde bulunan ve toplumun eğitim, ekonomi, siyaset, askeriye, din, sanat vb. alanlarıyla ilgili etkinliklerin denetimini elinde tutan (kişi veya grup), elit.
seçme
is. 1. Seçmek işi, seleksiyon: "Kendine yeni bir meslek seçmesini bildiğinden dilencilikte karar kıldı." -İ. O. Anar. 2. sf. Seçkin, seçilmiş: "Etrafı geniş hendeklerle çevrili burçlar, en seçme muhafızlar elinde en titiz hesaplarla korunuyor." -N. F. Kısakürek.
temas
is. (tema:sı) 1. Değme, dokunma (I), dokunuş (I). 2. Buluşup görüşme, ilişki kurma, münasebet: "Her nevi halkla temas ve kaynaşma hâlinde bulunmalıdır." -S. F. Abasıyanık. 3. Değinme, sözünü etme, bahsetme: O konuya hiç temas edilmedi. 4. Gidip gelme, ulaşım, bağlantı: İki şehir arasında temas kesildi. 5. ruh b. Dokunma.

"değme" için örnek kullanımlar

Tuttukları adam da değme ajanlara parmak ısırtan beceriye sahip doğrusu.
The guy kept touching skilled agents rather astonishing.
Kaynak: blog.milliyet.com.tr
Değme senaryolara taş çıkartan olayın adresi ise Sarıyer'di.
Address of contact in the event scenarios Sarıyer'di stone heckler.
Kaynak: takvim.com.tr
Savcı da bu konuda bir dosya hazırladı mı, değme gitsin.
Is the prosecutor has prepared a file for that matter, touching go.
Kaynak: ulusalkanal.com.tr
Rahmetli annem son 25 yılda değme siyasetçilere taş çıkartacak kadar politikleşmişti.
My late mother politikleşmişti the last 25 years up to remove the stone touching the politicians.
Kaynak: batmancagdas.com
Neredeyse eşit derinlikli minimumlara sahip ışık eğrileri veren W UMa'ların bu aykırı durumu, ancak "değme" olgusunun dikkate alınması ve
Kaynak: W Ursae Majoris değişeni
İletken ve yalıtkan maddeler arasındaki değme elektriklenmesi üretimleri farklarına bağlı olarak elektrik ve elektriksiz olarak kaydetti.
Kaynak: Charles François de Cisternay du Fay
Bu sisteme ışık gönderilirse merceğin değme noktası merkez olmak üzere eş merkezli çemberler oluşur. Oluşan bu konsantrik halkaların
Kaynak: Newton halkaları
Çok önemli bir kimyasal madde olan sülfürik asit sanayide değme yöntemi ya da kurşun odalar yöntemi ile üretilir. Bu yöntemlerde kükürt
Kaynak: Sülfürik asit
Palet, değme vidasından ayrılarak devreden akımı keser. Devreden akım geçmediğinde demir çekirdek elektromıknatıslık özelliğini kaybedip
Kaynak: Elektrik zili
Göğe kadar yükselmiş bir kale olmakla değme adam bir saatte çıkamadığından gece gündüz kapısı kapalıdır. Bekçileri daima bekleyip, silahla
Kaynak: Tokat Kalesi
yardımçı oluyor sokak aydınlatmaların ampulleri patlamadan değiştiriyor ve bununlada kalmıyor muhtarımıs çok çalışıyor maşallah nasasinr değme
Kaynak: Aşağıçaylı, İnebolu
çekilmiş ve çöplük haline gelmiştir)kumu ve tatlı suyu ile değme deniz kumundan ve deniz suyundan daha iyi olan Kum ocakları görülmeğe değerdir.
Kaynak: Orhaniye, Çay
Davidson da bir an bile “kadın kıyafetinde erkek” klişelerine yanaşmıyor, değme oyuncuların bile düşecekleri beklendik tuzakları zarifçe aşıyordu
Kaynak: Jaye Davidson
Bulgur pilavı ile bir baş kuru soğanı , bir de yanında yayık ayranı sofrada bulunursa değme keyfine. Düğünlerde meydana yakılan alevli
Kaynak: Küçükçamurlu, Göksun
Zira güzergahta veya değme yüzeyindeki herhangi bir kir güzergahtan sapmaya ve atışın kaçırılmasına yol açar. Bu sapmanın gerçekleşmesine
Kaynak: Körling
geyer,altında beyaz gömlek,üstünde kutnu yelek, (nakarat) çember bastım yol açtımkırmızı güle dolaştım,değme güle konmazkençakır dikene düştüm
Kaynak: Bar (halk oyunu)
Yaprağı) Yarma Aşı Çökelikleme Kuskus Çılbır Kömbe Çörek ah annnem iyi olsa da bunların yanına bozaş pişirse üstünede bir haside değme keyfime.
Kaynak: Ilısu, Sarıkaya
Coğrafya : Arabanın altının değme ihtimali var. Zeminde çamur falan yok. İri taşlardan sonra da bir dik yer var. Hem taşlara arabanın altını
Kaynak: Köseler, Gümüşhacıköy
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.