Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

alışmak ne demek?

 - 4 sözlük, 7 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

alışmak anlamı
alacak almakta yardım etmek

Güncel Türkçe Sözlük

alışmak anlamı
(-e) 1. Bir işi tekrarlayarak kolaylıkla yapabilmek: "Muhtaç değiliz ama ben çalışmaya alıştım." -E. İ. Benice. 2. Yadırgamaz duruma gelmek: Havaya alışmak. Bulunduğu çevreye alışmak. 3. Uyar duruma gelmek, uygun gelmek, intibak etmek: "Bu mesleğe alışmış gibi görünüyor." -N. Araz. 4. Sürekli ister olmak: Tütüne alışmak. Eğlenceye alışmak. 5. Bağlanmak, ısınmak: "Birdenbire ona alıştığını hissediyor ve bu işe ayrıca şaşıyordu." -A. H. Tanpınar. 6. Bağımlılık kazanmak: İlaca alıştı. Dayağa alıştı. 7. Evcilleşmek, ehlîleşmek. 8. (nsz) Tutuşmak, yanmaya başlamak.

Türkçe - İngilizce

alışmak anlamı
fiil
1) get used to
2) get accustomed to
3) adjust
4) acclimatize
5) acclimate
6) season
7) orientate oneself
8) accommodate oneself
9) addict
10) accommodate
11) drop into a habit
12) become inured to
13) take to
14) school oneself to
15) reconcile oneself to
16) become reconciled to
17) orient oneself
isim
1) be in the habit of doing

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

alışmak anlamı
1. Tutuşmak, yanmaya başlamak: Soba alışadursun, gel iki lâf edelim. 2. Ağaç veya demir, yontuk yerlerinde birbirine uygun gelmek, intibak etmek: Şu iki tahtayı bir birine alıştır. 3. Suyu emerek tavlı hale gelmek: Ekmeği sulayın da alışsın.
alışmak anlamı
Öğrenmek

Elâzığ ve yöresi

alışmak anlamı
Alışmak; tutuşmak, alev almak; hararetlenmek. || üregi alışmak: büyük üzüntüye kapılmak

Erzurum

alışmak anlamı
(ateş) tutuşmak

Ordu

alışmak eş anlamlısı

bağlanmak
(-e) 1. Bağlama işine konu olmak: "Ceviz ağacının bir dalına bağlanmış salıncak, hafif hafif kıpırdanıyordu." -O. Pamuk. 2. Sevmek, içten bağlı olmak: "Ona bağlandığım kadar / Hiçbirine bağlanmadım / Sade kadın değil, insan" -O. V. Kanık. 3. Yalnızca belli bir işle uğraşmak. 4. (nsz) Bir şey bir kimseye ayrılmak, tahsis edilmek: "Gülseren Abla yiğit kadın, Yıldırım'ın ölümünden sonra, bağlanan emekli maaşını kabul etmedi." -A. Ümit. 5. Sözle veya yazılı olarak bir şeye bağlanmak, angaje olmak. 6. (nsz) mec. Beklenen şey elde edilmez olmak.
ehlîleşmek
(nsz) Evcilleşmek.
evcilleşmek
(nsz) Evcil bir duruma gelmek, ehlîleşmek.
ısınmak
(nsz) 1. Sıcak duruma gelmek: "Havalar ısınınca bizim ahbaplar ayaklandılar." -B. Felek. 2. Üşümesini gidermek: "Şöyle güzel bir sütlü kahve yapayım da içimiz ısınsın." -E. Şafak. 3. mec. Yadırgamaz olmak, hoşlanır olmak, alışmak, benimsemek: "Bunca çabamıza karşın halkımızın Batı müziğine ısınamadığını söyledi." -N. Cumalı. 4. mec. Var olan gerginlik sona ermek: "Çaylar dağıldıktan sonra ortalık oldukça ısındı." -H. E. Adıvar.
intibak etmek
uymak, alışmak: "Acemi gelin yeni hayata intibak edebilmek için roman okurdu." -A. Gündüz.

"alışmak" için örnek kullanımlar

Bütün prosedür ve olan bitene alışmak için harika bir zaman bu.
The whole procedure is finished and this is a great time to get used to.
Kaynak: turkiyef1.com
Evimizin ışığı söndü, rengi gitti, Ölüme alışmak olmuyor.
House lights went out, the color is gone, do not get used to death.
Kaynak: 08haber.com
Gerçi Skype'a alışmak da başlı başına ayrı bir sorun olacak.
Skype will be a problem getting used to, though distinct in itself.
Kaynak: ekoayrinti.com
Windows 8 işletim sistemine alışmak kolay olmayacağa benziyor.
Seems not to be easy to get used to the Windows 8 operating system.
Kaynak: stargundem.com
Böylece Filiz İstanbul'da bundan sonra Bahri ve onun çok sayıda kardeşiyle yaşamaya alışmak zorundadır. Karakterler |! : Gerçek isim!
Kaynak: Bizim Yenge
Özellikler: ayağı alışmak ←→ ayağını kesmek. Biçimsel : Deyimler, atasözleri gibi kalıplaşmış sözlerdir. Sözcük lerin tümü ya da bazıları
Kaynak: Türkçede deyim
Lee Hoo bunca zaman saray kanı taşıdığını bilmeden yaşamıştır ama artık saray yaşamına alışmak zorundadır. Prens olabilme mücadelesinde
Kaynak: Goong S
Diğer sekreterlerle Hitler'in günlük akışına alışmak durumundaydılar. Sabah geç kalkılır, yemek yenir, dinlenilir, kahve içilir,
Kaynak: Traudl Junge
gençlerin katıldığı ilk bölümde öğretmenlerin sözlerine uymak, onların gösterdikleri yolda yürümek, düzenli bir nefis eğitimine alışmak gereği vardı.
Kaynak: İhvan-ı Safa

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.