futa ne demek?
- 3 sözlük, 5 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
futa anlamı
(I) is. (fu'ta) esk. İpekli peşTamal: "Karşı kahvenin çırağı bacağındaki zıpkasını örten futasıyla dört kahve getirdi." -M. Ş. Esendal.
(I) is. (fu'ta) esk. İpekli peşTamal: "Karşı kahvenin çırağı bacağındaki zıpkasını örten futasıyla dört kahve getirdi." -M. Ş. Esendal.
futa anlamı
(II) is. den. Dar, uzun ve hafif bir yarış kayığı, kik: "Kayıkhanelerin loş kemerinde kızağa çekilmiş kılıflar içinde futalar." -Y. Z. Ortaç.
(II) is. den. Dar, uzun ve hafif bir yarış kayığı, kik: "Kayıkhanelerin loş kemerinde kızağa çekilmiş kılıflar içinde futalar." -Y. Z. Ortaç.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
futa anlamı
Önlük.
Önlük.
*Kuşadası -İzmir
*Biga -Çanakkale
Yerleşim Birimleri Sözlüğü
Futa anlamı
Zonguldak ili, Kozlu bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Zonguldak ili, Kozlu bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
futa eş anlamlısı
dar
(I) sf. 1. İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı: "Bütün gece eski kentin dar sokaklarında dolaştım." -A. Ağaoğlu. 2. Genişliği az veya yetersiz olan, ensiz, mikro: "Sahilleri kucaklayan tatlı meltemler, bu mahallenin dar sokaklarından geçmiyordu." -S. Derviş. 3. Az, elverişsiz, sınırlı: Bu dar gelirle hiçbir şey yapılamaz. Dar zaman. 4. Sıkıntılı: "Dar bir gün gelmiş birinden üç beş kuruş almışım, ne çıkar!" -M. Ş. Esendal. 5. mec. Yetersiz: Dar düşünce. Hayali dar. 6. zf. Güçlükle, ucu ucuna, ancak: "En sonra, pek çok sıkılan çocukların zoru ile akşam altı postasına dar yetiştiler." -M. Ş. Esendal.
(I) sf. 1. İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı: "Bütün gece eski kentin dar sokaklarında dolaştım." -A. Ağaoğlu. 2. Genişliği az veya yetersiz olan, ensiz, mikro: "Sahilleri kucaklayan tatlı meltemler, bu mahallenin dar sokaklarından geçmiyordu." -S. Derviş. 3. Az, elverişsiz, sınırlı: Bu dar gelirle hiçbir şey yapılamaz. Dar zaman. 4. Sıkıntılı: "Dar bir gün gelmiş birinden üç beş kuruş almışım, ne çıkar!" -M. Ş. Esendal. 5. mec. Yetersiz: Dar düşünce. Hayali dar. 6. zf. Güçlükle, ucu ucuna, ancak: "En sonra, pek çok sıkılan çocukların zoru ile akşam altı postasına dar yetiştiler." -M. Ş. Esendal.
dar
(II) is. esk. İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk.
(II) is. esk. İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk.
dar
(III) is. (da:r) esk. Yurt.
(III) is. (da:r) esk. Yurt.
dar
(IV) is. (da:r) esk. Ev.
(IV) is. (da:r) esk. Ev.
kik
is. den. Futa: "Kısacık boyuyla üç çifte kikine yerleşerek dümen kullanırdı." -A. Ş. Hisar.
is. den. Futa: "Kısacık boyuyla üç çifte kikine yerleşerek dümen kullanırdı." -A. Ş. Hisar.
"futa" için örnek kullanımlar
Bundan başka tesiste dışarıya da kiralanabilen aydınlatmalı 2 halı saha, dolaşım alanları, çay bahçesi, futa, diğer teknelerin
Kaynak: Galatasaray Küçükçekmece Kürek Tesisleri
Kaynak: Galatasaray Küçükçekmece Kürek Tesisleri
Bunda elbette ki başta Galatasaray olmak üzere rakiplerinin Avrupa'dan modern (sarma tipi) futa getirtmeleri ve Fenerbahçe'nin eski
Kaynak: Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı 1960-61 sezonu
Kaynak: Fenerbahçe Profesyonel Futbol Takımı 1960-61 sezonu
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
