dikeç anlamı İng. column Osm. kolon Alm. Säule, Spalte Fr. colonne
Bir dizeyde düşey doğrultuda iki öğelerin oluşturduğu dik sıralardan her biri. anlamdaş dizey diked.

dikeç anlamı İng. column Osm. kolon Alm. Kolonne Fr. colonne Jap. karamu
Genellikle, ayırma işlemlerinde kullanılan diklemesine ince uzun aygıt (damıtma dikeci, renkseme dikeci gibi).

dikeç anlamı İng. column Osm. sütun Lat.columna Alm. Spalte Fr. colonne
Bir(…)dizeyi için(…)(j=1,2,...n)dizeylerinden her birisi. anlamdaş dikeç dizeyi, dikeç yöneyi

dikeç anlamı İng. column Osm. kolon, sütun Fr.colonne
(I) 1- genel uygulayım: Genellikle damıtma, renkseme vb. ayırma işlemlerinde kullanılan diklemesine uzun ince aygıt.

dikeç anlamı İng. (surveyor's) staff, (range-) pole, stake rod Osm. jalon Fr. jalon
(II) madencilik, yerbilim, bayındırlık: Yerey üzerinde nokta belirlenmesi, doğrultu verme gibi işlerde kullanılan, uzunluğu boyunca şerit halinde zıt renklere boyanmış (kırmızı- beyaz vb.) maden ya da tahta çubuk.

dikeç anlamı İng. column Osm. sütun
Bir çizelgede düzeyliğine sıralanmış değerlerden oluşan sarkıt ya da dikit dizilerden her biri. bakınız» sıra.

dikeç anlamı
(I) Halı tezgâhlarının yan direkleri. (Hacılar -Kayseri)

dikeç anlamı
(II) Sal ve çetende kullanılan ucu çatallı ağaç. (Buruncuk *Yerköy -Yozgat)

dikeç, -ci anlamı
is. hlk. 1. Bağ çubuğu dikmek için delik açmaya yarayan demir. 2. Kazık, sırık, ağaç çubuk.

Dikeç anlamı Köken: T.
Cinsiyet: Erkek
1. Dikey. 2. Bağ çubuğu dikmek için delik açmaya yarayan demir.

dikeç anlamı
Sacayak

Çamköy *Gölhisar -Burdur

dikeç anlamı
1. Bağ çubuğu dikmek için delik açmaya yarayan demir. 2. Kazık, sırık, ağaç çubuk. 3. Kağnıların ön ve arka keplerinin üzerine dikilen ağaçlar,

dikeç anlamı
Çuval ağzı dikmek için kıl ya da yünden eğrilmiş sicim.

Kaçar aşireti, Köseler *Eşme -Uşak

dikeç anlamı
Dik boynuzlu manda.

-Samsun

dikeç anlamı
Dikey.

*Bünyan -Kayseri

dikeç anlamı
1. Dalların Altına konulan destek. 2. Direk.