acayip ne demek?
- 3 sözlük, 4 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
acayip anlamı
sf. (aca:yip) 1. Sağduyuya, göreneğe, olağana aykırı, garip, tuhaf, yadırganan, yabansı: "Dişlerinin arasından ıslık gibi acayip sesler çıkarmaya başladılar." -R. N. Güntekin. 2. ünl. Şaşma anlatan bir söz: Öyle dedi ha? Acayip!
sf. (aca:yip) 1. Sağduyuya, göreneğe, olağana aykırı, garip, tuhaf, yadırganan, yabansı: "Dişlerinin arasından ıslık gibi acayip sesler çıkarmaya başladılar." -R. N. Güntekin. 2. ünl. Şaşma anlatan bir söz: Öyle dedi ha? Acayip!
Türkçe - İngilizce
acayip anlamı
sıfat
1) weird
2) peculiar
3) strange
4) odd
5) bizarre
6) freak
7) grotesque
8) curious
9) queer
10) outlandish
11) uncanny
12) flaky
13) quirky
14) kinky
15) unusual
16) singular
17) some
18) freakish
19) fantastic
20) kooky
21) exotic
22) quaint
23) novel
24) rum
25) fanciful
26) fantastical
27) comical
28) incongruous
29) droll
30) rummy
31) antic
32) out of the way
33) crotchety
34) splendiferous
35) unco
36) quizzical
zarf
1) comically
isim
1) bughouse
sıfat
1) weird
2) peculiar
3) strange
4) odd
5) bizarre
6) freak
7) grotesque
8) curious
9) queer
10) outlandish
11) uncanny
12) flaky
13) quirky
14) kinky
15) unusual
16) singular
17) some
18) freakish
19) fantastic
20) kooky
21) exotic
22) quaint
23) novel
24) rum
25) fanciful
26) fantastical
27) comical
28) incongruous
29) droll
30) rummy
31) antic
32) out of the way
33) crotchety
34) splendiferous
35) unco
36) quizzical
zarf
1) comically
isim
1) bughouse
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
acayip anlamı
(< Ar. acâ'ib) acayip, tuhaf
(< Ar. acâ'ib) acayip, tuhaf
acayip anlamı
Acayip; ecayipe galmak (hayret etmek)
Acayip; ecayipe galmak (hayret etmek)
Erzurum
acayip eş anlamlısı
garip
sf. 1. Kimsesiz, zavallı. 2. Yabancı, gurbette yaşayan, elgin. 3. Acayip: "Yağmur, ortalığa garip bir kış serinliği getirmişti." -A. İlhan. 4. ünl. Şaşılacak bir şey karşısında söylenen söz: "Demek Bekir böyle utangaç bir çocukmuş. Garip!" -A. İlhan. 5. mec. Dokunaklı, hüzün veren: "Bir yabancı için dünyanın neresinde olursa olsun büyükşehir böyle garip bir yalnızlık duygusu veriyor." -H. E. Adıvar.
sf. 1. Kimsesiz, zavallı. 2. Yabancı, gurbette yaşayan, elgin. 3. Acayip: "Yağmur, ortalığa garip bir kış serinliği getirmişti." -A. İlhan. 4. ünl. Şaşılacak bir şey karşısında söylenen söz: "Demek Bekir böyle utangaç bir çocukmuş. Garip!" -A. İlhan. 5. mec. Dokunaklı, hüzün veren: "Bir yabancı için dünyanın neresinde olursa olsun büyükşehir böyle garip bir yalnızlık duygusu veriyor." -H. E. Adıvar.
tuhaf
sf. 1. Acayip: "Nahit'in onda hiç görmediği bir tuhaf hâli vardı." -T. Buğra. 2. Şaşılacak, garip. 3. Güldürücü: "Kibirli, alıngan olmayan, tuhaf ve nükteli bir adammış." -A. Ş. Hisar. 4. Gülünç: Bu kıyafetle tuhaf oluyorsun. 5. Anlaşılmaz: Tuhaf çocuk, günü gününe uymuyor. 6. ünl. Şaşılan bir şey karşısında söylenen söz: "Tuhaf! Her yerde olduğunun aksine, burada şehirden uzaklaştıkça binaların güzelliği artıyor." -A. Haşim.
sf. 1. Acayip: "Nahit'in onda hiç görmediği bir tuhaf hâli vardı." -T. Buğra. 2. Şaşılacak, garip. 3. Güldürücü: "Kibirli, alıngan olmayan, tuhaf ve nükteli bir adammış." -A. Ş. Hisar. 4. Gülünç: Bu kıyafetle tuhaf oluyorsun. 5. Anlaşılmaz: Tuhaf çocuk, günü gününe uymuyor. 6. ünl. Şaşılan bir şey karşısında söylenen söz: "Tuhaf! Her yerde olduğunun aksine, burada şehirden uzaklaştıkça binaların güzelliği artıyor." -A. Haşim.
yabansı
sf. 1. Acayip: "Kaçmış uykum yabansı ormanlardan / Dağlar mağaralarla ovalara kaçmış." -F. H. Dağlarca. 2. mec. Çirkin, kötü, alışılmadık, kanunsuz: "Kalabalıklaşan şehirlerde yapılarla elde edilebilen yabansı rantlar, insanları çileden çıkarıyor." -A. Boysan.
sf. 1. Acayip: "Kaçmış uykum yabansı ormanlardan / Dağlar mağaralarla ovalara kaçmış." -F. H. Dağlarca. 2. mec. Çirkin, kötü, alışılmadık, kanunsuz: "Kalabalıklaşan şehirlerde yapılarla elde edilebilen yabansı rantlar, insanları çileden çıkarıyor." -A. Boysan.
"acayip" için örnek kullanımlar
Direksiyonda oturan mahlukun elinde sigara, ensesinde bir acayip dövme.
Hand creature sitting behind the wheel of cigarettes, a strange tattoo on her neck.
Kaynak: yenimesaj.com.trDurduğunuz zaman, insan öyle acayip bir şey ki, mahvedebiliyorlar.
When you stop, it's a strange thing that people, mahvedebiliyorlar.
Kaynak: bbc.co.ukFransız GQ dergisi Drogba'yı "Acayip giyinen" 40 kişi arasında gösterdi.
Drogba French GQ magazine "A wonderful dresses" showed that of 40 people.
Kaynak: fotomac.com.trHakan Akkaya ile Recep İvedik arasında acayip "giydirme" muhabbeti.
Hakan Akkaya Recep Ivedik of the wonderful "dress-up" talk.
Kaynak: gazetea24.comÇeşni olarak bilinen altı tip kuark bulunmaktadır: yukarı , aşağı , tılsım , acayip , üst ve alt Yukarı ve aşağı kuark bütün kuarklar
Kaynak: Kuark
Kaynak: Kuark
Karmaşık anlatım tarzının, gülünç ve acayip tasvirlerin yönetmeni Fellini'nin şiirsel bir başeseri sayılan "Satyricon" çoklarına göre
Kaynak: Satyricon (film, 1969)
Kaynak: Satyricon (film, 1969)
Tuncay Akça (d. 1963 ) Türk sineması sanatçısıdır. Hababam Sınıfı 'nda Bacaksız lâkaplı, devamlı gülen acayip duruşlu öğrenci rolünü
Kaynak: Tuncay Akça
Kaynak: Tuncay Akça
Filmde New York sosyetesinin renkli siması, ayrıksı, saf, pervasız, neşeli, çılgın, acayip ama herkesin sevgilisi Holly Golightly (Audrey
Kaynak: Çılgınlar Kraliçesi
Kaynak: Çılgınlar Kraliçesi
Kurumu na göre tanımı; "Kendisini seyredenleri güldüren ve eğlendiren, acayip kılıklı, yüzü aşırı ve komik biçimde boyalı oyuncu" şeklindedir.
Kaynak: Palyaço
Kaynak: Palyaço
Bu oyun Shakespeare eserleri üzerinde çalışanlar tarafından acayip görülmektedir. Özellikle klasik zaman, mekân ve aksiyon birliğine
Kaynak: Atinalı Timon
Kaynak: Atinalı Timon
tarafından icat edildi ve sonraki yirmi yıl boyunca parçacık fiziğinde ve özellikle de acayip parçacık araştırmalarında baskın bir rol üstlendi
Kaynak: Kabarcık odası
Kaynak: Kabarcık odası
sezonun son bölümünde tanışmıştır ve çok acayip bir birliktelikleri vardır. Sheldon'ın bu özellikleri çoğu bölümde espri konusu olmuştur.
Kaynak: Sheldon Cooper
Kaynak: Sheldon Cooper
Bütün lugazlar, "Bir acayip nesne gördüm", "Ol nedir kimdir" ya da "Nedir ol kim" gibi kalıplaşmış sözlerle başlar. Örnek : Nedir kim ol iki
Kaynak: Lugaz
Kaynak: Lugaz
Hentai kelime anlamıyla Japonca da acayip, değişik anlamına gelmektedir. İçerdiği absürd sahnelerin kökeni de budur. Günümüzde özellikle
Kaynak: Hentai
Kaynak: Hentai
Geleneksel olarak "sınır-bilim" tabiri yerleşmiş bilimsel prensipte kendisine yer bulan fakat olağandışı ve acayip bilimsel model ve teori
Kaynak: Sınırbilim
Kaynak: Sınırbilim
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
