Maçtan önce iyi kenetlendik ve bu maçı kazanacağımıza
inandık.
We believe this match and win the game well before clenching.
Kaynak: timeturk.comBirbirimize
inandık, güvendik ve sevdik ve başarıyı yakaladık.
We believed in each other, trusted and loved and have achieved success.
Kaynak: haberler.comKulüp, teknik heyet, oyuncular ve taraftarımızla buna
inandık.
Clubs, technical team, players and taraftarımızla believe it.
Kaynak: haberler.comİnandık, çok çalıştık, uğraştık ve sonunda başardık.
Believed, I worked hard, struggled and eventually succeeded.
Kaynak: kibrispostasi.com Bunlar, "Ona
inandık, hepsi Rabbimizin katındandır." derler. Gönül ve akıl sahiplerinden başkası gereğince düşünemez.” Âl-i İmrân Suresi ,
Kaynak: MuhkemEdebiyatımız için gerekli canlılığa, gerekli değerlere, ancak böyle bir davranışla varılabileceğine
inandık. Bir araya gelişimizin
Kaynak: Doğuş Bildirisi"Herkesin gördüğü ve hissettiği sorunları sıralamanın değil, umudu yaratmanın ve alternatifi örmenin tek gerçek muhalefet olduğuna
inandıkKaynak: Sokak Çocukları Hareketitarıma ev elverişli bir bölgedir her nedense yıllardır söyleneglen
inandık barajı bir türlü kurulmadı bırkaın barajı karsularımız dahi
Kaynak: Süleymanlı, Yerköy