gezmek ne demek?
- 3 sözlük, 4 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
gezmek, -er anlamı
(nsz) 1. Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek: "Tek başına buralarda gezdiği hâlde aradığını bulamıyordu." -O. C. Kaygılı. 2. Bir yerde dolaşmak, yürümek: "Kunduralarını çıkarır, satar, yalın ayak gezerdi." -S. F. Abasıyanık. 3. Gitmek, başvurmak. 4. Bulunmak: Şapkam burada ne geziyor? 5. (-i) Bir yeri görüp incelemek. 6. Hasta ayağa kalkmak: Oğlum iyileşti, yavaş yavaş gezmeye başladı. 7. Herhangi bir biçimde gezinmek: Bu giysiyle gezemem. 8. (-i) Bir yerde gezi yapmak: Geçen yaz Batı Anadolu'yu gezdik.
(nsz) 1. Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek: "Tek başına buralarda gezdiği hâlde aradığını bulamıyordu." -O. C. Kaygılı. 2. Bir yerde dolaşmak, yürümek: "Kunduralarını çıkarır, satar, yalın ayak gezerdi." -S. F. Abasıyanık. 3. Gitmek, başvurmak. 4. Bulunmak: Şapkam burada ne geziyor? 5. (-i) Bir yeri görüp incelemek. 6. Hasta ayağa kalkmak: Oğlum iyileşti, yavaş yavaş gezmeye başladı. 7. Herhangi bir biçimde gezinmek: Bu giysiyle gezemem. 8. (-i) Bir yerde gezi yapmak: Geçen yaz Batı Anadolu'yu gezdik.
Türkçe - İngilizce
gezmek anlamı
fiil
1) visit
2) jaunt
3) tour
4) travel
5) wander
6) walk
7) wander in
8) hike
9) browse around
10) go about
11) itinerate
12) get about
13) knock about
14) knock around
15) perambulate
16) peregrinate
17) promenade
18) range
19) rove
fiil
1) visit
2) jaunt
3) tour
4) travel
5) wander
6) walk
7) wander in
8) hike
9) browse around
10) go about
11) itinerate
12) get about
13) knock about
14) knock around
15) perambulate
16) peregrinate
17) promenade
18) range
19) rove
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
gezmek anlamı
Görmek, bulmak (?)
Görmek, bulmak (?)
Kars
gêzmek anlamı
Gezmek
Gezmek
Uşak
gezmek eş anlamlısı
başvurmak
(-e) (ba'şvurmak) 1. Bir işin yapılması için bir kimsenin aracılığını istemek: "Fakat ben ona başvurmadan belki Hatice bana müracaat eder." -N. F. Kısakürek. 2. Bir şeye yararlanmak amacıyla el atmak: "Yalnızca duygulara, sezgilere başvurmak yanıltıcı olabilir." -N. Uygur. 3. Bilgi sahibi olmak için bir kaynağı kullanmak, müracaat etmek.
(-e) (ba'şvurmak) 1. Bir işin yapılması için bir kimsenin aracılığını istemek: "Fakat ben ona başvurmadan belki Hatice bana müracaat eder." -N. F. Kısakürek. 2. Bir şeye yararlanmak amacıyla el atmak: "Yalnızca duygulara, sezgilere başvurmak yanıltıcı olabilir." -N. Uygur. 3. Bilgi sahibi olmak için bir kaynağı kullanmak, müracaat etmek.
gitmek
(-e) 1. Bir yere doğru yönelmek. 2. (-den) Bir yerden veya bir işten ayrılmak. 3. Çıkmak, ulaşmak: Bu yol nereye gider? 4. Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak: Her gün çalışmaya gidiyor. 5. (nsz) Sürmek, devam etmek: "Ama böyle giderse Allah hemen sonunu hayırlara tebdil etsin." -M. Ş. Esendal. 6. Yakışmak, yaraşmak: Bu renk ona gitmedi. 7. Tüketilmek, harcanmak: "Eline geçen paranın çoğu da İstanbul'da çoluğa çocuğa gidiyor." -M. Ş. Esendal. 8. (nsz) Götürülmek, gönderilmek: Haber daha yeni gitti. 9. (nsz) Yeter olmak, yetmek, yetişmek: İki ton kömür üç ay gider. 10. (nsz) Yürümek, yol almak: Bu at iyi gider. 11. (nsz) Dayanmak: Bu giysi iki yıl gider. 12. (nsz) Geçmek: Yaz gitti, kış geldi. 13. (nsz) Herhangi bir durumda olmak: Yolculuk iyi gidiyor. Bakalım bu iş nasıl gidecek? 14. (nsz) Yok olmak, elden çıkmak: "Gemiler ve saray hepsi gitti." -F. R. Atay. 15. (nsz) Ölmek: "Ben giderim adım kalır / Dostlar beni hatırlasın." -Âşık Veysel. 16. Başvurmak, yapmak: Mahkemeye gitmek. 17. (nsz) Bir şey zarar görmüş olmak: Duvarın boyası gitmiş. 18. (nsz) Makine, işlemek, çalışmak: Bu saat iyi gidiyor. 19. (-den) Satılmak: "Altın kaçtan gidiyor?" -S. F. Abasıyanık. 20. Yapmak: Para ayarlamasına gitmek. 21. mec. Bir duruma, bir sonuca ulaşmak, varmak: Bu işin sonu nereye gider. 22. (yar) Değerlendirmek, saymak, karşılamak: Bu iş hoşuma gitmedi, tuhafıma gitti.
(-e) 1. Bir yere doğru yönelmek. 2. (-den) Bir yerden veya bir işten ayrılmak. 3. Çıkmak, ulaşmak: Bu yol nereye gider? 4. Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak: Her gün çalışmaya gidiyor. 5. (nsz) Sürmek, devam etmek: "Ama böyle giderse Allah hemen sonunu hayırlara tebdil etsin." -M. Ş. Esendal. 6. Yakışmak, yaraşmak: Bu renk ona gitmedi. 7. Tüketilmek, harcanmak: "Eline geçen paranın çoğu da İstanbul'da çoluğa çocuğa gidiyor." -M. Ş. Esendal. 8. (nsz) Götürülmek, gönderilmek: Haber daha yeni gitti. 9. (nsz) Yeter olmak, yetmek, yetişmek: İki ton kömür üç ay gider. 10. (nsz) Yürümek, yol almak: Bu at iyi gider. 11. (nsz) Dayanmak: Bu giysi iki yıl gider. 12. (nsz) Geçmek: Yaz gitti, kış geldi. 13. (nsz) Herhangi bir durumda olmak: Yolculuk iyi gidiyor. Bakalım bu iş nasıl gidecek? 14. (nsz) Yok olmak, elden çıkmak: "Gemiler ve saray hepsi gitti." -F. R. Atay. 15. (nsz) Ölmek: "Ben giderim adım kalır / Dostlar beni hatırlasın." -Âşık Veysel. 16. Başvurmak, yapmak: Mahkemeye gitmek. 17. (nsz) Bir şey zarar görmüş olmak: Duvarın boyası gitmiş. 18. (nsz) Makine, işlemek, çalışmak: Bu saat iyi gidiyor. 19. (-den) Satılmak: "Altın kaçtan gidiyor?" -S. F. Abasıyanık. 20. Yapmak: Para ayarlamasına gitmek. 21. mec. Bir duruma, bir sonuca ulaşmak, varmak: Bu işin sonu nereye gider. 22. (yar) Değerlendirmek, saymak, karşılamak: Bu iş hoşuma gitmedi, tuhafıma gitti.
yürümek
(nsz) 1. Adım atarak ilerlemek, gitmek: "Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yürüyordu." -H. Taner. 2. (-e) Karada veya suda, herhangi bir yöne doğru sürekli olarak yer değiştirmek: Buz dağları güneye yürümüş. 3. Çocuk ayakları üzerinde gezecek duruma gelmek: Çocuk erken yürüdü. 4. Yayan gezmek, yayan gitmek: "Gölgesinde yürüdüğü duvarın arkasından bir horoz sesi fark etti." -Ö. Seyfettin. 5. Yol almak: Biraz yürüyelim, geç kaldık. 6. (-e) Bir yere gelmek, bir yere ulaşmak, kaplamak: Dallara su yürümek. 7. (-e) Üzerine doğru gitmek, akın etmek, saldırmak, hücum etmek: Asker kaleye yürüdü. 8. Faiz, hesap edilmek, işlemek: Bu paranın faizi yüzde beşten mi yürüyor? 9. Geçmek, ilerlemek, değişmek: "Doktor o hayatın dışında kalmış. Bu ne demek? Bu, o demek ki hayat yürümüş gitmiş, birlikte yürüyememiş." -M. Ş. Esendal. 10. Bir işte ileri gitmek. 11. mec. Gereği gibi yapılmak veya ilerlemek: "Bu evliliğin yürümeyeceği daha başından anlaşılmıştı ama belki yürütürüz demiştim." -Z. Selimoğlu. 12. argo Ölmek: O da yürümüş.
(nsz) 1. Adım atarak ilerlemek, gitmek: "Kafası yerde, kamburunu çıkarmış, yürüyordu." -H. Taner. 2. (-e) Karada veya suda, herhangi bir yöne doğru sürekli olarak yer değiştirmek: Buz dağları güneye yürümüş. 3. Çocuk ayakları üzerinde gezecek duruma gelmek: Çocuk erken yürüdü. 4. Yayan gezmek, yayan gitmek: "Gölgesinde yürüdüğü duvarın arkasından bir horoz sesi fark etti." -Ö. Seyfettin. 5. Yol almak: Biraz yürüyelim, geç kaldık. 6. (-e) Bir yere gelmek, bir yere ulaşmak, kaplamak: Dallara su yürümek. 7. (-e) Üzerine doğru gitmek, akın etmek, saldırmak, hücum etmek: Asker kaleye yürüdü. 8. Faiz, hesap edilmek, işlemek: Bu paranın faizi yüzde beşten mi yürüyor? 9. Geçmek, ilerlemek, değişmek: "Doktor o hayatın dışında kalmış. Bu ne demek? Bu, o demek ki hayat yürümüş gitmiş, birlikte yürüyememiş." -M. Ş. Esendal. 10. Bir işte ileri gitmek. 11. mec. Gereği gibi yapılmak veya ilerlemek: "Bu evliliğin yürümeyeceği daha başından anlaşılmıştı ama belki yürütürüz demiştim." -Z. Selimoğlu. 12. argo Ölmek: O da yürümüş.
"gezmek" için örnek kullanımlar
Yeni sezona kadar av sahaları içinde tüfekli gezmek bile yasaklandı.
Just walking up to the new season banned guns in the hunting areas.
Kaynak: timeturk.comKelebek, orkide, kuş, geyik bahçelerini hakkıyla gezmek iki gün alır.
Butterflies, orchids, birds, deer, gardens, explore the right to take two days.
Kaynak: hurriyet.com.trSadece gezmek değil, gidilen yerleri yaşamak, tarihini solumak gerek.
Not just wander in the hosting places to live, to breathe the air of history.
Kaynak: haberler.comDünyayı birlikte gezmek ve görmenin mutluluğunu hiçbir şeye değişmem.
Satisfaction of seeing the world around and would not trade anything.
Kaynak: magazin.milliyet.com.trKablosuz internet ile internet sitelerini gezmek mümkündür. PSP modelleri: Ardıllarından(PSP-2000 - PSP-3000) daha kalın ve ağır olan ilk PSP
Kaynak: PlayStation Portable
Kaynak: PlayStation Portable
hizmet vermektedir. Expo 2008 sırasında bu fuarı gezmek için her saat yaklaşık 10.000 ziyaretçinin bu köprüden geçtiği tahmin edilmektedir.
Kaynak: Köprü Pavyonu
Kaynak: Köprü Pavyonu
Görev dışında sadece gezmek için gittikleri yerdede başlarına bir çok bela alırlar. Mesela bir okul gezisinde sevimli bir uzaylıyı yanına
Kaynak: Team Galaxy
Kaynak: Team Galaxy
Ormanda günü birlik geziler yapılabilir ancak ormanda gezmek için en uygun olan zaman kış ve bahar başıdır. Orman bir iki kere yangın
Kaynak: Mumcular, Bodrum
Kaynak: Mumcular, Bodrum
Bu sözcüğün kökü olan yor yürümek, devinmek, gezmek anlamlarını içerir. Nitekim Yörük, Yürük adlı konar-göçer Türk boyunun özü de bu
Kaynak: Bostancı, Gönen
Kaynak: Bostancı, Gönen
357'de Mısır'daki manastırları gezmek üzere uzun bir yolculuk yaptı. 360'ta Konstantinopolis'te toplanan bir sinoda Kappadokialı
Kaynak: Basileios
Kaynak: Basileios
(giysileri, damat donatmak, deve oyunu, saya gezmek, su gelini gibi...) Bu da köyümüzün yörük köyü olduğunu fikrini desteklemektedir.
Kaynak: Kadıncık, Şereflikoçhisar
Kaynak: Kadıncık, Şereflikoçhisar
Avlanmak için hem otur-bekle, hem de gezmek suretiyle avlanma taktiği uyguladığı gözlemlenmiştir. Yapılan denemelerde 7 ay kadar açlığa
Kaynak: Anadolu sarı akrebi
Kaynak: Anadolu sarı akrebi
Genel Bakış: Yani okulda gezmek yok. Belli sayıda shield toplanmadan sonraki bölüme geçilmiyor. Oynanış: Grafikleri, 3. oyuna göre çok
Kaynak: Harry Potter and the Goblet of Fire (video oyunu)
Kaynak: Harry Potter and the Goblet of Fire (video oyunu)
Parris, stüdyo sanatçısı olmadan önce Avrupa'yı Jesus Christ Superstar'ı söyleyen bir müzikal topluluğunun parçası olarak gezmek için ayrıldı.
Kaynak: Ardsley Lisesi
Kaynak: Ardsley Lisesi
Tabiat harikası olarak Tere gölü gezmek ve Yenisey akarsuyu havzasını görmek gerekiyor. Bir çok ülkeden çok sayıda turistlerin rağbet
Kaynak: Tere-Göl (il)
Kaynak: Tere-Göl (il)
tulumbası bulunmaktadır köyü gezmek isterseniz hemen kafanızı saga çevirin ve köy muhtarlıgına bir bakın burada size gerçekten yardımcı olurlar
Kaynak: Karakaya, Sivrihisar
Kaynak: Karakaya, Sivrihisar
Yelken Okulu'nda aldığı eğitimden sonra dünyayı dolaşmanın en emniyetli ve konforlu yolunun yelken ile gezmek olduğuna karar vermişti.
Kaynak: Cumhur Gökova
Kaynak: Cumhur Gökova
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
