Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

kovmak ne demek?

 - 3 sözlük, 4 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

kovmak, -ar anlamı
(-i) 1. Sert veya küçük düşürücü sözlerle gitmesini söylemek, savmak, defetmek: "Fethi Bey çalgıları kovdu, davul zurna istedi." -M. Ş. Esendal. 2. Bir yerden sürüp çıkarmak, kovalamak: "Sen kim oluyorsun da beni kendi yerimden kovuyorsun?" -A. Kulin. 3. İşine son vermek, görevinden atmak, uzaklaştırmak. 4. Varlığına son vermek, ortadan kaldırmak. 5. mec. Gözetmek: "Sıra, saygı kovarak yetişmiş bütün efendiler, türkiye'nin bütün Avrupa görmüşleri ona kızar, onu küçük düşürmeye çalışır." -M. Ş. Esendal.

Türkçe - İngilizce

kovmak anlamı
fiil
1) fire
2) expel
3) drive away
4) banish
5) fend off
6) ax
7) shoo
8) out
9) bounce
10) dismiss
11) kick out
12) drive out
13) get rid of
14) repulse
15) sack
16) shoo away
17) dislodge
18) boot
19) can
20) cashier
21) cast out
22) eject
23) pack off
24) turn out
25) order out
26) send away
27) show out
28) turf out
29) turn away
30) order away
31) exile
32) exclude
33) elbow out
34) elbow out
35) chuck out
36) axe
kelime öbeği
1) give the sack
2) show the door
3) show the door
4) make a clean sweep of
5) give the chuck
6) give the push
7) give the bag
8) give the gate

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

kovmak anlamı
Yürütmek, koşturmak, sürmek.

-Sinop
Türkobası *Polatlı -Ankara
-Niğde
*Antakya ve köyleri -Hatay

kovmak anlamı
Atmak, kapı dışarı etmek

Artvin Yusufeli Uşhum köyü

kovmak eş anlamlısı

defetmek
(nsz) (de'fetmek) 1. Kovmak: "Eğer buraya karşı bir tecavüze kalkışırlarsa defedeceğim." -A. Gündüz. 2. (-i) Savmak, savuşturmak: "Tedhiş kasırgasını üzerlerinden defetmek için hiçbir gösterişi esirgemediler." -F. R. Atay.
gözetmek
(-i) 1. Korumak, bakmak, özen göstermek, himaye etmek: Büyük kardeşler küçükleri gözetir. 2. Önem vermek, göz önünde bulundurmak, ayrı tutmak. 3. (nsz) Kollamak, beklemek: Fırsat gözetmek. Uygun bir zaman gözetmek. 4. Bir sonuca giderken bütün ayrıntı ve etkenleri dikkate almak. 5. Kayırmak.
kovalamak
(-i) 1. Kovmak. 2. Kaçanın arkasından koşmak, yakalamaya çalışmak: "Kendilerini kovalayanlardan kurtulmalarına rağmen tehlike henüz geçmiş değildi." -İ. O. Anar. 3. mec. Bir şeyin arkasına düşüp elde etmeye veya bir sonuca bağlamaya çalışmak, izlemek, takip etmek: "Olayların ardı arası kesilmez. Hepsi birbirini kovalar." -N. F. Kısakürek. 4. sp. Yarışta, kaçmakta olan koşucu veya koşucuları yakalamaya çalışmak.
savmak
(-i, -den) 1. İstenmeyen birini yanından uzaklaştırmak: "Böylece Arif Ağayı başımızdan savar ve sizinle bir mehtap gezintisi yaparız." -R. N. Güntekin. 2. (-i) Sıkıcı bir durumu geçirmek, atlatmak, savuşturmak, defetmek: "Kendini unutturmak ve bu ziyareti kazasız, belasız savmaktan başka bir düşüncesi bulunmayan bizim kaymakam..." -R. N. Güntekin. 3. Geçirmek. 4. (nsz) esk. Vakti geçmek: Vazodaki çiçekler savmış, yenilemeli. 5. (nsz, -e) İşleyip geçmek, etki etmek: Soğuk içime savdı.
uzaklaştırmak
(-den, -i) 1. Uzağa götürmek: "Allah rızası için şu adamları uzaklaştırın başımdan" -A. Kulin. 2. Çıkarmak, ayırmak: "Apaçık bir yalanla kızı yanından uzaklaştırıyordu." -H. R. Gürpınar. 3. mec. Yabancılaştırmak, ilgisiz bırakmak: "Sen onu bozmak, işten uzaklaştırmak, züppeleştirmek için bilmezlikle elinden geleni yaptın." -M. Ş. Esendal.

"kovmak" için örnek kullanımlar

Roman, felsefe ve sanattan boş inançları kovmak ve bunların yerine akıl ve gerçeği geçirmek isteyen bir kültürel dönüşümün ürünüdür.
Kaynak: Roman
cin ya da şeytan girdiği sanılır ve bu yaratığı o kimsenin bedeninden kovmak üzere, genellikle ayin şeklinde çeşitli uygulamalar yapılırdı.
Kaynak: Egzorsizm
O yüzden amaçları; Kapitalizmi bu topraklardan kovmak ve yerine eşitliğin, özgürlüğün ülkesini Sosyalist Türkiye'yi kurmak. Öğrencilerin
Kaynak: Fikir Kulüpleri Federasyonu
Terim ayrıca diplomatların ajanlık yaptıklarından şüphenilmesi durumunda diplomatları kovmak için ve hoşnutsuzluk ifadesi olarak da
Kaynak: Persona non grata
Sureye göre Dünya seması kandiller (yıldızlar) ile donatılmıştır ve bu yıldızlar aynı zamanda hırsız şeytanları kovmak için kullanılan
Kaynak: Mülk Suresi
BUF, 4 Ekim 1936'da, Doğu Londra'da, Yahudileri yaşadıkları yerlerden kovmak ve güç gösterisi yapmak için bu bölgede büyük bir yürüyüş
Kaynak: Oswald Mosley
Bir gün Randy Marshall'ı öyle kızdırır ki onu kovmak zorunda kalır. Marshall sonradan çok vicdan azabı çeker. Fakat Randy'nin keyfi
Kaynak: Canning Randy
olayları, karısının ölümünü, torununun erkek arkadaşının Irak'ta vahşice öldürülüşünü kafasından kovmak için, kendi kendine öyküler anlatır.
Kaynak: Karanlıktaki Adam
1968'de Fransa kültür bakanı Andre Malraux , Langlois'i "küstahlığı ve çok sıkı kuralları" nedeniyle kendisine ayrılan fonu keserek kovmak
Kaynak: Henri Langlois
Daeboreum | İlk dolunay | Ay selamlanır (dalmaji), uçurtmalar salınır, kötü ruhları kovmak amacıyla ateş yakılır (aengmagi taeugi). |
Kaynak: Kore takvimi
Onlara karşı savaşmak ve kovmak için köydeki erkekler çeşitli kılık ve kıyafetlere bürünerek onları yok etmek için bir araya gelirler.
Kaynak: Kadıncık, Şereflikoçhisar
Onlara karşı savaşmak ve kovmak için köydeki erkekler çeşitli kılık ve kıyafetlere bürünerek onları yok etmek için bir araya gelirler.
Kaynak: Kuruağıl, Kırşehir
Ordu onu zorla kovmak isterken başarısız olmuştur. 9 Ağustos'ta Signoria Malatesta'yı şehirden kovmak için tüm umutlarını kaybedince
Kaynak: Medici
Yapım: Beni kovmak zorunda kalacaksınız! Beni kovmak mı istiyorsunuz? O zaman beni öldürmek zorunda kalacaksınız!" Yöneticiler tüm
Kaynak: Titanik (film)
nigahdaşt-ı havatır (kalbe gelen düşünceleri kovmak) ve baz-ı geşt'tir (her 100 adette bir "ilahî ente maksudî ve rizake matlubî" demek).
Kaynak: Vird
Anlatıcı çocuğun üzerindeki kötücül güçleri kovmak için onu vaftiz ettirir, ancak bu işlem annesinin ruhunun yeniden ortaya çıkmasıyla
Kaynak: Morella
Kaldıkları handa kasaba sakinlerinin görülmeyen kötülüğü kovmak için törenler düzenlediğini görür. Alfred, taverna sahibinin kızı Sarah'a
Kaynak: Korkusuz Vampir Avcıları

Yakın Kelimeler

(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.