alt ne demek?
- 7 sözlük, 12 sonuç.BSTS / Biyokimya Terimleri Sözlüğü
ALT anlamı İng. alanine transaminase
Alanin transaminaz.
Alanin transaminaz.
BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
alt anlamı Osm. esfel Fr. inférieur
(biyoloji)
(biyoloji)
BSTS / Yazın Terimleri Sözlüğü
alt anlamı
Halk yazınında bir koşanın ikinci dizesi.
Halk yazınında bir koşanın ikinci dizesi.
BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü
alt anlamı
Örgü çoraplarının alt kısmı. (Yenikent *Aksaray -Niğde)
Örgü çoraplarının alt kısmı. (Yenikent *Aksaray -Niğde)
Güncel Türkçe Sözlük
alt anlamı
is. 1. Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı: "Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." -Z. O. Saba. 2. Bir nesnenin tabanı: "Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi imkânsızdı." -O. C. Kaygılı. 3. Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü: Altına sandalye çekmek. 4. Bir şeyin yere yakın bölümü. 5. Yanan ocağın alevi: "Fokurdamaya başlayan çaydanlığın altını kapadı." -H. Taner. 6. Birine göre alt aşamada olan kimse, madun. 7. sf. Sınıflamalarda ikinci derecede olan: Alt sınıf. Alt cins. Alt takım. 8. sf. Birkaç şeyden aşağıda olan: "Yeleğinin alt düğmesi iliklenmemiş." -H. Taner.
is. 1. Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı: "Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor." -Z. O. Saba. 2. Bir nesnenin tabanı: "Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi imkânsızdı." -O. C. Kaygılı. 3. Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü: Altına sandalye çekmek. 4. Bir şeyin yere yakın bölümü. 5. Yanan ocağın alevi: "Fokurdamaya başlayan çaydanlığın altını kapadı." -H. Taner. 6. Birine göre alt aşamada olan kimse, madun. 7. sf. Sınıflamalarda ikinci derecede olan: Alt sınıf. Alt cins. Alt takım. 8. sf. Birkaç şeyden aşağıda olan: "Yeleğinin alt düğmesi iliklenmemiş." -H. Taner.
Türkçe - İngilizce
alt anlamı
sıfat
1) lower
2) under
3) inferior
4) subordinate
5) subaltern
6) nether
ön ek
1) sub-
2) infra-
isim
1) bottom
2) underside
3) base
4) lower part
zarf
1) underneath
2) infra
sıfat
1) lower
2) under
3) inferior
4) subordinate
5) subaltern
6) nether
ön ek
1) sub-
2) infra-
isim
1) bottom
2) underside
3) base
4) lower part
zarf
1) underneath
2) infra
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
alt anlamı
Yırtılan çorabın tabanına yeniden örülen parça.
Yırtılan çorabın tabanına yeniden örülen parça.
Hacıilyas *Koyulhisar -Sivas
alt anlamı
Tarlanın, çukur, su toplanan bölümü.
Tarlanın, çukur, su toplanan bölümü.
Dereçine*Sultandağı Afyon
alt anlamı
Eskiyen çorabın tabanına yeniden yapılan terlik biçiminde bir çeşit yama.
Eskiyen çorabın tabanına yeniden yapılan terlik biçiminde bir çeşit yama.
Dereçine *Sultandağı Afyon
alt anlamı
Alt
Alt
Güney-Batı Anadolu
alt anlamı
Alt || altdan yohuşa: Aşağıdan yukarıya
Alt || altdan yohuşa: Aşağıdan yukarıya
Erzurum
alt anlamı
1. Alt, dip. 2. Kök
1. Alt, dip. 2. Kök
Artvin Yusufeli Uşhum köyü
alt eş anlamlısı
madun
is. (ma:du:n) esk. 1. Alt. 2. Ast.
is. (ma:du:n) esk. 1. Alt. 2. Ast.
alt zıt anlamlısı
üst
is. 1. Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı: "Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor." -H. E. Adıvar. 2. Bir şeyin görülen yanı, yüzü: "Bu sefer taşın üstünden inip yere oturdu." -M. Ş. Esendal. 3. Bir şeyin dış yüzü, yüzey: "Ağzında lokmayı birdenbire yutmaya kıyamıyor, dilinin üstünde gezdiriyordu." -Ö. Seyfettin. 4. Giyecek, giysi: "O günden sonra kapıya diktiği bir bekçiye iş çıkışları işçilerin üstlerini arattı." -L. Tekin. 5. Birine göre yüksek aşamada olan kimse, mafevk: "Sonunda, üstlerinin de onayıyla bir sınav yapmaya karar verdi." -İ. O. Anar. 6. Vücut, beden. 7. Artan, geriye kalan bölüm: "Bir liranın üstü olarak uşağın getirdiği yetmiş beş kuruşu masanın üstünden kaldırmaz." -A. Ş. Hisar. 8. sf. Birkaç şeyden birbirine göre yukarıda olan: "Kadınların beni böyle göz hapsine almaları yüzünden üst düğmelerimi gevşetemiyordum." -R. N. Güntekin. 9. sf. Öte, arka: "Ben onu Şehzade Camisi'nin üst yanında, sokak içi, eski ahşap bir evde tanıdım." -Y. Z. Ortaç. 10. sf. Sınıflamalarda temel olarak alınan bir tipe göre ileri derecede olan: Üst makam. Üst rütbedekiler. 11. zf. Üzerinde: Bugün üstümde bozukluk yok.
is. 1. Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı: "Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor." -H. E. Adıvar. 2. Bir şeyin görülen yanı, yüzü: "Bu sefer taşın üstünden inip yere oturdu." -M. Ş. Esendal. 3. Bir şeyin dış yüzü, yüzey: "Ağzında lokmayı birdenbire yutmaya kıyamıyor, dilinin üstünde gezdiriyordu." -Ö. Seyfettin. 4. Giyecek, giysi: "O günden sonra kapıya diktiği bir bekçiye iş çıkışları işçilerin üstlerini arattı." -L. Tekin. 5. Birine göre yüksek aşamada olan kimse, mafevk: "Sonunda, üstlerinin de onayıyla bir sınav yapmaya karar verdi." -İ. O. Anar. 6. Vücut, beden. 7. Artan, geriye kalan bölüm: "Bir liranın üstü olarak uşağın getirdiği yetmiş beş kuruşu masanın üstünden kaldırmaz." -A. Ş. Hisar. 8. sf. Birkaç şeyden birbirine göre yukarıda olan: "Kadınların beni böyle göz hapsine almaları yüzünden üst düğmelerimi gevşetemiyordum." -R. N. Güntekin. 9. sf. Öte, arka: "Ben onu Şehzade Camisi'nin üst yanında, sokak içi, eski ahşap bir evde tanıdım." -Y. Z. Ortaç. 10. sf. Sınıflamalarda temel olarak alınan bir tipe göre ileri derecede olan: Üst makam. Üst rütbedekiler. 11. zf. Üzerinde: Bugün üstümde bozukluk yok.
"alt" için örnek kullanımlar
Körfez ilçe Yeniyalı kavşağında Belediye bir alt geçit yapıyordu.
Yeniyalı district was an underpass at the junction Gulf Municipality.
Kaynak: ozgurkocaeli.com.trErdoğan'a göre vatana ihanetin alt sınırı 7 milyar dolar.
According to Erdogan, the lower limit of treason $ 7 billion.
Kaynak: haber.sol.org.trBunun neticesinde iki yıl önce alt yapımızı kurduk.
As a result, two years ago, we established our infrastructure.
Kaynak: haberler.comÖSYM teknik alt yapısında köklü değişime gitti.
SSPC radical change in the structure of the technical infrastructure is gone.
Kaynak: ankarahaber.comMatematik te, A ve B iki küme olmak üzere A'nın her elemanı B'nin de elemanı oluyorsa, A'ya B'nin alt kümesi denir. B'ye de A'nın
Kaynak: Alt küme
Kaynak: Alt küme
Alt gezegen, Güneş etrafındaki yörünge si yer yörüngesine göre Güneş 'e daha yakında olan gezegen ler. Merkür ve Venüs birer alt gezegendir.
Kaynak: Alt gezegen
Kaynak: Alt gezegen
Matematik te bir (P, ≤) kısmi sıralı küme sine ait S alt küme sinin üst sınırı, S'nin her elemanına eşit ya da ondan büyük olan P elemanı,
Kaynak: Üst ve alt sınır
Kaynak: Üst ve alt sınır
Şahinler (Buteoninae), atmacagiller (Accipitridae) familya sından bir alt familya. Bu familya üyelerinin yakaladığı avın etini kolaylıkla
Kaynak: Şahinler (alt familya)
Kaynak: Şahinler (alt familya)
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
