gürültü is. 1. Aralarında uyum bulunmayan düzensiz seslerin bütünü, patırtı, şamata:
"Gemi baş döndüren bir gürültüyle indi sulara." -Ç. Altan. 2.
mec. Birçok kişinin karıştığı kavga, karışıklık veya tartışma:
İşçiler arasındaki gürültü. kavga is. 1. Düşmanca davranış ve sözlerle ortaya çıkan çekişme veya dövüş, münazaa:
"O zamanlar kavga etmeyi bilmek bizim için çok önemliydi. Çünkü kavga yaşam biçimimizdi." -A. Ümit. 2.
mec. Herhangi bir amaca erişmek, bir şeyi elde etmek veya bir şeye karşı koyabilmek için harcanan çaba, verilen mücadele:
Ekmek kavgası. 3.
esk. Savaş.
patırtı is. 1. Pat pat çıkan sesin adı:
"Dışarıdan akseden birtakım motosiklet patırtılarıyla ikimiz birden yerimizden fırlayıp merdiven başına koştuk." -Y. K. Karaosmanoğlu. 2. Herhangi bir biçimde veya ayakları yere kuvvetle basarak yürüme sonucu çıkan gürültü. 3. Gürültülü çatışma, arbede:
"Bütün bu patırtının içinde, arkadaşıma bir sokak başında rastladım." -S. F. Abasıyanık.