Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

esas ne demek?

 - 3 sözlük, 4 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

esas anlamı
is. (esa:sı) 1. Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel. 2. Bir iş veya sözde doğru biçim: Bu işin esası böyle değil. 3. sf. Ana, temel olarak alınan, başlıca, asal, esasi: Esas düşünce. Esas görev.

Türkçe - İngilizce

esas anlamı
isim
1) basis
2) essence
3) principle
4) base
5) substance
6) the merits
7) foundation
8) element
9) nub
10) staple
11) the nub
12) radical
13) fortification
14) postulate
15) sum
16) beginnings
17) extract
18) corner stone
19) pith
20) pith and marrow
21) heartbeat
22) quiddity
23) footing
sıfat
1) main
2) basic
3) principal
4) original
5) fundamental
6) underlying
7) ultimate
8) central
9) intrinsic
10) master
11) pivotal
12) parent
13) authentic
14) constitutive
15) broad
16) staple
17) guiding
18) elemental
19) basal

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

esas anlamı
(< Ar. esâs) esas, asıl
esas anlamı
< Ar. esâs: esas; esasen. || eses

esas eş anlamlısı

ana
is. 1. Çocuğu olan kadın, anne: "Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor." -Y. Atılgan. 2. Yavrusu olan dişi hayvan. 3. Dinî bakımdan aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı: Fatma Anamız. Meryem Ana. 4. ünl. Yaşlı kadınlara saygılı bir seslenme sözü. 5. Velinimet: Yoksullar anası. 6. Alacağın veya borcun, faizin dışında olan bölümü. 7. sf. Temel, asıl, esas: "Ana bina aradan geçen elli beş yıla karşın değişmemiş." -A. Kutlu. 8. mat. Çizgilerden herhangi birini anlatan kelimeye sıfat olarak geldiğinde o çizginin, belirli bir kural altında hareket ederek bir yüzey oluşturmaya yaradığını anlatır.
asal
sf. Esasla ilgili, asıl ve temel olanla ilgili, esasi.
esasi
sf. (esa:si:) esk. Asal.
temel
is. 1. Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü: "Evin temelleri sökülüyor gibi sarsılıyor." -H. E. Adıvar. 2. Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur. 3. sf. mec. En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz: "Devletin temel kanununun adı Anayasa'dır." -B. Felek. 4. mec. Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler: "Temelde sıradan bir Fransız vodviline dayanırdı oynadıkları oyun." -N. Cumalı.

"esas" için örnek kullanımlar

Faili meçhul cinayetler, esas olarak 1991 ile 1997 arasında yapıldı.
Extrajudicial killings, mainly between 1991 and 1997 was performed.
Kaynak: haber.sol.org.tr
Askerlere göre rejime esas tehdit Demirel'den ve sağdan geliyordu.
Demirel and right by the main threat came from the soldiers regime.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Savcının esas hakkındaki mütalaasını açıklaması bekleniyor.
The prosecutor is expected to announce legal opinion on the merits.
Kaynak: turktime.com
İkramiyelerin ödenmesine esas olarak İdare ve satış merkezleri yetkilidir.
Administration and authorized sales centers mainly in the payment of bonuses.
Kaynak: habergazete.com
Esas Hat, uluslararası deniz hukukunda kara ülkesi ile kara suyunun sınırını belirtmektedir. milinin uygulanması için esas alınacak çizgidir.
Kaynak: Esas hat
görülmemişse de, ibn Meymun tarafından düzenlenen bu 13 esas, Yahudi inançlarının geniş kabul gören bir listesini yaratmaya en yakın çalışmadır
Kaynak: Yahudilik
Parite, bir ülkenin para sı esas alınarak diğer iki ülke parasının bu esas alınan ülke parası karşısındaki değeridir. Kategori:İktisat
Kaynak: Parite
Kerteriz, herhangi bir cismin yönü ile esas alınan yön arasındaki açı. Esas alınan yön, bir kişinin yüzünün dönük olduğu yön, bir
Kaynak: Kerteriz
Tamamı esas sözleşmede taahhüt edilmiş bulunan sermayeyi ifade eden esas sermaye ellibin Türk Lirasından ve sermayenin artırılmasında
Kaynak: Anonim şirket
Demir Çağı, genel olarak Bronz Çağı'ndan sonra gelen, demirin çeşitli alet ve silah yapımında esas malzeme olarak kullanıldığı bir
Kaynak: Demir Çağı
Irkçı, İnsan ırklarının renk ve fiziki şekil esas alınarak birbirlerinden üstünlüğünü temel alan Irkçılık felsefesini benimsemiş kişilere
Kaynak: Irkçılık
Nero Claudius Caesar Augustus Germanicus (15 Aralık 37 – 9 Haziran 68 , esas adı Lucius Domitius Ahenobarbus olan ve aynı zamanda
Kaynak: Neron
Afrikans esas olarak Güney Afrika ve Namibya 'da, daha çok Hollanda 'dan göç etmiş Avrupa kökenli beyazlar Afrikaner ler tarafından
Kaynak: Afrikaanca
Çimento (İtalyanca "cemento" kelimesinden alınmıştır), esas olarak, doğal kalker taşları ve kil karışımının yüksek sıcaklıkta
Kaynak: Çimento
Bir deniz kuveti esas olarak deniz savaşı ve amfibik savaşlar için seçilmiş bir devletin askeri kuvvetlerinin bir koludur; şöyle ki, göl
Kaynak: Deniz kuvvetleri
Bir dilde anlatım birimi esas olarak cümlelerdir. Cümlenin temel elemanları özne ve yüklemdir: "Yazar yazdı", gibi. Ancak nesne ve
Kaynak: Yüklem
Mavi Durum, Mihver kuvvetlerin II. Dünya Savaşı , Doğu Cephesi 'nde 1942 genel taarruzunun esas kısmıdır. Bu genel taarruz, cephenin
Kaynak: Mavi Durum
Sanat yönetmeni ana kompozisyon da konuya esas olan ana karakter oyuncu ve diğer oyuncularla ilgili tüm çevresel faktörlerin seçimi,
Kaynak: Sanat yönetmeni
Limited şirket in kurulabilmesi için özel kanunlarında aksine bir hüküm olmadıkça esas sermayesinin en az 10.000 Türk Lirası ve ortakların
Kaynak: Limited şirket
Batı Cephesi, Almanya 'nın batısında kalan Avrupa topraklarında, esas olarak Belçika , Hollanda ve Fransa 'yı içine alan cephedir.
Kaynak: Batı Cephesi (I. Dünya Savaşı)
Antilles, İngilizce Antilles, İspanyolca Antillas, Felemenkçe Antillen) Karayipler 'deki Batı Hint Adaları'nın esas bölümünü oluşturur.
Kaynak: Antiller
Cumhuriyet Bayramı veya Cumhuriyet Günü birçok ülkenin cumhuriyet rejimine geçtiği tarihi esas alarak, resmi tatil olarak kutladığı günün
Kaynak: Cumhuriyet Bayramı

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.