hasut anlamı sf. esk. Kıskanç: "Bu hasutların dedikodularına inanmak caiz mi?" -P. Safa.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
hasut anlamı 1. Cimri. 2. Görgüsüz.
hasut eş anlamlısı
kıskanç sf. Kıskanma huyunda olan (kimse), günücü, hasetçi, hasut: "İlk tanıştığımız günlerde ben kıskanç ve fenaydım." -P. Safa.
"hasut" için örnek kullanımlar
Hâdikatü'l-Vüzera zeyline göre Bahir Mustafa Paşa kararsız, cesur, hasut, hiyle ve hüd'aya mail idi. Eserleri : Bahir Mustafa Paşa yukarıda Kaynak:Çorlulu Köse Bahir Mustafa Paşa