Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

göstermek ne demek?

 - 3 sözlük, 3 sonuç.

BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü

göstermek anlamı İng. exhibit, screen, show, project, present Osm.aksettirmek, projekte etmek, projeksiyon yapmak, geçmek, film geçmek Alm. projezieren, vorführen, wiedergeben Fr. projeter,
Sinem. Bir filmi gösterici yardımıyla görüntülük üzerine yansıtarak izlenmesini sağlamak; gösterimi gerçekleştirmek.

Güncel Türkçe Sözlük

göstermek anlamı
(-i) 1. Birini veya bir şeyi işaretle belirtmek: Vitrindeki oyuncağı parmağıyla gösterdi. 2. (-i, -e) Görülmesini sağlamak, görmesine yol açmak: Size kitaplarımı göstereyim. 3. Belirtmek, anlatmak: Bu söz onun iyi niyetini gösteriyor. 4. (-e) Bir şeyin etkisi Altında tutulmak: Güneşe göstermek. Aleve göstermek. 5. (-e) Kanıtla inandırmak: Bunun böyle olduğunu size göstereceğim. 6. (nsz) Öğretmek, açıklamak: Yol göstermek. 7. (-e, nsz) Yapmasını söylemek, görevlendirmek: Size ne iş gösterdiler? 8. Güzelliğini ortaya çıkarmak, temsil etmek: "Bu seni ablandan daha şirin gösteriyor, emin ol!" -R. N. Güntekin. 9. Herhangi bir biçimde değerlendirmeye yol açmak: Gerçekleri çarpıtarak gösteriyor. 10. (nsz) Görünmek, benzemek. 11. (yar) Etmek: İtaat göstermek. Dayanışma göstermek. 12. (-e) mec. Sert bir biçimde karşılık vermek: "Anası da babasının küfürlerini tekrarlıyor, evde ona göstereceğini söylüyor, gözlerini açıyor, başını sallıyordu." -Ö. Seyfettin.

Türkçe - İngilizce

göstermek anlamı
fiil
1) show
2) demonstrate
3) display
4) indicate
5) represent
6) show off
7) show up
8) expose
9) denote
10) point
11) prove
12) point to
13) signify
14) depict
15) look
16) exhibit
17) point out
18) evidence
19) manifest
20) designate
21) disclose
22) adduce
23) teach
24) register
25) exercise
26) sTamp
27) betoken
28) initiate
29) hold up
30) run
31) put forth
32) set out
33) shew
34) table
35) trot out
36) uncork
37) produce
38) speak
39) introduce

göstermek eş anlamlısı

açıklamak
(-i) 1. Bir konuyla ilgili gerekli bilgileri vermek, izah etmek, afişe etmek. 2. Bir sorunla ilgili aydınlatıcı bilgi vermek, tavzih etmek: "Ben siyasal tavrımı ağlayarak açıkladım." -A. Kutlu. 3. Bir sözün, bir yazının ne anlatmak istediğini belirtmek, yorumlamak. 4. Açıkça söylemek, ifşa etmek: "Kenan Bey bunun kuru bir inanç olmadığını da ilk defa açıkladı." -T. Buğra. 5. Belirtmek, göstermek, açığa vurmak, izhar etmek.
anlatmak
(-i, -e) 1. Bir konu üzerinde açıklama yapmak, açıklamada bulunmak, bilgi vermek, izah etmek: "Gece sabaha kadar düşündüğü şeyleri babasına da anlatmak isterdi." -P. Safa. 2. İnandırmak, ikna etmek: Derdinizi ona anlatmak kolay değil. 3. (nsz) Söylemek, nakletmek: "Sonra bir hikâye anlattı." -A. Ş. Hisar.
belirtmek
(-i) Açıklamak, tebarüz ettirmek: "Üzüntülerini, kırgınlıklarını dudak büküp susarak belirtir." -N. Cumalı.
benzemek
(-e) 1. İki kişi veya nesne arasında birbirini andıracak kadar ortak nitelikler bulunmak, andırmak: "Ona göre işlemeyen, kurulmuş, bozulmuş bir saat hastalanmış bir insana benzerdi." -A. H. Tanpınar. 2. Sanısını uyandırmak, gibi görünmek: "Bu zavallı çokça içmişe benziyor, gözleri buğulanmış, biraz da kaymış." -M. Ş. Esendal.
etmek
(nsz) 1. Bir işi yapmak: "Şemsi, sıra düştükçe emlak komisyonculuğu ediyordu." -H. Taner. 2. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak: İyi ettiniz de geldiniz. 3. (-i) Bulmak, erişmek: "Hemşerileri gelir, kemençe gibi bir çalgıyla sabahı ederlerdi." -R. H. Karay. 4. (-i, -den) Birini bir şeyden yoksun bırakmak. 5. Eşit değer kazanmak: İki iki daha dört eder. 6. Herhangi bir değerde olmak: "Kira dâhil olduğu hâlde aylık masrafımız tam beş lira ediyordu." -Ö. Seyfettin. 7. Kötülükte bulunmak: "Ah, iki bardak süt sen bana neler ettin?" -S. F. Abasıyanık. 8. (-e) Küçük veya büyük abdestini yapmak: Çocuk altına etti.
görevlendirmek
(-i, -le) Birine bir görev vermek, vazifelendirmek, tavzif etmek.
görünmek
(nsz) 1. Görülür duruma gelmek, görülür olmak, gözükmek: "Kapıda Eda Hanım göründü ve ona hatır sordu." -P. Safa. 2. İzlenim uyandırmak: "Bu, biraz daha inandırıcı görünüyor." -A. Kutlu. 3. Benzemek, görünüşünde olmak. 4. mec. Azarlamak: Çocuk pek azdı, biraz görünüver. 5. mec. Gözdağı vermek.
temsil etmek
1) hak ve görev bakımından bir kimse veya topluluğun adına davranmak: "Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti temsil ederler." -Anayasa. 2) bir eseri sahnede oynamak: "Ayağa kalktı, ezberlediği bir sahneyi temsil etti." -P. Safa. 3) belirgin özellikleriyle yansıtmak, sembolü olmak: "Sizin temsil ettiğiniz zümre bu sahada belli başlı bir rol oynayacak kudrette değildir." -Y. K. Karaosmanoğlu. 4) biy. özümlemek.

"göstermek" için örnek kullanımlar

Tanrı artık mucizelerle kendini göstermek zorunda kalmayacaktır.
There will be no more miracles God to show himself.
Kaynak: salom.com.tr
Neyi yapabildiğimizi göstermek böyle bir katılımla mümkün oluyor.''dedi.
Such a participation, it is possible to show what we can do.'' He said.
Kaynak: haber3.com
Sabri Sarıoğlu: Bu camiaya yakışır şekilde performans göstermek zorundayım.
Sabri Sarioglu: This is Befitting camiaya have to demonstrate the performance.
Kaynak: timeturk.com
Bursa'da kardeşliğin en güzel örneğini göstermek için çalışıyorsunuz' dedi.
Bursa are trying to show the most beautiful example of brotherhood, "he said.
Kaynak: olay.com.tr
Türkiye 'nin sözlü geleneğinde, bir ezgi ile söylenen halk şiirlerinin her çeşidini göstermek için, en çok kullanılan ad "türkü"dür.
Kaynak: Türkü
Posta pulu, posta gönderilerinde posta ücretinin ödendiğini göstermek amacı ile kullanılan bir tarafı yapışkanlı kâğıt etiketlere denir.
Kaynak: Pul (posta)
TV göstermek için çesitli Show,The Jacksons (TV series)'bakın. Albüm için,The Jacksons (album) sayfasına bakınız." "The Jacksons" burada
Kaynak: The Jackson 5
Çankırıspor, salon sporlarında faaliyet göstermek amacıyla Belediye Başkanı Raif Oktay'ın başkanlığında Mavi-Beyaz forma rengiyle 1993
Kaynak: Çankırıspor
Posta pulu - posta gönderilerinde posta ücretinin ödendiğini göstermek amacı ile kullanılan bir tarafı yapışkanlı kâğıt etiketlere denir
Kaynak: Pul
Hxx bilgisayar belleğindeki 8 bit'lik bayt'ları göstermek için kullanılan bir kestirme yoldur. Bu sayı sistemine "16 tabanlı sayı sistemi"
Kaynak: On altılı sayı sistemi
Sputnik programı yapay uyduların uygulanabilirliğini deneyip göstermek için 1950 ' lerin son yıllarında Sovyetler Birliği tarafından
Kaynak: Sputnik programı
Arap rakamları kavramı, günümüzde sayı ları göstermek için yaygın olarak kullanılan on adet rakam ı (mathbf 0, mathbf 1, mathbf 2,
Kaynak: Arap rakamları
Boşkümeyi göstermek için emptyset simgesi kullanılır. Bir tane boşküme vardır, bu yüzden ona özel bir ad takılmıştır: boşküme.
Kaynak: Boş küme
Lastikler hareketsiz araba yı taşımak, kalkış ve fren anında ortaya çıkan büyük yük transferlerine mukavemet göstermek, fren yapıldığında
Kaynak: Otomobil lastikleri
Uçak gemilerinden faaliyet göstermek üzere planlanmış iki turbojet motorlu, iki mürettebatlı, her hava şartında faaliyet gösterir orta
Kaynak: A-6 Intruder
Georg Cantor 'un doğal sayılar ile reel sayılar ın birebir eşlemesinin yapılamayacağını göstermek için geliştirdiği yöntem.
Kaynak: Cantor'un köşegen yöntemi
İktisadi Devlet Teşekkülü , sermaye sinin tamamı devlet e ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan, kamu
Kaynak: İktisadi Devlet Teşekkülü
Diadem (Yunanca διάδημα diadema) Antik dönemde kralların sahip oldukları otoriteyi göstermek için başlarına taktıkları (bağladıkları), bir
Kaynak: Diadem
Saatlerin zaman göstermek dışında da işlevleri bulunmaktadır. Bir aracı zamana göre ayarlamak bunlardan birisi olarak gösterilebilir.
Kaynak: Saat (zaman)
gönderilen asenkron sinyal veya yazılım da işletimde değişiklik olacağını göstermek için ihtiyaç duyulan senkronize olaydır.Donanım sal iş
Kaynak: Kesme
Toplumun sosyal ve sanatsal yaşamdan var olduğunu göstermek amacıyla kurulmuş oyuncularının bir çoğunluğunu engellilerin oluşturduğu
Kaynak: Engelliler Tiyatrosu
Bilimsel gösterim, çok büyük ve çok küçük sayı ları göstermek için kullanılan bir standarttır. Bilim adamlarının ilgilendikleri pek çok
Kaynak: Bilimsel gösterim
Bröve, bir asker in çok önemli bir askeri uzmanlık alanında, üstün bir ehliyet derecesi elde etmiş olduğunu göstermek üzere verilen bir
Kaynak: Bröve
Rimel - kirpikleri kıvırmak ve daha uzun göstermek için fırça ile sürülen yağlı sürme. Bir tür palyaço 2008'de ilk albümünü yayınlamış olan
Kaynak: Maskara

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.