al ne demek?
- 6 sözlük, 21 sonuç.BSTS / Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü
al anlamı Alm. Vermillonrot Fr. vermillon
(Resim) Nar çiçeği rengi, alev kırmızısı.
(Resim) Nar çiçeği rengi, alev kırmızısı.
BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü
al! anlamı İng. 1. camera!, roll 'em!, take! 2. taksi' (camera 1,2...) Osm. 1. "motor!" Alm.1. Kamera!!. Kamera (1 usw.) ab! Fr. 1. moteur! 2. à vous caméra 1,2...
Sinem. 1. Bir çekime başlanırken, alıcının çalıştırılması için yönetmenin verdiği komut; alıcı başlama komutu. TV. 2. Aynı komutun alıcı sayıları belirtilerek, televizyon alıcıları için verileni.
Sinem. 1. Bir çekime başlanırken, alıcının çalıştırılması için yönetmenin verdiği komut; alıcı başlama komutu. TV. 2. Aynı komutun alıcı sayıları belirtilerek, televizyon alıcıları için verileni.
Divanü Lügati't-Türk
al anlamı
al hanlara bayrak, devlet adamlarının atlarına eger örtüsü yapılan turuncu ipek kumaş
al hanlara bayrak, devlet adamlarının atlarına eger örtüsü yapılan turuncu ipek kumaş
al anlamı
al renk
al renk
al anlamı
hile, al
hile, al
Güncel Türkçe Sözlük
Al anlamı
kim. Alüminyum elementinin simgesi.
kim. Alüminyum elementinin simgesi.
al anlamı
(I) is. 1. Kanın rengi, kızıl, kırmızı. 2. sf. Bu renkte olan: Al bayrak. Al çuha. 3. Dorunun açığı, kızıla çalan at donu. 4. sf. Bu renkte olan (at). 5. Yüze sürülen pembe düzgün, allık.
(I) is. 1. Kanın rengi, kızıl, kırmızı. 2. sf. Bu renkte olan: Al bayrak. Al çuha. 3. Dorunun açığı, kızıla çalan at donu. 4. sf. Bu renkte olan (at). 5. Yüze sürülen pembe düzgün, allık.
al anlamı
(II) is. esk. Aldatma, düzen, tuzak, hile.
(II) is. esk. Aldatma, düzen, tuzak, hile.
Türkçe - İngilizce
al anlamı
sıfat
1) scarlet
2) red
3) ruddy
sıfat
1) scarlet
2) red
3) ruddy
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
al anlamı
1. Hile, tuzak: Haydin arkadaşlar al oldu bize, Sılanın dikenleri gül oldu bize. 2. Lohusa kadınların üstüne çökerek onları boğduğu sanılan görüntü. 3. Kadınlardan başka, bir kimsenin üstüne çökerek onları boğduğu sanılan görüntü.
1. Hile, tuzak: Haydin arkadaşlar al oldu bize, Sılanın dikenleri gül oldu bize. 2. Lohusa kadınların üstüne çökerek onları boğduğu sanılan görüntü. 3. Kadınlardan başka, bir kimsenin üstüne çökerek onları boğduğu sanılan görüntü.
al anlamı
1. Düğünde güveyin boynuna atılan mendil büyüklüğünde kırmızı bez. 2. Kadınların alınlarına bağladıkları, yeşilli kırmızılı ipek örtü. 3. Gelinlerin başına örtülen uzun, kırmızı örtü, duvak.
1. Düğünde güveyin boynuna atılan mendil büyüklüğünde kırmızı bez. 2. Kadınların alınlarına bağladıkları, yeşilli kırmızılı ipek örtü. 3. Gelinlerin başına örtülen uzun, kırmızı örtü, duvak.
al anlamı
Ön, ön taraf.
Ön, ön taraf.
Çilehane *Reşadiye -Tokat
"Karaçayca'dan"*Başhöyük *Kadınhanı -Konya
al anlamı
Ağıl.
Ağıl.
Arpaköy -Ordu
*Afşin -Maraş
Hasanoğlan -Ankara
*Hacıbektaş -Nevşehir
al anlamı
1. Aldatmaca. 2. Düzen, tuzak.
1. Aldatmaca. 2. Düzen, tuzak.
al anlamı
Al, kırmızı
Al, kırmızı
Diyarbakır
al anlamı
Ağıl, krş. aal
Ağıl, krş. aal
Kırşehir
al anlamı
Ağıl, koyun ve keçi sürülerinin gecelediği, çit veya duvarla çevrili yer
Ağıl, koyun ve keçi sürülerinin gecelediği, çit veya duvarla çevrili yer
Ordu
al anlamı
Cin, şeytan
Cin, şeytan
Ordu
al anlamı
El
El
Rize
al anlamı
Almak
Almak
Uşak
al anlamı
Kırmızı, al // al yeşil: mürüvvet
Kırmızı, al // al yeşil: mürüvvet
Artvin Yusufeli Uşhum köyü
al eş anlamlısı
düzen
is. 1. Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem. 2. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. 3. Yerleştirme, tertip: "Evin en bozuk düzeninde bile hastalığa mahsus birtakım aletler vardır." -R. N. Güntekin. 4. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim. 5. mec. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo. 6. mec. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. 7. mec. Dolap, hile: "Hile, düzen dağarcığından elbette yeni bir şey bulup çıkaracak." -E. E. Talu. 8. müz. Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. 9. top. b. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri: "Orta hâlli ailelerin kurduğu bu düzende herkesin bacası tüten, kapısı çalınan bir evi var." -N. Meriç. 10. hlk. Alet edevat takımı. 11. hlk. Bez dokuma tezgâhı.
is. 1. Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem. 2. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. 3. Yerleştirme, tertip: "Evin en bozuk düzeninde bile hastalığa mahsus birtakım aletler vardır." -R. N. Güntekin. 4. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim. 5. mec. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo. 6. mec. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. 7. mec. Dolap, hile: "Hile, düzen dağarcığından elbette yeni bir şey bulup çıkaracak." -E. E. Talu. 8. müz. Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. 9. top. b. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri: "Orta hâlli ailelerin kurduğu bu düzende herkesin bacası tüten, kapısı çalınan bir evi var." -N. Meriç. 10. hlk. Alet edevat takımı. 11. hlk. Bez dokuma tezgâhı.
hile
is. (hi:le) 1. Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika: "Gayet basit bir hile ile, saflığından istifade ederek işi başardı." -R. H. Karay. 2. Çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katma: Bu sütte hile var.
is. (hi:le) 1. Birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika: "Gayet basit bir hile ile, saflığından istifade ederek işi başardı." -R. H. Karay. 2. Çıkar sağlamak için bir şeye değersiz bir şey katma: Bu sütte hile var.
kızıl
is. 1. Parlak kırmızı renk. 2. sf. Bu renkte olan: "Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta / Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta." -A. Haşim. 3. sf. mec. Aşırı derecede olan: "Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu." -F. R. Atay. 4. mec. Komünist. 5. tıp Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık. 6. hlk. Altın.
is. 1. Parlak kırmızı renk. 2. sf. Bu renkte olan: "Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta / Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta." -A. Haşim. 3. sf. mec. Aşırı derecede olan: "Softalar arasında kızıl bir kavga kopmuştu." -F. R. Atay. 4. mec. Komünist. 5. tıp Genellikle küçük yaşlarda görülen, bulaşıcı, yüksek ateşli, kırmızı renkte geniş lekeler döktüren, kuluçka dönemi üç dört gün süren tehlikeli hastalık. 6. hlk. Altın.
tuzak
is. 1. Kuş veya yaban hayvanlarını yakalamaya yarayan araç veya düzenek. 2. mec. Birini güç ve tehlikeli bir duruma düşürmek için kurulan düzen, komplo: "Onun bana gönderdiği mektuplar filan hep tuzak, hep birer şantajdan ibaretti." -O. C. Kaygılı.
is. 1. Kuş veya yaban hayvanlarını yakalamaya yarayan araç veya düzenek. 2. mec. Birini güç ve tehlikeli bir duruma düşürmek için kurulan düzen, komplo: "Onun bana gönderdiği mektuplar filan hep tuzak, hep birer şantajdan ibaretti." -O. C. Kaygılı.
"al" için örnek kullanımlar
Soylu: Türkiye'nin hedefi etrafındaki ülkeleri al aşağı etmek değil.
Noble: Turkey's goal is not to go down around the country.
Kaynak: timeturk.comVali Kerem Al, Evde Sağlık Hizmeti alan Ayşe Gölbaş'ı evinde ziyaret etti.
Governor Kerem Buy, Home Health Services visited the house of the Bu Gölbaş'ı.
Kaynak: e-haberajansi.comHasan Al, Türk hükümetinden kendisine Türkiye'de şans tanınmasını istedi.
Hasan Al, the Turkish government wanted to recognize his luck in Turkey.
Kaynak: haberler.comHastanın sağlık durumu hakkında Vali Al'a bilgi veren Dr.
Buy the Governor about the state of health of the patient to Dr. providing information.
Kaynak: timeturk.comresim_adı Al_elric. jpg | isim Alphonse Elric | seiyu Rie Kugimiya | age 14 | relatives Edward Elric Van Hohenheim Alphonse Elric | アルフォンス
Kaynak: Alphonse Elric
Kaynak: Alphonse Elric
Al Jazeera (Arapça الجزيرة okunuşu: El Cezire, Türkçe : Ada), Katar merkezli bulunan bir haber kanalı. Kanal ilk olarak yalnızca Arap
Kaynak: Al Jazeera
Kaynak: Al Jazeera
Al Ahly Futbol Kulübü. (النادي الأهلي. Al Ahly olarak da anılır, Mısır 'ın Kahire şehrini temsil eden futbol kulübü.
Kaynak: Al-Ahly
Kaynak: Al-Ahly
Al Jazeera Sports (Arapça : الجزيرة الرياضية), Al Jazeera Networks tarafından Kasım 2003 yılında kurulmuş popüler bir Arap spor
Kaynak: Al Jazeera Sports
Kaynak: Al Jazeera Sports
Al Jean (d. 9 Ocak 1961, Detroit, Michigan ), ABD'li senarist ve yapımcı. Daha çok animasyon televizyon şovu Simpsonlar daki
Kaynak: Al Jean
Kaynak: Al Jean
Albert Greene (13 Nisan 1946), bilinen isimleriyle Al Green ya da Reverend Al Green ABD'li gospel ve soul müzik sanatçısı.
Kaynak: Al Green
Kaynak: Al Green
Al-Gharafa, Katar 'da bulunan bir futbol takımı. Kulüp, Katar 'ın başkenti Doha 'da, 1979 yılında Al Ittihad Doha adıyla kurulmuştur.
Kaynak: Al-Gharafa
Kaynak: Al-Gharafa
Al-Ain Futbol Klubü, Birleşik Arap Emirlikleri 'nde Al Ain şehrinin profesyonel futbol kulübüdür. Al Ain FC 2003 yılında Asya
Kaynak: Al Ain FC
Kaynak: Al Ain FC
Uzun süren sinema kariyeri boyunca, Hollywood 'un baş aktörlerinden biri olarak görülen Al Pacino, 25 Nisan 1940'ta New York , Doğu Harlem
Kaynak: Al Pacino
Kaynak: Al Pacino
