hezen ne demek?
- 3 sözlük, 9 sonuç.BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü
hezen anlamı
[hezan, hezek] 1. Yapılarda kirişlerin üzerine yerleştirilen ağaçlar (-Amasya) [hezek] : (-Amasya) 2. Tahta yapılarda çatının tüm yükünü çeken kalın orta direk. (Buruncuk *Yerköy -Yozgat; Kötüören *Pınarbaşı -Kayseri) [hezan] : (*Gürün -Sivas)
[hezan, hezek] 1. Yapılarda kirişlerin üzerine yerleştirilen ağaçlar (-Amasya) [hezek] : (-Amasya) 2. Tahta yapılarda çatının tüm yükünü çeken kalın orta direk. (Buruncuk *Yerköy -Yozgat; Kötüören *Pınarbaşı -Kayseri) [hezan] : (*Gürün -Sivas)
Güncel Türkçe Sözlük
hezen anlamı
is. hlk. Sopa, değnek, dal: "Azgın dalgalar saman çöpü gibi dağıtır salın hezenlerini." -A. Erhat.
is. hlk. Sopa, değnek, dal: "Azgın dalgalar saman çöpü gibi dağıtır salın hezenlerini." -A. Erhat.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
hezen anlamı
Bir odalı ev, bahçe kulübesi.
Bir odalı ev, bahçe kulübesi.
-Malatya
hezen anlamı
Damların üzerine döşenen kalın ve büyük ağaç, kiriş,
Damların üzerine döşenen kalın ve büyük ağaç, kiriş,
-İstanbul
*Sungurlu ve köyleri -Çorum
*Merzifon -Amasya
*Zile -Tokat
-Erzincan
-Malatya
*Nizip, *Kilis -Gaziantep
Efsus *Elbistan, *Afşin ve köyleri -Maraş
Çaylı *Dörtyol, *Antakya ve köyleri -Hatay
Çepni, İğdeli *Gemerek, Telin, *Gürün, *Şarkışla -Sivas
İncirli, *Akdağmadeni, Divanlı, Gökdere -Yozgat
Pazar *Kızılcahamam -Ankara
Genezin *Avanos, -Nevşehir
Büyükafşar -Kırşehir
Elbaşı *Bünyan, Feyzullah *Develi, Afşar *Pınarbaşı, Reşadiye, Zencidere, -Kayseri
*Ürgüp -Nevşehir
*Bor -Niğde
Durlaz, Hortu *Ereğli, Kurthasanlı, -Konya
Yolgeçen, Toprakkale *Osmaniye, -Adana
hezen anlamı
İri, büyük.
İri, büyük.
*Merzifon -Amasya
Çatak *Mut -İçel
hezen anlamı
Dalları budanmış ağaç gövdesi.
Dalları budanmış ağaç gövdesi.
Elâzığ
Mustafa Paşa *Ürgüp Nevşehir
hezen anlamı
Ahşap ve kerpiç evlerde damların üzerine konulan büyük ağaç
Ahşap ve kerpiç evlerde damların üzerine konulan büyük ağaç
Malatya
hezen anlamı
Damların üzerine döşenen uzun ağaç, kiriş
Damların üzerine döşenen uzun ağaç, kiriş
Ordu
hezen anlamı
Damlarda kullanılan kalın, sağlam ve düzgün ağaç
Damlarda kullanılan kalın, sağlam ve düzgün ağaç
Adana, Osmaniye
hezen eş anlamlısı
dal
(I) is. 1. Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri: "Cılız dallar, yeşili fersiz, tırnak kadar yapraklar!" -T. Buğra. 2. Branş. 3. Bir bilim alanının içinde yer alan ana bilim dalında alt alanı. 4. biy. Canlıların bölümlenmesinde, sınıfların bir araya gelmesiyle oluşan birlik, şube.
(I) is. 1. Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri: "Cılız dallar, yeşili fersiz, tırnak kadar yapraklar!" -T. Buğra. 2. Branş. 3. Bir bilim alanının içinde yer alan ana bilim dalında alt alanı. 4. biy. Canlıların bölümlenmesinde, sınıfların bir araya gelmesiyle oluşan birlik, şube.
dal
(II) is. hlk. 1. Arka, sırt. 2. Kol. 3. Omuz: "Belikler dalına dökülür gelir / İnce bel üstüne sal ala gözlüm" -Halk türküsü. 4. Boyun, ense.
(II) is. hlk. 1. Arka, sırt. 2. Kol. 3. Omuz: "Belikler dalına dökülür gelir / İnce bel üstüne sal ala gözlüm" -Halk türküsü. 4. Boyun, ense.
dal
(III) sf. Çıplak, yalın: Dalkılıç. Daltaban.
(III) sf. Çıplak, yalın: Dalkılıç. Daltaban.
değnek
is. 1. Elde taşınacak incelikte düzgün ağaç, sopa, çomak: "Testiyi bir eline, değneğini ötekine alır." -H. R. Gürpınar. 2. Değnekle atılan dayak.
is. 1. Elde taşınacak incelikte düzgün ağaç, sopa, çomak: "Testiyi bir eline, değneğini ötekine alır." -H. R. Gürpınar. 2. Değnekle atılan dayak.
sopa
is. (so'pa) 1. Kalın değnek: "Erkekler ellerine birer sopa aldılar, köy halkı peşlerinde dere içine koştular." -H. E. Adıvar. 2. mec. Dayak, kötek.
is. (so'pa) 1. Kalın değnek: "Erkekler ellerine birer sopa aldılar, köy halkı peşlerinde dere içine koştular." -H. E. Adıvar. 2. mec. Dayak, kötek.
