Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

dem ne demek?

 - 2 sözlük, 11 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

dem anlamı
(I) is. 1. Hazırlanan çayın renk ve koku bakımından istenilen durumu. 2. hlk. Pişirilen yemeklerin yenecek kıvamda olması. 3. esk. Soluk, nefes. 4. esk. Zaman, çağ: "Âdemden bu deme neslim getirdi / Bana türlü türlü meyve getirdi" -Âşık Veysel. 5. esk. İçki. 6. esk. Koku.
dem anlamı
(II) is. esk. Kan.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

dem anlamı
1. Susuz, kıraç tarla. 2. Kıraç tarlada yetişen ekin.
dem anlamı
Dokumacılıkta kullanılan, iki tarafı tahta ortasına kamış parçaları konulmuş bir çeşit tarak.

Karahisar *Tavas -Denizli
-Manisa

dem anlamı
Neşe, gönül hoşluğu, keyf: Gam da geçer dem de geçer.

*Iğdır -Kars
*Bor -Niğde

dem anlamı
1. İçine şeker konulmuş çay. 2. Toz halinde çay: Bir atım dem ver, çay içelim.
dem anlamı
Pişirilen yemeklerin kıvama gelmesi.

Zana -Amasya
Kerkük

dem anlamı
Kan.

*Kula Manisa
Yozgat

dem anlamı
< Ar. dem: aybaşı kanaması. || dem getmek: rahim kanaması geçirmek
dem anlamı
< Far. dem: zaman; vakit. || her dem (üçün): her zaman
dem anlamı
1. Vakit, an, Tam zamanı. 2. Kıvam, ayar. 3. Çay demi

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

dem eş anlamlısı

çağ
is. 1. Zaman dilimi, vakit. 2. Hayatın çocukluk, gençlik vb. dönemlerinden her biri, yaş: "Yazık ki delikanlılık çağını çoktan aşmıştır, şakaklarına kır düşmüştür, ayrıca hastadır." -R. H. Karay. 3. Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, devir: "Dünya atom çağında, biz hâlâ medeniyet kavgası içindeyiz." -F. R. Atay. 4. Tarihin ayrıldığı dört büyük bölümden her biri, kurun: İlk Çağ. Orta Çağ. Yakın Çağ. Yeni Çağ. 5. mec. Bir şeyin uygun, elverişli zamanı: "Kendi çocuğu daha evlenecek çağda olmadığına göre kim bilir kimleri baş göz etmiştir." -S. F. Abasıyanık. 6. jeol. Bir katmanın oluştuğu süre.
kan
is. 1. Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı: "Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı." -Ö. Seyfettin. 2. mec. Soy: O da benim kanımdan.
koku
is. 1. Nesnelerden yayılan küçücük zerrelerin burun zarı üzerindeki özel sinirlerde uyandırdığı duygu: "Çöp kokusuyla beraber mutsuzluğu da artıyordu günbegün." -E. Şafak. 2. Güzel kokmak için sürülen esans: Koku sürünmek. 3. mec. Belirti, işaret: Ortalıkta bir savaş kokusu var.
nefes
is. 1. Soluk. 2. Şifa amacıyla hastaya okunan dua. 3. Sigara, pipo içilirken içe çekilen duman: "Sigarasını efkârlı olduğu zamanlar yaptığı gibi sık nefeslerle çabuk çabuk içiyordu." -H. Taner. 4. mec. Canlılık, hayat belirtisi: "Bir insan daha var çok şükür evde / Nefes var / Ayak sesi var / Çok şükür, çok şükür." -O. V. Kanık. 5. ed. Bektaşi ve Alevilerin görüş ve düşüncelerini belirtmek için yazılmış şiir.
soluk
(I) is. 1. Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes: "Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı." -R. N. Güntekin. 2. Ciğerlere hava alıp verme. 3. mec. Tarz: Gençler dergimize yeni bir soluk getirdiler.
soluk
(II) sf. 1. Rengi atmış olan, solmuş, uçuk: "Dudağının soluk rengini bile fark ettirecek kadar rengi bir tuhaf kırmızıydı." -S. F. Abasıyanık. 2. Parlaklığını, gücünü yitirmiş (ışık): "Bahçeye, kafeslerden elenen soluk bir ışık vurmuş." -Y. Z. Ortaç. 3. Rengi atmış olan: Soluk kumaş.
zaman
is. (zama:nı) 1. Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit: "Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım." -Ö. Seyfettin. 2. Bu sürenin belirli bir parçası, vakit: "Efendiler, az söylemek çok yapmak zamanı gelmiştir." -A. İlhan. 3. Belirlenmiş olan an. 4. Çağ, mevsim: Gül zamanı. Çocukluk zamanı. 5. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler, vakit. 6. Dönem, devir: "Dedelerimizin zamanında burada bir kral yaşardı." -R. Mağden. 7. gök b. Olayların oluş ve akış sırasını belirleyen, düzenli ve dönemli gök olaylarını birim olarak kullanan sanal bir kavram. 8. db. Fiillerin belirttikleri geçmiş zaman, şimdiki zaman, gelecek zaman, geniş zaman kavramı: Geldi, gelmiş, geliyor, gelecek, gelir. 9. jeol. Yer kabuğunun geçirdiği gelişimde belirlenen ve fosillere göre dörde ayrılan geniş evrelerden her biri.

"dem" için örnek kullanımlar

Şarkılar bugün unuttuğumuz duygulara, aşka, insanlığa dem vuruyor.
Songs forgotten today, emotions, love, humanity, prate.
Kaynak: magazin.haberturk.com
Son olarak ise kullanıcılar Apple Store'un zenginliğinden dem vuruyor.
Finally, the wealth of users cite the Apple Store.
Kaynak: chip.com.tr
Demokrasi lafını her dem tekrarlamakla memlekette demokrasi gelişmiyor.
Democracy is democracy in the country being developed through repetition, it is ever mention it.
Kaynak: blog.milliyet.com.tr
Sezon başı Cuper yokuşu dedik, takımın kondisyonundan dem vurduk ama 65.
Cuper said slope per season, but the team shot dem kondisyonundan 65
Kaynak: 365gunspor.com
Axel Freiherr (Baron) von dem Bussche-Streithorst (d. 24 Nisan 1919 - ö. 26 Ocak 1993 ), II. Dünya Savaşı 'nda Nazi Almanyası 'nın
Kaynak: Axel von dem Bussche
Erich Julius Eberhard von Zelewski veya Erich von dem Bach-Zelewski (d. 1 Mart 1899 , Lauenburg , Pomeranya , Alman İmparatorluğu - ö. 8
Kaynak: Erich von dem Bach-Zelewski
Brich dem Hungrigen dein Brot,( İngilizce :Break your bread for the hungry ) Johann Sebastian Bach 'ın BWV 39 numaralı kantat ı.
Kaynak: Brich dem Hungrigen dein Brot, BWV 39
Saraydan Kız Kaçırma (asıl Almanca adı "Die Entführung aus dem Serail" veya İtalyanca adı "Il Seraglio", Köchel dizini numarası: K. 384")
Kaynak: Saraydan Kız Kaçırma
Bulutların Üzerinde Yolculuk ya da Sis Denizinde Amaçsızca Dolaşan Adam (Almanca: Der Wanderer über dem Nebelmeer), Alman romantik ressam
Kaynak: Bulutların Üzerinde Yolculuk
Manolya, manolyagiller (Magnoliaceae) familyasından Magnolia cinsini oluşturan her dem yeşil ve yaprak döken odunsu bitki tür lerinin
Kaynak: Manolya
Bernstadt auf dem Eigen, Almanya 'da Saksonya eyaletinde yer alan bir şehirdir. Kategori:Saksonya'daki şehirler.
Kaynak: Bernstadt a. d. Eigen
Özellikle eski belgelerde bugünkü yarım kanton tanımlamasını Unterwalden'in iki parçası için «Unterwalden ob dem Wald» ve «Unterwalden
Kaynak: Unterwalden
Bir kamışı bulunan kıvrımlı borudan, dem sesinde sürekli pes bir ses çıkar. Tulum, bunun yanı sıra çifte dedende bulunan çift kamışa üfürme
Kaynak: Gayda
Öncelikle her dem yeşildirler ama sonbahar ayları esnasında yaprakların bir kısmı dökülmeden önce parlak bir kırmızıya döner ve
Kaynak: Cyrilla racemiflora
Almancada "an dem"in kısaltılmış halidir. " "an" bir preposition ve "dem" de "der/das" artikellerinin dativ halidir. Eski İbranice 'de anne
Kaynak: Am
Bu tür eşliğe, usûllü dem de denilebilir. Kânun ve Piyano dışında kalan çalgılardan biri ile yapılan bir taksimin usûlle eşliği sırasında
Kaynak: Taksim (müzik)
ender olarak da her dem yeşil kalan odunsu bitki ler. Aspirin ilacının aktif maddesi olan salisin , söğüt ağacının kabuğundan elde edilir.
Kaynak: Söğüt
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.