acele sf. 1. Hızlı yapılan, çabuk, tez, ivedi. 2.
zf. Vakit geçirmeden, tez olarak:
"Acele, bir karar vermek ihtiyacındayım." -P. Safa. 3.
is. Tez davranma gerekliliği.
çabuk sf. 1. Aceleci:
"Yüreği ağzında, atabildiği kadar çabuk adımlarla o tarafa seğirtti ve çocuğun ardından koridora girdi." -E. Şafak. 2.
zf. Alışılandan veya gösterilenden daha kısa bir zamanda, tez, yavaş karşıtı:
"Yazıma çabuk cevap geldi." -A. Gündüz. 3.
ünl. "Acele et, oyalanma" anlamlarında bir seslenme sözü.