Bütün prosedür ve olan bitene
alışmak için harika bir zaman bu.
The whole procedure is finished and this is a great time to get used to.
Kaynak: turkiyef1.comEvimizin ışığı söndü, rengi gitti, Ölüme
alışmak olmuyor.
House lights went out, the color is gone, do not get used to death.
Kaynak: 08haber.comGerçi Skype'a
alışmak da başlı başına ayrı bir sorun olacak.
Skype will be a problem getting used to, though distinct in itself.
Kaynak: ekoayrinti.comWindows 8 işletim sistemine
alışmak kolay olmayacağa benziyor.
Seems not to be easy to get used to the Windows 8 operating system.
Kaynak: stargundem.comBöylece Filiz İstanbul'da bundan sonra Bahri ve onun çok sayıda kardeşiyle yaşamaya
alışmak zorundadır. Karakterler |! : Gerçek isim!
Kaynak: Bizim YengeÖzellikler: ayağı
alışmak ←→ ayağını kesmek. Biçimsel : Deyimler, atasözleri gibi kalıplaşmış sözlerdir. Sözcük lerin tümü ya da bazıları
Kaynak: Türkçede deyimLee Hoo bunca zaman saray kanı taşıdığını bilmeden yaşamıştır ama artık saray yaşamına
alışmak zorundadır. Prens olabilme mücadelesinde
Kaynak: Goong SDiğer sekreterlerle Hitler'in günlük akışına
alışmak durumundaydılar. Sabah geç kalkılır, yemek yenir, dinlenilir, kahve içilir,
Kaynak: Traudl Jungegençlerin katıldığı ilk bölümde öğretmenlerin sözlerine uymak, onların gösterdikleri yolda yürümek, düzenli bir nefis eğitimine
alışmak gereği vardı.
Kaynak: İhvan-ı Safa