Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

izafe etmek ne demek?

 - 1 sözlük, 1 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

izafe etmek anlamı
1) bağlamak, yüklemek, mal etmek; 2) katmak, eklemek, ilave etmek: "Fakat yine zannederim ki genç kız sırf bu sebepten, bu gururdan dolayı onu ötekilerden ayırmış ve ona uğraşılabilecek, sevilebilecek bir şahsiyet izafe etmişti." -N. Hikmet.

izafe etmek eş anlamlısı

bağlamak
(-i, -e) 1. Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak: Gemiyi iskeleye bağlamak. 2. Düğümlemek: İpi ipe bağlamak. 3. (-i) Yara ilaç koyup bezle sarmak: Yarayı bağlamak. 4. (-i) Denk yapmak, paket yapmak: Yatakları bağlamak. Eşyayı bağlamak. 5. (nsz) Oluşmak, tutmak, meydana gelmek: "Şişesi is bağlamış bir lambanın ışığı / Her yüze çiziyordu bir hüzün kırışığı" -F. N. Çamlıbel. 6. Bir iş veya kimse için ayırmak, tahsis etmek: Birine haftalık bağlamak. 7. Anlaşma yapmak: İşleri sözleşmeye bağlamak. 8. (-i) Uyulması zorunlu olmak: "Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır." -Anayasa. 9. Başka bir işle uğraşamaz durumda olmak: Bu iş beni çok bağladı. 10. (-i) Sona erdirmek, bitirmek, tamamlamak. 11. (-i) Geçişi engellemek: Bütün yolları bağlamışlar. 12. (-i) Birini söz veya yazı ile bağlamak, taahhüt etmek, angaje etmek. 13. (-i) Büyü, muska vb.nin aracılığıyla birinin birtakım isteklerini veya yetkinliğini engellemek, yok etmek. 14. mec. Gönlünü kazanmak: Bu davranışınız beni size bağladı. 15. mec. Birinde bir şeye karşı ilgi, istek uyandırarak o şeye ilgi, yakınlık duymasını sağlamak. 16. mec. Bütün ilgisini bir yerde yoğunlaştırmak: "Kızım, ne yapsak da seni bu eve bağlayabilsek acaba?" -R. N. Güntekin.
eklemek
(-i) 1. Bir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, ilave etmek: "Bahçeye doğru bir çıkma mutfak yaptırmış, bu koca balkonu eklemiştir." -T. Buğra. 2. (-i, -e) Bir şeyi ek olarak kullanmak: Bu kumaşı örtüye eklemeli.
ilave etmek
eklemek, ulamak: "Bu istilanın nasıl bir facia olduğunu Avrupa tarihçileri iyi yazdıkları için bir kelime ilave etmeye lüzum yoktur." -Y. K. Beyatlı.
katmak
(-i, -e) 1. Bir şeyin içine, üstüne veya yanına, niteliğini değiştirmek veya niceliğini artırmak için başka bir şey eklemek, karıştırmak: Sirkeye su katmak. 2. Bir araya getirmek: "Fadime, bu yavru bolluğu arasında kuzuları çocuklara ve çocukları kuzulara katarak en olgun bir saadet içinde yaşamış." -H. E. Adıvar. 3. Birlikte göndermek: Kafileye muhafız katmak. 4. hlk. Döllenmeyi sağlamak için erkek hayvanı dişinin yanına salmak.
yüklemek
(-i, -e) 1. Bir yere, taşınması için belli ağırlıkta eşya veya araç gereç koymak. 2. Bir bilgisayar, disket vb.ne gerekli bilgileri aktarmak. 3. mec. Bir yükümlülük altına sokmak, sorumlu tutmak: Çocuğun bakımını ona yüklediler. 4. mec. Bir suçu birinin üstüne atmak: "Ne yapalım, elimizden geleni yaptık ama olmadı der, kabahati kör talihe yükler geçersin." -R. N. Güntekin. 5. (-i) fiz. Bir cisme elektrik gücü vermek: Fazla elektrik yüklemek akünün bozulmasına yol açar.

Yakın Kelimeler

(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.