Ülkede verem, sıtma, tifüs,
frengi kol geziyordu.
Countries, tuberculosis, malaria, typhus, syphilis was rampant.
Kaynak: kenthaber.com r. T.b. rhodiense ısırma olayından birkaç gün veya hafta sonra belirir. Sıklıkla, bir
frengi çıbanı da bulunur.
± r. Rhodiense TB-biting incident appears after a few days or weeks. Often, a chancre are also available.
Kaynak: takvim.com.trBubo ("kasık" anlamında Yunanca 'bubon'dan türeme) lenf bezlerinin şişmesidir, veba , belsoğukluğu (gonore), verem ve
frengi gibi
Kaynak: Bubopatojen bakteriler dir ve enfeksiyöz hastalık lara neden olurlar; kolera ,
frengi , şarbon , cüzzam ve veba bu cins hastalıklara dahildir.
Kaynak: BakteriÖzellikle
frengi , belsoğukluğu ve klamidya lar gibi hastalıklar için kullanılan Eritromisin Saccaropolyspora erythraea tarafından
Kaynak: EritromisinHaydarpaşa Askeri Hastanesi'de deri hastalıkları ve
frengi uzmanlığı yaptı. 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı 'nda Tesalya bölgesinde hekim
Kaynak: Hüseyinzade Ali Turan1917'de
frengi komplikasyonu sonucu öldü. Joplin'e ölümünden sonra Pulitzer ödülü verildi. Kategori:1860 doğumlular Kategori:1917 yılında
Kaynak: Scott Joplin1898'de İşkodra fırkasına mensup bir tabur tabipliğine, 1900'de Kastamonu vilayeti
frengi mücadele tabipliğinde, 1905'te Bahriye Merkez
Kaynak: Mustafa Hayrullah DikerÇalışmalarını özellikle: tüberküloz , tüberkülin , şarbon , sığır vebası , kolera , gonokok ,
frengi , sütte yaşayan ve sütle bulaşan
Kaynak: Osman Nuri EralpAyrıca bilimsel uygulamalarda kullanılan birçok aygıt geliştirdi, fıtık ta kasık bağının kullanımını yaygınlaştırdı, ilk kez
frengi nin
Kaynak: Ambroise ParéOtopsisi üstünkörü şekilde yürütülerek, ölümünün gerçek nedeni gizemini koruduysa da,
frengi bulaştığı biliniyordu. Ancak yine de bu
Kaynak: Mihai Eminescu