Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

kuvvet ne demek?

 - 6 sözlük, 6 sonuç.

BSTS / Fizik Terimleri Sözlüğü

kuvvet anlamı İng. force Alm. Kraft Fr. force
Bir cismin durgunluk ya da devinim durumunu değiştirebilen yönleçsel nitelikli etki. anlamdaş gürelik.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

kuvvet anlamı Fr. force
(matematik, fizik)

BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü

kuvvet anlamı İng. force Alm. Kraft Fr. force
Sinem./TV. Bir cismin durma ya da devinim durumunu değiştiren dış etken. (SI birimi newton'dur).

Güncel Türkçe Sözlük

kuvvet anlamı
is. 1. Fiziksel güç, takat: "Bu kadar cesur bir hamleye yetecek kuvvetim yok." -Y. Z. Ortaç. 2. Şiddet, zor, cebir: Kuvvet kullanmak. 3. Yetke, erk, nüfuz. 4. Dayanıklı olma durumu. 5. mec. Güç: "Hâlbuki devlet kuvvetlerinin yerini hangi şahsi kuvvet tutabilirdi?" -F. R. Atay. 6. ask. Bir ülkenin savaşçı silahlı kuruluşları veya gücü: "Nasıl ki düşmanın da her gün ümidi ve kuvveti eksilecektir." -R. E. Ünaydın. 7. fiz. Durgunluğu harekete veya hareketi durgun bir duruma çeviren etken, direnci kıran veya direnç doğuran özellik. 8. mat. Bir niceliğin kendisi ile çarpılarak yükseltildiği derecelerden her biri: 2x2x2=23 denkleminde, 3 sayısı 2'nin kuvvetini gösterir.

Türkçe - İngilizce

kuvvet anlamı
isim
1) force
2) strength
3) power
4) zing
5) vigor
6) sTamina
7) energy
8) punch
9) might
10) dint
11) robustness
12) potency
13) command
14) exponent
15) vis
16) main
17) beef
18) pith
19) sinew
20) vinegar
21) lustiness
22) thews
23) vigour

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

kuvvet anlamı
Ortaklaşa yapılan çifçilikte tarla sahibinin çiftçiye verdiği borç para : Ahmet ağasından 200 lira kuvvet almış.

*Keçiborlu -Isparta

kuvvet eş anlamlısı

cebir
(I) is. esk. Zor, zorlayış.
cebir
(II) is. mat. esk. Artı ve eksi gerçek sayılarla, bunların yerini tutan harfler yardımıyla nicelikler arasında genel bağlantılar kuran matematik kolu: Bilinen en eski cebir kitabı, Harezm Türklerinden Musa oğlu Mehmet'in 830 yılında yazılan eseridir.
erk
is. 1. Bir işi yapabilme gücü, kudret, iktidar. 2. mec. Sözü geçerlik, istediğini yaptırabilme gücü, nüfuz. 3. top. b. Bir bireyin, bir toplumun, başka birey, küme veya toplumları egemenliği, baskısı ve denetimi altına alma, hürriyetlerine karışma ve onları belli biçimlerde davranmaya zorlama yetkisi veya yeteneği.
güç
(I) sf. 1. Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, efor, kolay karşıtı: Eski yazıyı öğrenmek güç bir işti. 2. zf. Zorlukla: "Kendini yatağa güç atmış ve sızıp kalmıştı." -Y. K. Karaosmanoğlu.
güç
(II) is. 1. Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet: Zihin gücü. Yaşama gücü. 2. Bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet, takat. 3. Sınırsız, mutlak nitelik: Tanrı'nın gücü. 4. Büyük etkinliği ve önemi olan nitelik: Paranın gücü. 5. Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği: Motorun gücü. 6. Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler toluluğu: Güçler dengesi. 7. Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli: İnsan gücü. 8. Bir toprağın verimlilik yeteneği. 9. mec. Yeterliliğini ve güvenilirliğini kanıtlamış kimse. 10. coğ. Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği. 11. fiz. Birim zamanda yapılan iş.
nüfuz
is. (nüfu:zu) 1. İçine geçme. 2. mec. Söz geçirme, güçlü olma, erk: "Birbirlerinin servetlerini, nüfuzlarını, rütbelerini, kabiliyetlerini bilirlerdi." -A. Ş. Hisar.
şiddet
is. 1. Bir hareketin, bir gücün derecesi, yeğinlik, sertlik. 2. Hız. 3. Bir hareketten doğan güç: Rüzgârın şiddeti. 4. Karşıt görüşte olanlara, kendilerini kabul ettirme, inandırma veya uzlaştırma yerine kaba kuvvet kullanma. 5. mec. Kaba güç. 6. mec. Duygu veya davranışta aşırılık: "Sesinin tonunda siteminin şiddetini azaltan bir yumuşama vardı." -N. Cumalı.
takat
is. (ta:kat) Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hâl, derman, kuvvet: "Hareket edebilecek ne vasıtamız ne takatimiz vardı." -A. Gündüz.
yetke
is. 1. Otorite: "Saçmalama özgürlüğüme hiç kimsenin, hiçbir yetkenin karışamayacağına sevindim." -T. Uyar. 2. Yeterliğine herkesi inandırarak bir kimsenin kendisine sağladığı itaat ve güven, otorite, sulta, velayet.
zor
is. 1. Sıkıntı, güçlük, rahatsızlık: "Onun için hiçbir zorum, sıkıntım yokmuş gibi ara sıra denize taşlarımı atmakta devam ederek hızlı hızlı yürüdüm." -R. N. Güntekin. 2. Yüküm, mecburiyet: "Artık kızının evinde kalışının zordan olduğunu biliyordu." -N. Cumalı. 3. Baskı: "Hocaların zoru ile çıkarılmış olan bu kanun yürümedi." -M. Ş. Esendal. 4. sf. Sıkıntı veya güçlükle yapılan, kolay karşıtı: "Sabır güzel, faydalı; fakat zor şeydir." -B. Felek. 5. zf. Güçlükle, zorla: "El ele vermiş polisler kaldırımlardan taşan halk kütlesini zor zapt ediyorlardı." -H. Taner. 6. ünl. "Yapamazsın" anlamında kullanılan bir söz.

"kuvvet" için örnek kullanımlar

Salı günü sabah salonda kuvvet, öğleden sonrada Tatlıcak M.
Force in the hall on Tuesday morning, afternoon Tatlıcak M.
Kaynak: merhabahaber.com
Antrenmanın ana bölümünde kuvvet ve dayanıklılık çalışmaları yapıldı.
Strength and endurance training activities were carried out in the main part.
Kaynak: sabah.com.tr
Taraftarlar çevik kuvvet ekiplerinin gelmesiyle dağıldı.
Fans riot police broke up the arrival of teams.
Kaynak: adanahaber.com
Burada olmaktan dolayı da bize güç kuvvet veriyorsunuz.
Give us the power to force you to be here.
Kaynak: iha.com.tr
Kuvvet, Fizik 'te kütle li bir cisme hareket kazandıran etkidir Hem yönü hem de büyüklüğü olan kuvvet vektörel bir niceliktir. Newton'un
Kaynak: Kuvvet
Elektromanyetik kuvvet elektrik yüklü bir parçacığın manyetik alan dan geçerken üzerine etki eden kuvvettir. Bir manyetik alan, bir
Kaynak: Elektromanyetik kuvvet
Pound-kuvvet (sembol lb-f veya lbf) şeklinde olup bir kuvvet birimidir. Bir pound-kuvvet, kütlesi bir pound (453,59237 gram) olan
Kaynak: Pound (kuvvet)
Zayıf nükleer kuvvet ya da zayıf kuvvet, pek çok parçacığın ve hatta pek çok atom çekirdeğinin kararsız olmasından sorumludur.
Kaynak: Zayıf nükleer kuvvet
Kilogram-kuvvet, kütlesi 1 kg olan bir cismin, standart yerçekimi altında uyguladığı kuvvet in adı olup kg-f ya da genellikle sadece kg veya
Kaynak: Kilogram-kuvvet
Matematik te (tek değişkenli) kuvvet serisi : f(x) sum_n 0^infty a_n left( x-c ight)^n a_0 + a_1 (x-c)^1 + a_2 (x-c)^2 + a_3 (x-c)^3
Kaynak: Kuvvet serisi
Fizikte Temel kuvvet, Temel güç veya Temel etkileşim parçacıkların birbirleri ile etkileşimlerinin işleyiş biçimidir. Kütle çekim kuvveti
Kaynak: Temel kuvvet
Elektromotor kuvvet, elektrik devrelerinde , devrenin açık olduğu ve devreden elektrik akımı çekilmediği durumda devredeki kaynağın iki
Kaynak: Elektromotor kuvvet
Doğanın dört temel kuvvetinden ikisi olan elektromanyetik kuvvet ile zayıf nükleer kuvvet in Abdus Salam , Sheldon Glashow ve Steven
Kaynak: Elektrozayıf kuvvet
Aerodinamik kuvvet, akış halindeki gazın cisimler üzerindeki kuvvet etkisidir. Aerodinamik biliminin ilgilendiği temel kuvvetlerdir.
Kaynak: Aerodinamik kuvvet
Merkezcil kuvvet, dairesel hareket sırasında cismi yörüngede tutan kuvvettir. Merkezcil kuvvet, hız vektörünün büyüklüğünü değiştirmez
Kaynak: Merkezcil kuvvet
Manyetomotor kuvvet, Manyetik bir devrede manyetik akı yı oluşturan fiziksel kuvvete denir. Bu kuvvet F ile gösterilir. Manyetik bir
Kaynak: Manyetomotor kuvvet
Net kuvvet, bir sisteme etki eden kuvvetlerin vektörel bileşkesidir. Bileşke kuvvet adıyla da bilinir. Bir masanın birbirine zıt yönde
Kaynak: Net kuvvet
Bir kuvvetin bir işi yapması izlediği yoldan bağımsız ise böyle kuvvetlere konservatif kuvvet denir Bir cisim konservatif kuvvetlerin
Kaynak: Korunumlu kuvvet
Kuvvet yönteminde ana prensip, virtüel iş metodu ile bilinmeyenlerin bulunmasıdır. (kesme kuvveti, normal kuvvet, moment) bilinmeyen olarak
Kaynak: Kuvvet yöntemi
Elektriksel kuvvet 1) elektrik yüklerinin birbirlerine uyguladıkları aynı cins yüklerin birbirini çektiği zıt yüklerin birbirlerini
Kaynak: Elektriksel kuvvet

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.