Herkes ÖYS'ye hazırlanırken ben de
konservatuvar sınavlarına hazırlandım.
Everyone is preparing for IMS conservatory exams and I get ready.
Kaynak: sabah.com.trTuncay Kardaş ve
Konservatuvar öğrencileri sazlarıyla ve sesleriyle Sıra Gecesine eşlik etti.
Sazlarıyla Tuncay Kardas and conservatory students, and the sound was accompanied by Rank Night.
Kaynak: haberx.comKonservatuvar mezunu bir oyuncu değilim.
I'm not a player is a graduate of the Conservatory.
Kaynak: magazin.haberturk.com Türkiye'deki
konservatuvar geleneğinin şöyle bir algısı var: "Sanatçı bohem yaşadığı zaman daha üretken olur."
There is a perception in Turkey said the conservatory tradition: "When we lived a bohemian artist become more productive."
Kaynak: ensonhaber.comDarülbedayi, Türkiye 'de Batılı anlamda tiyatro nun gelişmesinde önemli bir değişimi sağlayan, Osmanlı daki ilk
konservatuvar kurumudur.
Kaynak: Darülbedayiİstanbul Belediye konservatuvarı, Darülelhan'in 1927'de yeniden düzenlenmesiyle oluşturulmuş, İstanbul belediyesine bağlı
konservatuvar.
Kaynak: İstanbul konservatuarıBünyesinde 11 fakülte, 3 yüksekokul, 15 meslek yüksekokulu, 1
konservatuvar, 4 enstitü, 19 araştırma ve uygulama merkezi ve Rektörlüğe
Kaynak: Uludağ ÜniversitesiO yıllarda "gazeteci" olmak istediğinden,
konservatuvar tiyatro bölümüne girmek gibi bir düşüncesi olmadı. Sonra tamamen bir tesadüf
Kaynak: Tomris Çetinelçalışırken bir yandan da
konservatuvar da ders verdi. 1953 'te karısı piyanist Selçuk Uraz'la birlikte devlet tarafından Fransa 'ya gönderildi.
Kaynak: Ulvi UrazYönetmen yardımcılığı ve
konservatuvar mimik ve sahne öğretmenliği görevleri yaptı. Öğrencilik yıllarında eğitim için yollandığı Fransa'da
Kaynak: Mahir Canova