Böylece bu uçakla İstanbul'dan
direkt Tahiti hariç her yere uçulabilecek.
In this way direct flight from Istanbul fly from anywhere except in Tahiti.
Kaynak: hurriyet.com.trBirilerine niyaz ederek değil, bizi
direkt görmelerini istiyoruz.
Invoked by someone, but would like to see us directly.
Kaynak: habervitrini.com20 milyona yakın insan dolaylı ve
direkt olarak tarımdan geçimini sağlıyor.
20 million people earn their living from agriculture to direct and indirect.
Kaynak: haber3.comParti ve destekledikleri STK'lar
direkt ve dolaylı olarak dış yardım almakta.
Party and supported NGOs receiving foreign aid directly and indirectly.
Kaynak: blog.radikal.com.trFranchising (Frençayzing), sözleşme ye dayalı,
direkt bütünleşmiş bir pazarlama sistemidir. Bu sistemde nasılınıbil (know-how ) ve marka
Kaynak: FranchisingHerhangi bir kuruluma ihtiyaç duymadan CD veya usb üzerinden
direkt olarak çalışır. Slax,Slackware Linux dağıtımı tabanlı bir işletim
Kaynak: SlaxKrank mili ne bağlı krank ın hareketi ile
direkt dönen ve ateşleme zamanında aldığı gücü diğer zamanlarda motorun dönmesi için harcayarak
Kaynak: VolanHuman Interface Device veya HID (Türkçesi: İnsan Arayüz Cihazı),
direkt olarak insanlar ile etkileşime geçen ve verileri aktarabilen bir
Kaynak: İnsan Arayüz CihazıWattmetre, elektrik devresi ndeki gücü
direkt olarak ölçmemizi sağlayan ölçü aletine denir. Bir elektrik devresindeki gücü ölçebilmek
Kaynak: WattmetreCOX-2 selektif inhibitörleri yani koksibler bir çeşit Non steroidal antienflamatuar ilaçlar dır ve
direkt olarak ve enflamasyon ve ağrı dan
Kaynak: KoksiblerGelecek yıl (2012-13) Bölgesel amatör ligte
direkt olarak oynamaya hak kazananlar. | Play-Out maçları sonucunda kendi ilinin Amatör
Kaynak: 2011-12 Bölgesel Amatör Lig