Yani kendi
kanı alınıp, işlendikten sonra sorunlu bölgeye enjekte edildi.
So, whether your own blood, was injected into the troubled region after processing.
Kaynak: spor.gazetevatan.comgörenler şüphesiz Mustafa Kemal ve Haydar Baş'la aynı
kanı taşımıyorlar.
Those who doubt and Haydar Bas, Mustafa Kemal not carry the same blood.
Kaynak: yenimesaj.com.trHakem, Webo'nun suratındaki
kanı pozisyon icabı oldu sandı ve penaltı verdi.
The referee gave a penalty Webo'nun's face, and he thought the blood was for the sake of position.
Kaynak: takvim.com.trKamuoyunda genel
kanı Galaxy S IV'ün mart ortasında tanıtılacağı yönünde.
General consensus in public opinion in the direction of the Galaxy S IV, introduced in the middle of March.
Kaynak: merhabahaber.comKana latincede hema,
kanı inceleyen bilim dalına ise hematoloji denir. Bu sözcükler eski Yunanca 'da kan sözcüğünü karşılayan haima dan
Kaynak: KanVenler veya toplardamarlar
kanı kalbe taşıyan kan damarlarıdır . Venler dolaşım sisteminin bir bölümünü oluştururlar.
Kanı kalpten
Kaynak: ToplardamarPulmoner arter ve umblikal arterler dışında oksijenlenmiş
kanı taşırlar. Dolaşım sistemi hayatın devam etmesi için son derece önemli bir
Kaynak: AtardamarNoldor ve Sindar
kanı taşıyan yarı elf Elrond 'un eşi idi. Güneşin İkinci Çağı 'nın ortalarında Celeborn ve Galadriel 'in kızı olarak
Kaynak: CelebrianNoldor ve Sindar
kanı taşıyan yarı elf Elrond 'un eşi idi. Güneşin İkinci Çağı 'nın ortalarında Celeborn ve Galadriel 'in kızı olarak
Kaynak: CelebríanArterler oksijenlenmiş
kanı dokulara taşırken, venler oksijenlenmemiş
kanı geri kalbe taşır . Kan arterlerden venlere kılcal damar lar
Kaynak: Dolaşım sistemiSol atrim pulmoner venler den gelen temizlenmiş
kanı alır. Sonra kan mitral kapak ların içinde sol vetriküle pompalanır ve dönüşte kan
Kaynak: Sol kalp