Ama gördüm ki tiyatroda istenirse
dert edinilirse çok şey başarılabilir.
But I worry that I saw at the theater prompted edinilirse achieved a lot.
Kaynak: kenthaber.comBana akademisyenlerimiz
dert yanıyor, öğrencilerin kalitesi iyi değil diye.
Academics worry about me burning, so that the students are not of good quality.
Kaynak: aktuelpsikoloji.comBu konu büyük sorunlar doğuracaktır' diyerek
dert yandı.
This topic will lead the major problems saying, 'complained about.
Kaynak: olay.com.trToplumun derdini kendisine
dert edinmiş bir sanatçıdır.
Worry about the hassle of society gained him an artist.
Kaynak: haberler.comHastalık veya rahatsızlık, beden veya zihin de meydana gelen, rahatsızlık,
dert ve görev bozukluğuna yol açan belirli bir anormal duruma
Kaynak: HastalıkOsmanlı Devleti'nin başına değişik zamlanlarda birçok defa
dert açan Karamanoğullarının tekrar birleşip
dert olmamaları için, o zaman
Kaynak: KaramanlıYarın olsun, yarın olsun diye renkler soluyor,Neye baksam ne işitsem bana bin
dert oluyor. Şu karanlık günün elbet gelecektir sonu,Kalbim
Kaynak: Sevdim Bir Genç Kadını"Rebet" teriminin bir anlamının da "safaya düşkün, yarınını
dert etmeyen" olduğu da göz önünde bulundurularak, kökeninin olasılıkla rağbet
Kaynak: RebetikoPsikopati sözcüğü, Yunanca psych yani "zihin, ruh" ve pathos yani "
dert, acı çekmek, hastalık"tan türemiştir. Kategori:Psikopati
Kaynak: PsikopatiZor hayat şartları altında yaşayanlar için pozitif yüklü parçalar söyleyen Malt, bu albümü dinlerken kimsenin
dert sahibi olmayacağını
Kaynak: Malt (müzik grubu)Hiçbir şeyi
dert etmeyen, geleceği düşünmeyen, eğlenceli ve keyifli bir yaşamın akışına kapılıp giden bir eski paşa ailesinin hüzünlü sonu
Kaynak: Aylaklar (film, 1995)Angel 'ın başına en fazla
dert olan avukat tır. Mevkiisini yükseltip Angel ve grubunun en büyük düşmanlarından biri olmuştur.
Kaynak: Lilah MorganLakin hayat başarı timsali işletmemizi çekemez ve başına bin bir çeşit
dert verir. Oyuncu usanmayarak bu dertlerin üstesinden gelmeye
Kaynak: Umut Tarlaları