asalet is. (asa:let) 1. Soyluluk:
"Fakat çilekeş kadının asaletini biliyorum." -N. F. Kısakürek. 2. Bir görevi yüklenmiş olma, o görevin sahibi olma, vekillik karşıtı. 3.
ed. Yazıda veya sözde bayağı söz ve deyim bulunmaması durumu.
büyüklük is. 1. Büyük olma durumu, ululuk:
"Bu büyüklük değil ancak mertçe bir davranıştır." -N. Araz. 2.
mec. Büyüklere yaraşır bağışlayıcı davranış.
cömertlik is. Cömert olma durumu, ahilik, semahat, mürüvvet.
iyilik is. 1. İyi olma durumu, salah. 2. Karşılık beklenilmeden yapılan yardım, kayra, lütuf, kerem, ihsan, inayet:
"Borcumu ödesem de iyiliğini ödeyemem." -N. Cumalı. 3. Sağlığı yerinde olma durumu, esenlik:
İyilik haberlerinizi aldım. 4. Yarar veya elverişlilik, nimet:
Okumanın şu iyiliği de var ki... lütuf is. Önem verilen, sayılan birinden gelen iyilik, yardım, ihsan, inayet, atıfet:
"Allah'ın lütuflarına karşı minnet ve şükran duygularıyla dolmuştu." -C. Uçuk.
soyluluk is. Soylu olma durumu, asillik, asalet, necabet.
ululuk is. Büyüklük, büyük olma durumu, yücelik, izzet.