Bu yoğun
koşuşturma içerisinde araya hobilerimi sıkıştırıyorum.
Together in the hustle and bustle of this busy squeezing my hobby.
Kaynak: gazetea24.comSürekli
koşuşturma, telaş içinde geçti.
Continuing the hustle and bustle, was in a hurry.
Kaynak: haber3.comHem de bir
koşuşturma içine girmeden artık bir ev sahibi olduğuma göre müşterilerimizi, basını, dostlarımızı ağırlayabiliyorum.
As well as a host of now that I'm entering into the hustle and bustle of our customers, the media, friends, ağırlayabiliyorum.
Kaynak: bugun.com.trTiyatronun getirdiği yan bir takım çalışmalar da başlayınca hayatı tam bir
koşuşturma içine girdi. Profesyonel tiyatroda İlk oynadığı oyun
Kaynak: Yağız Tanlıgeleneksel ahlak değerlerinin oluşturduğu yaşam tarzı ile tüketim toplumunun ortaya çıkardığı kargaşa ve
koşuşturma arasındaki çelişkiyi vurgular.
Kaynak: Trafic (film)Oyunculuğunun yanında O'Dea bu filmde aynı zamanda kendi dublörünü de canlandırdı ve bu durumu "bir sürü
koşuşturma" olarak tanımladı.
Kaynak: Yaşayan Ölülerin GecesiAskere çağrılmış erler birliklerini bulamıyor, birlikler gidecekleri yerleri şaşırıyor, gürültü ve patırtı içinde gayesiz bir
koşuşturmaKaynak: Kumanova MuharebesiYeni gelen genç adam sürekli acelesi varmış gibi davranır, sürekli bir
koşuşturma içindedir. Anlatıcının odasındaki telefon duvarda
Kaynak: Franz Kafka