fıldır anlamı Yeldeğirmeninin kanatları. (Aslanlı -Kütahya)
Güncel Türkçe Sözlük
fıldır anlamı sf. Çabuk, hızlı, telaşlı: "Kara yağız, az tombul, fıldır göz, son derece kanı sıcak biridir." -S. Birsel.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
fıldır anlamı Yaldız.
Celâ-Maraş
fıldır eş anlamlısı
çabuk sf. 1. Aceleci: "Yüreği ağzında, atabildiği kadar çabuk adımlarla o tarafa seğirtti ve çocuğun ardından koridora girdi." -E. Şafak. 2. zf. Alışılandan veya gösterilenden daha kısa bir zamanda, tez, yavaş karşıtı: "Yazıma çabuk cevap geldi." -A. Gündüz. 3. ünl. "Acele et, oyalanma" anlamlarında bir seslenme sözü.
hızlı sf. 1. Çabuk, seri, süratli: "Bir akşamüzeri her zamanki hızlı adımlarla geldi" -A. Kutlu. 2. zf. Güç kullanarak, şiddetle: Hızlı vurmak. 3. zf. Çabuk çabuk: "Bünyamin, gücünün yettiği kadar hızlı yürüyüp Haliç'e indi." -İ. O. Anar. 4. mec. Uçarı, çapkın, hovarda: "Doludizgin, bir bekârlığın tam tadını çıkaran, renkli, değişken, hızlı bir yaşam sürüyordum." -H. Taner.
telaşlı sf. 1. Telaş eden, telaşa düşen, pürtelaş: "O akşam yine aynı telaşlı ses beni merdiven başında durdurdu." -Y. Z. Ortaç. 2. Aceleci.
"fıldır" için örnek kullanımlar
güzel yanaklı ve gözleri fıldırfıldır,: yarı bedeniyse bir yılandı korkunç,: her yanı benek benek amansız bir yılan." 1 Ekinde ve Tayfun'un Kaynak:Ehidna