beli e. (beli:) esk. Evet.
Ha kim. Hahniyum elementinin simgesi.
ha ünl. 1. İstek uyandırmak için kullanılan bir söz:
Ha göreyim seni! Ha gayret! 2. (ha:) Şaşma anlatan bir söz:
Amma güzel ha! Öyle oldu ha! 3. (ha:) Dikkati çekmek, uyarmak için kullanılan bir söz:
"Sakın ha bir daha yapma! Sakın ha ağlamanı istemiyorum." -A. İlhan. 4. (ha:) Bir şeyin birdenbire hatırlandığını veya kavrandığını anlatan bir söz:
"Ha, miralay arzu ederse o başka tabii!" -A. İlhan. 5.
bağ. Tekrarlanarak kullanıldığında eşitlik anlamı veren bir söz:
Ha ben gelmişim ha o. Ha bağ ha bahçe ha tarla. 6.
bağ. Bazen tekrarlanan bir emir kipinin tekrarları arasında yer alarak fiil ile anlatılan işin uzadığı ve bundan bıkıldığı bildirilir:
Yürü ha yürü, yol bitmiyor ki. 7.
e. kaba Evet. 8.
tkz. (ha:) Soru bildiren bir söz:
Sen de geldin ha? He kim. Helyum elementinin simgesi.
he(I) Türk alfabesinin onuncu harfinin adı, okunuşu.
oldu e. 1. Evet. 2.
ünl. Başüstüne.
Olur öz. is. (o'lur) Erzurum iline bağlı ilçelerden biri.
olur sf. 1. Olabilir:
Bu olur iş mi? 2.
is. Onay, tasdik, yapabilme izni. 3.
e. "Evet" anlamında bir kabul sözü:
Gazeteyi okur musun? -Olur. peki e. (pe'ki) 1. Evet:
"Peki ama benim ne olduğumu henüz muayene etmediniz." -R. H. Karay. 2. Pekâlâ:
"Kalfa peki, der gibi başını salladı ve hemen oradan ayrılıverdi." -İ. H. Baltacıoğlu.
tamam sf. 1. Bütün, tüm:
Paranın tamamını verdim. 2. Eksiksiz:
Bu kitap tamam değildir. 3. Yanlış ve yalan olmayan, doğru. 4. Tamamlanmış, bitmiş:
"Haydi Abbas, vakit tamam / Akşam diyordun işte oldu akşam." -C. S. Tarancı. 5.
e. tkz. Evet. 6.
ünl. Beğenilmeyen bir iş veya öneri karşısında söylenen bir söz:
Tamam, başka işimiz kalmadı da şimdi onunla uğraşacağız! ya(I)
ünl. (ya:) 1. "Ey, hey" anlamlarında bir seslenme sözü:
Yürü ya mübarek! 2.
e. Evet.
ya(II)
bağ. 1. Şaşma, şaşkınlık bildiren bir söz:
Ya bu adam kim? 2. Bir düşüncenin karşıtı düşünülürken kullanılan bir söz:
Yetişirim diyorsun, ya yetişemezsen? 3. Gereklik ve onay bildiren cümlelerde yargının onaylandığını bildiren bir söz:
Biz de gelelim mi? -Gelin ya. 4. Dilek ve geniş zaman kiplerinde yargıyı güçlendiren bir söz:
Bu, söylenecek söz mü? -Söylenir ya. Azıcık yardımcı olsa ya. 5. Bilinen, görülen, hatırlanıp anlatılan bir olay dolayısıyla da sorulan başka bir konu için kullanılan bir söz:
Sen geldin, ya Ahmet? Siz karnınızı doyurdunuz, ya ben ne yapayım? 6. Bir düşüncede sıra ile yer alan ayrı cins ögelerden biri ötekilerden üstün görüldüğünde "hele, özellikle" anlamlarında kullanılan bir söz:
O çocuğun terbiyesine, zekâsına, çalışkanlığına diyecek yok, ya inceliği. Fırtına kırdı, döktü, yıktı, ya o ağaçlara verdiği zarar. 7. Cevap niteliğinde olan cümlenin sonuna getirildiğinde asıl yargının arkadan gelen cümle ile anlatılacağını belirten bir söz:
"Fena oğlan değildir, değildir ya, yalnız bu sarhoşluğu var." -M. Ş. Esendal. 8. Bazı çekimli zamanlardan sonra gelerek anlamı pekiştiren, kuvvetlendiren bir söz:
Yediydin ya. Oturmuşum ya.