Bu tip safsatalar bir argüman ın (genellikle farklı kişiler tarafından) çok defa tekrar edilmesi ile sahte bir kanıt veya
inandırıcılıkKaynak: Argumentum ad nauseamHayal gücünün "
inandırıcılık" kaygısıyla oluşturduğu, aslında gerçekte olmayan bir yerin, çevrenin, ortamın gerçekmiş gibi çizilip,
Kaynak: Mat boyama1983 yılında oynadığı Tender Mercies adlı filmle yönetmen Bruce Beresford 'tan rolü için şu eleştiriyi aldı: "Oynadığı role
inandırıcılıkKaynak: Ellen BarkinBu da filme çekici duygusal damarıyla bir
inandırıcılık, izlenirlik ve mesafe yüklüyor. Özellikle ölümcül hastalıklara kapılan duygusal-
Kaynak: Aşk Yeminialanlarının olması, İngiltere'ye karşı Fransa ile ittifak kurabilmek için dayanak oluşturmakta, bu girişime bir
inandırıcılık kazandırmaktadır.
Kaynak: Otto von BismarckHasan Cemal'e verdiği röportajda, etnik partilerden şöyle bahsemişti: “Bugüne kadar kurduğumuz bütün partilerde,
inandırıcılık eksiği vardı.
Kaynak: Ahmet Türkdolambaçsız sade aşk öyküsüyle bugünün bilgisayar destekli yapım teknikleriyle bile başarılması mümkün olmayan bir
inandırıcılık sergilemektedir.
Kaynak: Vatan Kurtaran Aslan (film, 1938)Documentarist'ten Necati Sönmez, film için yazılan yazıları ele alarak filmin biçimi hakkında "'oyunculuk', 'tipleme', '
inandırıcılık', '
Kaynak: İki Dil Bir BavulSesin gelmesiyle
inandırıcılık kazanan çizgi filmlerin üretimi de bu dönemde artmaya başladı. Üstelik çizgi filmlerde iki ya da üç renk
Kaynak: Sinema tarihiİnanırlılık: Bu; bankanın bilinirliği, müşteriyle iletişimde bulunan personelin ikna ve
inandırıcılık kabiliyeti ile ilgili bir kalite
Kaynak: Hizmet kalitesi