Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

ızgara ne demek?

 - 9 sözlük, 9 sonuç.

BSTS / Ayaktopu Terimleri Sözlüğü

ızgara anlamı İng. stud Alm. Stollen
Ayaktopu ayakkabılarının altlarına çivilenen ve tabanla topuk genişliğinde uzayan 12,7 mm. genişlikte kösele ya da sert lastik parçaları. (Tabanda iki, topukta ise bir tane bulunur ve çıkıntılar birbirine koşuttur.)

BSTS / Biyoloji Terimleri Sözlüğü

ızgara anlamı İng. grid Alm. Netzblende Fr. tamis
Elektron mikroskobunda incelenmek üzere ültramikrotomda alınan ince kesitlerin (200-1000 Angstrom) üzerine konduğu bakır, alüminyum, nikel vb. gibi maddelerden yapılmış ızgara. Grit.

BSTS / Gösterim Sanatları Terimleri Sözlüğü

ızgara anlamı İng. grid, gridiron Alm.Rollenboden Fr. gril İtl. sofitto del palcoscenico
dekor parçalarının ya da ışıldakların asıldığı çubuk askı palangalarının, birbirine koşut çelik bağlantıların ya da rayların bulunduğu yer.

BSTS / Nükleer Enerji Terimleri Sözlüğü

ızgara anlamı İng. grid Alm. Gitter Fr. grille
Bir X ışını tüpünde, anotla katot arasına yerleştirilen ve elektron akısını yönlendiren elektrot.

BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü

ızgara anlamı İng. grid, control grid Alm. Gitter Fr. grille
TV. Radyo ışıtaçlarında eksiuç ile artıuç arasına yerleştirilen ızgara biçiminde elektrikucu.

Güncel Türkçe Sözlük

ızgara anlamı
is. (ızga'ra) 1. Metal çubukların, ağaç dallarının aralıklı sıralanmasıyla yapılan parmaklık veya kafes biçiminde araç. 2. Pisliklerin su yollarını tıkamasını önlemek veya havalandırmak amacıyla su yollarının havalandırma çıkışları üzerine konulan kafesli veya parmaklıklı demir. 3. Et, balık, köfte vb. yiyecekleri pişirmekte kullanılan araç, gril: "Izgaranın sokağa verilen bacasından, kızardıkça yağları eriyen köftelerin kokusu vuruyordu dışarıya." -N. Cumalı. 4. sf. Bu araç üstünde pişmiş: "Gün batmadan çok evvel işlerini bitirdikleri için bu saatte meze ve ızgaralardan başka bir şey kalmaz." -R. N. Güntekin. 5. sp. Futbol ayakkabısının Altında bulunan iri başlı kabara: "Ötekisinde altından hâlâ ızgaraları sallanan bir futbol ayakkabı eskisi vardı." -S. F. Abasıyanık.

Türkçe - İngilizce

ızgara anlamı
isim
1) grill
2) grid
3) grille
4) grating
5) grate
6) griller
7) gridiron
8) broiler
9) riffle
10) grilled meat
sıfat
1) grilled

Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü

ızgara anlamı Rum.skará
1. Metal çubukların, ağaç dallarının aralıklı sıralanmasıyla yapılan parmaklık veya kafes biçiminde araç. 2. Et, balık, köfte gibi yiyecekleri pişirmekte kullanılan araç: § "Einstein'in ölümü Moskova'yı ve içimizdeki ızgara maşalarını sevindirmiştir." -Peyami Safa, Sosyalizm-Marksizm-Komünizm, s.134. § "... kömürün ızgaralar üstünde yanmayıp duman hâlinde bacadan çıkarak zayi olacak kısmını be-tekrar yakıyor demektir." -Ahmet Midhat Efendi, Gönüllü, 199. § "ızgara: Kafes gibi parmaklık." -Ahmet Vefik Paşa, Lehçe-i Osmani. § "Chicago'nun ızgarada kanlı et kokusu, Tibet'in yün, Londra'nın çay kokusu-biraz gümüş karışığı-olabilir" -Adalet Ağaoğlu, Başka Karşılaşmalar, 23. 3. Bu araç üstünde pişmiş. 4. Pisliklerin su yollarını tıkamasını önlemek veya havalandırmak amacıyla su yollarının veya havalandırma çıkışları üzerine konulan kafesli veya parmaklıklı demir: § "… bir genç kız, başka milletten bir genç kızın budundan bir ızgara yaptırır." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 58. 5. Futbol ayakkabısı Altında bulunan iri başlı kabara.

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

ızgara anlamı
Izgara

Urfa

ızgara eş anlamlısı

et
is. 1. İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka: Bu koyunda hiç et yok, pek zayıf. 2. Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi. 3. Ten: Gömleği yırtılmış, eti görünüyor. 4. Meyvelerde çekirdekle deri arasındaki bölüm: Bu zeytinde et denecek bir şey yok.
gril
is. Izgara.

"ızgara" için örnek kullanımlar

Fırın, ızgara veya tencere ile pişirme yöntemlerini tercih etmek gerekir.
Oven, grill or pan with cooking methods should be preferred.
Kaynak: saglik.bugun.com.tr
Cristian'ın en sevdiği yemekler; pilav, fasulye ve ızgara et.
Cristian's favorite dishes, rice, beans and grilled meat.
Kaynak: sabah.com.tr
Masraflara yetişemeyen Mustafa Tuzak, kızı için ilçede bulunan ızgara salonunu sattı.
Mustafa Trap behindhand costs for his daughter sold the county hall in the grid.
Kaynak: yeniasir.com.tr
Daha basit bir arayüze sahip Sense 5, uygulamaları 3x4'lük bir ızgara üzerinde gösteriyor.
It has a simple interface Sense 5, applications on a grid showing 3x4'lük.
Kaynak: haberaj.com
Izgara yapma veya mangal yapma yiyeceklerin ateş üzerine yerleştirilen bir ızgara veya mangal üzerinde pişirilmesi işlemidir.
Kaynak: Izgara yapma
Biftek dana eti nden dilim şeklinde kesilmiş genellikle ızgara , fırınlama veya kızartma amacıyla hazırlanan et parçalarına verilen
Kaynak: Biftek
Yakitori (焼き鳥, やきとり),(kuş ızgara) Japon mutfağından bir tür tavuk kebap. Kushiyaki (串焼、くしやき) (ızgara şiş) olarak ta bilinir.
Kaynak: Yakitori
Fajita ya da Fajitas (Fahitas okunur), Tex-Mex mutfağı na ait ızgara et ve buğday ya da mısır unuyla yapılmış tortilla ile ikram edilen
Kaynak: Fajita
Kafes (yapı), ızgara şeklinde tel veya metalden oluşabilen bir yapıdır. Bir nesneyi veya canlıyı korumak, alıkoymak için kullanılır.
Kaynak: Kafes (anlam ayrımı)
Ana atıksu arıtma prosesleri şunlardır; ızgara (ince veya kaba), ön çökeltim havuzu, kimyasal veya biyolojik arıtma üniteleri, son çökeltim
Kaynak: Atık su arıtımı
Ciğer (akciğer veya karaciğer ): Kızartma (Arnavut ciğeri ), pane, dolma, ızgara, şiş. Dalak : Kızartma, dolma. yumurtası : Tava ve ızgara.
Kaynak: Sakatat
Boyutların herhangi ölçülebilir sayısında ızgara olabilir. Zaman hem ayrıksı hem de zamanda t − 1 (onun mahallesi denir) hücrenin sınırlı
Kaynak: Hücresel otomat
kızarmış tavuk kanadı dolması (pik kai sot sai thot), ızgara biftekli bir salata, soğan ile kereviz ya da taze nane (yam nuea yang),
Kaynak: Tayland mutfağı
Ayrıca Gaudi 'nin başını çektiği modernizm akımıyla planlanmış, 1900'lerden kalma ızgara planlı modern bölümü ilgi çekmektedir.
Kaynak: Barselona
Mayında baskı plakası yerine metal ızgara kullanılmış bu sayede aşırı basınca maruz bırakılarak patlatılamıyordu. Şu an üreitlmeyen mayın
Kaynak: PT Mi-K mayını
Bu imar planının en bilinen özelliği ızgara sistem in kullanılmasıdır. Bazı tarihçiler bu metodu son derece ileri görüşçülük ve vizyon
Kaynak: 1811 Komisyonları Planı
Bu yemeklerin çoğu ızgara 'da pişirilmiş olsa da, tas kebabı gibi sulu yemeklere de kebap denir. Böyle yemekleri yapan lokantalara
Kaynak: Kebap
yüzyılda ızgara plana göre yeniden inşa edilen kentin tarihsel yapılarından birkaçı günümüze ulaşmıştır. Günümüzde bir keten üretim
Kaynak: Tver
odun ateşinini kızgın közünde 10 veya 15 cm yüksekte veya mesafede pişirilir ve Döner bıçağı ile birer porsiyon kesilip ızgara üzerine alınır.
Kaynak: Cağ kebabı
Dana eti gibi haşlanarak, ızgara, kavurma veya rosto yöntemleriyle hazırlanması mümkündür. Kategori:Etler Kategori:Koyunlar.
Kaynak: Koyun eti
Bu et konserve yapılabilir, tuzlanabilir, kızartılabilir, ızgara yapılabilir, fırınlanabilir, salamura yapılabilir. Ege Bölgesi 'nde
Kaynak: Çaça
en basit doğrusal polarizör, gelen ışına dik şekilde yerleştirilmiş bir dizi ince paralel metal tellerden oluşan tel-ızgara polarizörü dür.
Kaynak: Polarizör
Ketçap sıklıkla patates kızartması , hamburger , sandviç , makarna ve kızartılmış veya ızgara et ile birlikte kullanılmaktadır.
Kaynak: Ketçap

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.