ilgilenmek (-le) 1. Birine karşı yakınlık duymak veya göstermek, alakalanmak:
"Tarlaları gezdim, okuluma gittim, çocukları tanıdım, köylülerle ilgilendim." -H. E. Adıvar. 2. Bir şeye karşı merak duymak:
Arkadaşım yeni buluşlarla ilgileniyor. 3.
(nsz) Bir konu üzerinde çalışmak, uğraşmak, bir şeyi çekici bulmak:
"Okulda ilgilendiği tek ders İngilizceydi." -N. Cumalı.
meşgul olmakvaktini vermek, uğraşmak, oyalanmak:
"Kâtip daha fazla meşgul olmaya lüzum görmeden genç kızı yalnız bırakıp gitti." -P. Safa.
uğraşmak (-le) 1. Bir iş üzerinde sürekli çalışmak:
"Muhacir kümeleri arasında, ekmek dağıtmakla uğraşan yaşlıca bir adama seslendi." -P. Safa. 2.
(-e) Bir işi başarmaya çalışmak, iş edinmek:
"İkisi barbut oynuyor, üçüncüsü, en küçükleri, bir çekirgeye sigara içirmeye uğraşıyordu." -H. Taner. 3. Zamanını bir işe verme durumunda kalmak:
"Ee, hadi yürü yahu. Senlen mi uğraşacağız?" -H. Taner. 4. Savaşmak:
"Düşmanlarla uğraşmak için sonuna kadar çalışmaya azmettik." -Atatürk. 5.
mec. Birine kötü davranmak:
"Aman, siz de hep beybabamla uğraşırsınız!" -Ö. Seyfettin.