sıra ne demek?
- 10 sözlük, 17 sonuç.BSTS / Bilişim Terimleri Sözlüğü
sıra anlamı İng. sequence Fr. séquence
Sıralanmış bir öğeler dizisi.
Sıralanmış bir öğeler dizisi.
BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü
sıra anlamı İng. bench Fr. banc
Dersliklerde öğrencilerin ders dinlemek ve çalışmak üzere oturdukları yer.
Dersliklerde öğrencilerin ders dinlemek ve çalışmak üzere oturdukları yer.
BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
sıra anlamı Fr. rang
(matematik)
(matematik)
sıra anlamı Osm. mütevâliye Fr. suite
(matematik)
(matematik)
BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü
sıra anlamı İng. row Alm.Reihe Fr. rang (de fauteuils)
Sinem. Bir salonda yan yana dizilen koltuklardan oluşan dizi.
Sinem. Bir salonda yan yana dizilen koltuklardan oluşan dizi.
BSTS / Uygulayım Terimleri Sözlüğü
sıra anlamı İng. sequence Osm. sekans Fr. séquence
sinema: Bir senaryoyu oluşturan olgu, düşünce, görünümün çekim düzenini belirleyen sayı. 2- elektrik: Bir elektro-motor kuvveti oluşturan çevrimden geçen çok evreli yedek dalgalı akımların düzeni.
sinema: Bir senaryoyu oluşturan olgu, düşünce, görünümün çekim düzenini belirleyen sayı. 2- elektrik: Bir elektro-motor kuvveti oluşturan çevrimden geçen çok evreli yedek dalgalı akımların düzeni.
BSTS / Yöntembilim Terimleri Sözlüğü
sıra anlamı İng. row Osm.hat
Bir çizelgede gözlemlerin yataylığına dizilmesinden oluşmuş dizilerden her biri.
Bir çizelgede gözlemlerin yataylığına dizilmesinden oluşmuş dizilerden her biri.
BSTS / Yumrukoyunu Terimleri Sözlüğü
sıra anlamı İng. Fixture Alm. Ansetzung, Festsetzung
Adçekme yoluyla karşılaşma sırasının belirlenmesi üzerine hazırlanan ve bu sırayı gösteren liste.
Adçekme yoluyla karşılaşma sırasının belirlenmesi üzerine hazırlanan ve bu sırayı gösteren liste.
Güncel Türkçe Sözlük
sıra anlamı
is. 1. Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi: "Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar." -S. F. Abasıyanık. 2. Bu biçimdeki topluluğun durumu: Sırayı bozmayın. 3. Belirli bir düzene ve niteliğe göre dizilme durumu: Boy sırası. Yaş sırası. 4. Bir şeye ayrılan, uygun görülen veya rastlayan zaman: "Bu sırada yan odadan sesler gelmeye başlamıştı." -İ. O. Anar. 5. Tahtadan oturak: "Oturacak yerler tahta sıralardan olur." -S. Birsel. 6. Dershane, meclis vb. yerlerde kullanılan ve oturup yazı yazacak biçimde yapılan mobilya. 7. Düzen: Sıraya girmek. Sıraya dizilmek. 8.
is. 1. Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi: "Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar." -S. F. Abasıyanık. 2. Bu biçimdeki topluluğun durumu: Sırayı bozmayın. 3. Belirli bir düzene ve niteliğe göre dizilme durumu: Boy sırası. Yaş sırası. 4. Bir şeye ayrılan, uygun görülen veya rastlayan zaman: "Bu sırada yan odadan sesler gelmeye başlamıştı." -İ. O. Anar. 5. Tahtadan oturak: "Oturacak yerler tahta sıralardan olur." -S. Birsel. 6. Dershane, meclis vb. yerlerde kullanılan ve oturup yazı yazacak biçimde yapılan mobilya. 7. Düzen: Sıraya girmek. Sıraya dizilmek. 8.
Türkçe - İngilizce
sıra anlamı
isim
1) turn
2) row
3) queue
4) order
5) place
6) sequence
7) bench
8) line
9) rank
10) range
11) series
12) file
13) desk
14) tier
15) occasion
16) array
17) succession
18) alignment
19) train
20) linage
21) form
22) arrangement
23) progression
24) settle
25) slot
26) spell
sıfat
1) ordinal
isim
1) turn
2) row
3) queue
4) order
5) place
6) sequence
7) bench
8) line
9) rank
10) range
11) series
12) file
13) desk
14) tier
15) occasion
16) array
17) succession
18) alignment
19) train
20) linage
21) form
22) arrangement
23) progression
24) settle
25) slot
26) spell
sıfat
1) ordinal
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
sıra anlamı
Topluluktaki kişilerin belli zamanlarda sıra ile verdikleri yemek, şölen.
Topluluktaki kişilerin belli zamanlarda sıra ile verdikleri yemek, şölen.
-Balıkesir
*Bor -Niğde
sıra anlamı
Kimi sözcüklerin sonuna eklenerek ablatif anlamı verir : Yanısıra, ardısıra, aklısıra.
Kimi sözcüklerin sonuna eklenerek ablatif anlamı verir : Yanısıra, ardısıra, aklısıra.
Sıyrıklık *Suşehri -Sivas
sıra anlamı
Kimyon ve buna benzer kokulu bir ot.
Kimyon ve buna benzer kokulu bir ot.
Pozantı, *Karaisalı -Adana
*Mut köyleri, *Silifke, *Mersin -İçel
*Bodrum -Muğla
sıra anlamı
Kimyona benzer kokulu bir çeşit ot.
Kimyona benzer kokulu bir çeşit ot.
*Silifke İçel
sıra anlamı
Dizi hâlindeki takı. "Onun sıraları vardı."
Dizi hâlindeki takı. "Onun sıraları vardı."
Erzincan ve yöresi
sıra anlamı
Sıra, an, zaman
Sıra, an, zaman
Doğu Trakya
sıra anlamı
< Rum. Seira: sıra; vakit; vaktitler; zaman. || sera || sıraların: sıralarda; vakitlerde || sırama (< sıra yme): sıra; vakit || sırase: vakit || sora: vakit; sıra || bir sıra: bir defasında || bu sıra: Bu defa || o sıra: o vakitler , o vakit
< Rum. Seira: sıra; vakit; vaktitler; zaman. || sera || sıraların: sıralarda; vakitlerde || sırama (< sıra yme): sıra; vakit || sırase: vakit || sora: vakit; sıra || bir sıra: bir defasında || bu sıra: Bu defa || o sıra: o vakitler , o vakit
sıra eş anlamlısı
dizi
is. 1. Bir iplik veya tel üzerine dizilmiş inci, boncuk vb.nin oluşturduğu bütün, sıra: İki dizi inci. 2. Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, seri: "İşte bütün eserlerini bir araya toplayacak olan bu dizinin başına yazılacak ön söz." -A. Ş. Hisar. 3. Yan yana, art arda veya zaman sırasına göre sıralanmış birbiriyle ilişkili nesne veya olayların oluşturduğu bütün sıra: Bir dizi olay. Olaylar dizisi. 4. db. Aynı söz dizimsel bağlam içinde birbirinin yerini alabilecek olan ve güçlü bir karşıtlık bağlantısı kuran ögelerin oluşturduğu bütün, paradigma. 5. ask. Saf durumundaki bir kıtada, birbiri arkasında duran erler. 6. mat. Değerleri artarak veya eksilerek art arda gelen terimler takımı. 7. müz. Bir oktavın içinde sıralanan sekiz sesin bütünü. 8. sin. ve TV Dizi film.
is. 1. Bir iplik veya tel üzerine dizilmiş inci, boncuk vb.nin oluşturduğu bütün, sıra: İki dizi inci. 2. Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, seri: "İşte bütün eserlerini bir araya toplayacak olan bu dizinin başına yazılacak ön söz." -A. Ş. Hisar. 3. Yan yana, art arda veya zaman sırasına göre sıralanmış birbiriyle ilişkili nesne veya olayların oluşturduğu bütün sıra: Bir dizi olay. Olaylar dizisi. 4. db. Aynı söz dizimsel bağlam içinde birbirinin yerini alabilecek olan ve güçlü bir karşıtlık bağlantısı kuran ögelerin oluşturduğu bütün, paradigma. 5. ask. Saf durumundaki bir kıtada, birbiri arkasında duran erler. 6. mat. Değerleri artarak veya eksilerek art arda gelen terimler takımı. 7. müz. Bir oktavın içinde sıralanan sekiz sesin bütünü. 8. sin. ve TV Dizi film.
düzen
is. 1. Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem. 2. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. 3. Yerleştirme, tertip: "Evin en bozuk düzeninde bile hastalığa mahsus birtakım aletler vardır." -R. N. Güntekin. 4. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim. 5. mec. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo. 6. mec. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. 7. mec. Dolap, hile: "Hile, düzen dağarcığından elbette yeni bir şey bulup çıkaracak." -E. E. Talu. 8. müz. Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. 9. top. b. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri: "Orta hâlli ailelerin kurduğu bu düzende herkesin bacası tüten, kapısı çalınan bir evi var." -N. Meriç. 10. hlk. Alet edevat takımı. 11. hlk. Bez dokuma tezgâhı.
is. 1. Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem. 2. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. 3. Yerleştirme, tertip: "Evin en bozuk düzeninde bile hastalığa mahsus birtakım aletler vardır." -R. N. Güntekin. 4. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim. 5. mec. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo. 6. mec. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. 7. mec. Dolap, hile: "Hile, düzen dağarcığından elbette yeni bir şey bulup çıkaracak." -E. E. Talu. 8. müz. Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. 9. top. b. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri: "Orta hâlli ailelerin kurduğu bu düzende herkesin bacası tüten, kapısı çalınan bir evi var." -N. Meriç. 10. hlk. Alet edevat takımı. 11. hlk. Bez dokuma tezgâhı.
"sıra" için örnek kullanımlar
Terim, sakatlığı devam eden Johan Elmander'in yanı sıra Engin,.
The term disability, as well as the ongoing Elmander'in Johan Peters.
Kaynak: fotomac.com.tr90 dakikada sahada kalan Nuri, attığı gollerin yanı sıra Lewandowski'nin 41.
Nuri rest of the field 90 minutes, scored 41 goals, as well as Lewandowski'nin
Kaynak: sabah.com.trTenisin yanı sıra her hafta sonu sabahları okulunun futbol takımında oynuyor.
School in the mornings, as well as tennis, football team, playing every weekend.
Kaynak: sabah.com.triPhone 5 beklenen ilgiyi gördü, şimdi sıra iPhone 5S'te.
iPhone 5 was expected interest, now 5S'te iPhone.
Kaynak: ekoayrinti.comSıra tabanlı strateji oyunları temel olarak sıra ile oynanan strateji oyunları (genelde savaş oyunları)olarak tanımlanabilir.
Kaynak: Sıra tabanlı strateji
Kaynak: Sıra tabanlı strateji
Sıra tabanlı çok oyunculu bilgisayar oyunları: Bu tür oyunlar tekli rakipler veya seviyesine eşdeğer birden çok rakiple oynanılan sıra
Kaynak: Sıra tabanlı devasa çok oyunculu çevrimiçi rol yapma oyunu
Kaynak: Sıra tabanlı devasa çok oyunculu çevrimiçi rol yapma oyunu
A, B, C, D sıra düzeni "1224" aciklanirsa Anin sira numarasi '1'; beraber olan iki eleman B ve C için sıra numarası A'yi hemen takip eden
Kaynak: Sıralama düzeni
Kaynak: Sıralama düzeni
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
