küme ne demek?
- 17 sözlük, 22 sonuç.BSTS / Ayaktopu Terimleri Sözlüğü
küme anlamı İng. league Osm. lig Alm.Liga
Takımların durum ve nitelikleri göz önünde bulundurularak Ayaktopu Birliğince belli sayıdaki takımdan oluşturulan topluluk.
Takımların durum ve nitelikleri göz önünde bulundurularak Ayaktopu Birliğince belli sayıdaki takımdan oluşturulan topluluk.
BSTS / Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu
küme anlamı
bakınız» takım
bakınız» takım
BSTS / Çiftteker Terimleri Sözlüğü
küme anlamı Osm. poloton Fr. peloton
Koşularda, kendiliğinden oluşan yarışçı gruplarının her birine verilen ad.
Koşularda, kendiliğinden oluşan yarışçı gruplarının her birine verilen ad.
BSTS / Eğitim Terimleri Sözlüğü
küme anlamı İng. group Osm. grup Fr. groupe
1-Deneyim ya da çözümleme için birtakım birey, nesne ya da gözlemlerden oluşan topluluk. 2- Bir okulda, bir derslikte öğrencilerin belli bir eğitim ya da öğretim amacıyle bir süre için oluşturdukları takım ya da öbeklere verilen ad.
1-Deneyim ya da çözümleme için birtakım birey, nesne ya da gözlemlerden oluşan topluluk. 2- Bir okulda, bir derslikte öğrencilerin belli bir eğitim ya da öğretim amacıyle bir süre için oluşturdukları takım ya da öbeklere verilen ad.
BSTS / Fizik Terimleri Sözlüğü
küme anlamı İng. set Osm.cümle Alm. Menge, Satz Fr.ensemble
Aynı yapıdaki öğelerden oluşan topluluk.
Aynı yapıdaki öğelerden oluşan topluluk.
BSTS / Gökbilim Terimleri Sözlüğü
küme anlamı
bakınız» yıldız kümesi.
bakınız» yıldız kümesi.
BSTS / Halkbilim Terimleri Sözlüğü
küme anlamı İng. conglomerate Alm. Konglomerat Fr.conglomérat
Belli bir amaç için, bir arada kullanılan halkbilim ürünleri, bakınız» küme masal, hayvan öyküncesi.
Belli bir amaç için, bir arada kullanılan halkbilim ürünleri, bakınız» küme masal, hayvan öyküncesi.
BSTS / İstatistik Terimleri Sözlüğü
küme anlamı İng. cluster Alm. Klumpen
(Çok değişkenli istatistik) Bir evren'in birbirine komşu olan öğelerinin oluşturduğu öbek.
(Çok değişkenli istatistik) Bir evren'in birbirine komşu olan öğelerinin oluşturduğu öbek.
BSTS / Kılıçoyunu Terimleri Sözlüğü
küme anlamı İng. Pool Osm. Pul Fr. Poule
Aralarında karşılaşmalar yaparak, bir üst duruma geçecek olan aynı basamaktaki dönüde yer alan en az 4, en çok 10 yarışmacıdan ya da takımdan kurulu dizi.
Aralarında karşılaşmalar yaparak, bir üst duruma geçecek olan aynı basamaktaki dönüde yer alan en az 4, en çok 10 yarışmacıdan ya da takımdan kurulu dizi.
BSTS / Mantık Terimleri Sözlüğü
küme anlamı İng. set Osm.cümle Alm. Menge Fr. ensemble
1- öbek. 2- Başka bir öbeğin öğesi olan bir öbek.Krş.. yinelgen küme, saptanır küme, sayılabilir küme, yinelgeli sayılabilir küme, bağıntı, izerge, kümeler kuramı, sayı, sıralanmış n-li dizge, birleşim, kesişim, tümleyen, alt küme, üst küme, özalt küme, boş küme, evrensel küme tüketici bölümleme, denklik öbeği, dizge, birim kümesi, güç kümesi, sonsuz küme, sonlu küme.
1- öbek. 2- Başka bir öbeğin öğesi olan bir öbek.Krş.. yinelgen küme, saptanır küme, sayılabilir küme, yinelgeli sayılabilir küme, bağıntı, izerge, kümeler kuramı, sayı, sıralanmış n-li dizge, birleşim, kesişim, tümleyen, alt küme, üst küme, özalt küme, boş küme, evrensel küme tüketici bölümleme, denklik öbeği, dizge, birim kümesi, güç kümesi, sonsuz küme, sonlu küme.
BSTS / Matematik Terimleri Sözlüğü
küme anlamı İng. set Osm.cümle Alm. Menge Fr. ensemble
Belirli bir p önermesini gerçekleyen tüm x öğelerinden oluşan varlık. Simgesi : {x : p(x)}
Belirli bir p önermesini gerçekleyen tüm x öğelerinden oluşan varlık. Simgesi : {x : p(x)}
küme anlamı İng. set Alm.Menge Fr. ensemble Az. çoxluq
1.Sezgisel anlamda, belirli nesnelerden oluşan bir topluluk.2.Zermelo- Fraenkel-Skolem türünden aksiyomatik sistemlerde temel tanımsız kavram.3.Neumann-Bernays-Gödel türünden aksiyomatik sistemlerde bir sınıfa ait sınıf.
1.Sezgisel anlamda, belirli nesnelerden oluşan bir topluluk.2.Zermelo- Fraenkel-Skolem türünden aksiyomatik sistemlerde temel tanımsız kavram.3.Neumann-Bernays-Gödel türünden aksiyomatik sistemlerde bir sınıfa ait sınıf.
BSTS / Ruhbilim Terimleri Sözlüğü
küme anlamı İng. group
Birden çok canlının ya da cansız nesnenin oluşturduğu topluluk.
Birden çok canlının ya da cansız nesnenin oluşturduğu topluluk.
BSTS / Yerbilim Terimleri Sözlüğü
küme anlamı İng. group Alm. Gruppe Fr. groupe
Belli kayaç özellikleri olan, iki ya da daha çok sayıda komşu oluşuklar topluluğundan ortaya çıkmış, bir kayaç katman birimi.
Belli kayaç özellikleri olan, iki ya da daha çok sayıda komşu oluşuklar topluluğundan ortaya çıkmış, bir kayaç katman birimi.
BSTS / Zanaat Terimleri Sözlüğü
küme anlamı
[güme, gümele, küleme]: Avcıların avlanırken kullandıkları, harmanda çalışanların barındıkları küçük kulübe ya da sığınak. (*Emirdağ -Afyonkarahisar; Yakaköy *Gelendost, Tokmacık *Yalvaç -Isparta; Başkışla *Karaman, Karacaviran *Seydişehir -Konya) [güme] : (Dereköy *Eşme -Uşak; Akbaş *Güdül -Ankara) [gümele] : (*Merzifon -Amasya) [küleme] : (*Bornova -İzmir)
[güme, gümele, küleme]: Avcıların avlanırken kullandıkları, harmanda çalışanların barındıkları küçük kulübe ya da sığınak. (*Emirdağ -Afyonkarahisar; Yakaköy *Gelendost, Tokmacık *Yalvaç -Isparta; Başkışla *Karaman, Karacaviran *Seydişehir -Konya) [güme] : (Dereköy *Eşme -Uşak; Akbaş *Güdül -Ankara) [gümele] : (*Merzifon -Amasya) [küleme] : (*Bornova -İzmir)
Güncel Türkçe Sözlük
küme anlamı
is. 1. Tümsek biçimindeki yığın. 2. Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün, takım, öbek, grup: "Tarla kuşları Mustafa'nın sabanı Altından yeni kurtulmuş olan kaba çığır üzerine kümeyle konarak buldukları tohumlara gaga çalmakta idiler." -N. Nâzım. 3. Tomar. 4. eğt. Bir sınıfta öğrencilerin, belli bir eğitim ve öğretim amacıyla bir süre için oluşturdukları takım veya öbek. 5. sp. Takımların durum ve nitelikleri göz önünde bulundurularak belli sayıdaki takımdan oluşturulan topluluk, lig. 6. sp. Koşularda, kendiliğinden oluşan yarışçı gruplarının her biri.
is. 1. Tümsek biçimindeki yığın. 2. Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün, takım, öbek, grup: "Tarla kuşları Mustafa'nın sabanı Altından yeni kurtulmuş olan kaba çığır üzerine kümeyle konarak buldukları tohumlara gaga çalmakta idiler." -N. Nâzım. 3. Tomar. 4. eğt. Bir sınıfta öğrencilerin, belli bir eğitim ve öğretim amacıyla bir süre için oluşturdukları takım veya öbek. 5. sp. Takımların durum ve nitelikleri göz önünde bulundurularak belli sayıdaki takımdan oluşturulan topluluk, lig. 6. sp. Koşularda, kendiliğinden oluşan yarışçı gruplarının her biri.
Türkçe - İngilizce
küme anlamı
isim
1) cluster
2) pile
3) group
4) aggregate
5) stack
6) clump
7) heap
8) bank
9) cloud
10) mass
11) conglomerate
12) tuft
13) aggregation
14) league
15) conglomeration
16) congeries
17) division
18) clamp
19) family
isim
1) cluster
2) pile
3) group
4) aggregate
5) stack
6) clump
7) heap
8) bank
9) cloud
10) mass
11) conglomerate
12) tuft
13) aggregation
14) league
15) conglomeration
16) congeries
17) division
18) clamp
19) family
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
küme anlamı
Cevizli sucuk.
Cevizli sucuk.
-Çorum
*Merzifon ve köyleri -Amasya
-Trabzon
-Gümüşhane
*Ardeşen -Rize
Bağlıca *Ardanuç, İphan *Yusufeli -Artvin
-Erzurum
Hacıilyas *Koyulhisar -Sivas
küme anlamı
Keklik vb. kuşları avlamak için çalı çırpıdan yapılan, avcının gizlenmesine yarayan yer, barınak
Keklik vb. kuşları avlamak için çalı çırpıdan yapılan, avcının gizlenmesine yarayan yer, barınak
-Muğla
küme anlamı
1. Bostan ve bağ bekçisinin kulübesi. 2. Ağaçtan ya da taştan yapılan avcı kulübesi. 3.bakınız» köme(III)-1.
1. Bostan ve bağ bekçisinin kulübesi. 2. Ağaçtan ya da taştan yapılan avcı kulübesi. 3.bakınız» köme(III)-1.
küme anlamı
Gömülmüş zeytin yığını.
Gömülmüş zeytin yığını.
*Çine -Aydın
küme anlamı
Topluca kır eğlencesi.
Topluca kır eğlencesi.
*Mucur -Kırşehir
küme eş anlamlısı
grup
is. 1. Küme: "Bir kadın grubu gözleri komutanın penceresine dikili duruyor." -H. E. Adıvar. 2. Ortak özellikleri olan varlıklar, nesneler bütünü: Lehçeler grubu. 3. mec. Görüşleri, çıkarları bir olan kimseler bütünü, ekip. 4. ask. Çeşitli sınıf veya birliklere bağlı elemanların, belirli bir taktik görevi gerçekleştirmek üzere, tek komutanın emri altında birleştirilmesinden oluşan kıta topluluğu: Savaş grubu. Yürüyüş grubu. Savunma grubu.
is. 1. Küme: "Bir kadın grubu gözleri komutanın penceresine dikili duruyor." -H. E. Adıvar. 2. Ortak özellikleri olan varlıklar, nesneler bütünü: Lehçeler grubu. 3. mec. Görüşleri, çıkarları bir olan kimseler bütünü, ekip. 4. ask. Çeşitli sınıf veya birliklere bağlı elemanların, belirli bir taktik görevi gerçekleştirmek üzere, tek komutanın emri altında birleştirilmesinden oluşan kıta topluluğu: Savaş grubu. Yürüyüş grubu. Savunma grubu.
lig
is. sp. Küme.
is. sp. Küme.
öbek
is. 1. Küme: "Bahçeye iner, bir çiçek öbeğinin dibinde bir hasır iskemleye otururdu." -F. R. Atay. 2. gök b. Genel olarak yaş, kimyasal yapı, uzay dağılımları ve hızları bakımından benzer özellik gösteren yıldızlar veya yıldızlar kümeleri. 3. db. Özne, yüklem veya çeşitli tümleçlerle birlikte kullanılan sözlerin bütünü: Özne öbeği. Yüklem öbeği.
is. 1. Küme: "Bahçeye iner, bir çiçek öbeğinin dibinde bir hasır iskemleye otururdu." -F. R. Atay. 2. gök b. Genel olarak yaş, kimyasal yapı, uzay dağılımları ve hızları bakımından benzer özellik gösteren yıldızlar veya yıldızlar kümeleri. 3. db. Özne, yüklem veya çeşitli tümleçlerle birlikte kullanılan sözlerin bütünü: Özne öbeği. Yüklem öbeği.
takım
is. 1. Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman. 2. Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk: "Memur takımından olduğumuzdan böyle evlerde oturamazdık, daha doğrusu alışkın değildik." -M. İzgü. 3. Görev bakımından birbirini tamamlayan kimselerin topluluğu, grup, ekip, trup: Orta oyunu takımı. 4. Birbirini tamamlayan şeylerin tümü: "Kadın kahve takımlarını alıp çıktı." -N. Cumalı. 5. Sigara ağızlığı. 6. Aşağılayıcı ve küçümseyici anlamda topluluk: "Anlaşıldı, Sabit Bey ağabey takımı, Sinekli Bakkal Sokağı'ndan geçerken artık sağa sola bakmaz, kimseye omuz vurmaz oldu." -H. E. Adıvar. 7. ask. Bölüğü oluşturan birliklerden her biri: "Bu binayı merkez taburundan bir takım bekleyecek." -Ö. Seyfettin. 8. biy. Canlıların bölümlendirilmesinde familya ile sınıf arasında yer alan, yakın benzerlikler gösteren organizmaların oluşturduğu birlik. 9. sin. ve TV Bir filmin çevriminde görüntüleri alma, aydınlatma, ses alma gibi belli başlı çalışmaları yapmak için gerekli en küçük teknikçiler topluluğu. 10. sp. Bir oyunda sahaya çıkan belli kuruluşlara bağlı oyuncular topluluğundan her biri. 11. sp. Birlikte oynayan, kazanmak için birlikte çalışan sporcu topluluğu.
is. 1. Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman. 2. Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk: "Memur takımından olduğumuzdan böyle evlerde oturamazdık, daha doğrusu alışkın değildik." -M. İzgü. 3. Görev bakımından birbirini tamamlayan kimselerin topluluğu, grup, ekip, trup: Orta oyunu takımı. 4. Birbirini tamamlayan şeylerin tümü: "Kadın kahve takımlarını alıp çıktı." -N. Cumalı. 5. Sigara ağızlığı. 6. Aşağılayıcı ve küçümseyici anlamda topluluk: "Anlaşıldı, Sabit Bey ağabey takımı, Sinekli Bakkal Sokağı'ndan geçerken artık sağa sola bakmaz, kimseye omuz vurmaz oldu." -H. E. Adıvar. 7. ask. Bölüğü oluşturan birliklerden her biri: "Bu binayı merkez taburundan bir takım bekleyecek." -Ö. Seyfettin. 8. biy. Canlıların bölümlendirilmesinde familya ile sınıf arasında yer alan, yakın benzerlikler gösteren organizmaların oluşturduğu birlik. 9. sin. ve TV Bir filmin çevriminde görüntüleri alma, aydınlatma, ses alma gibi belli başlı çalışmaları yapmak için gerekli en küçük teknikçiler topluluğu. 10. sp. Bir oyunda sahaya çıkan belli kuruluşlara bağlı oyuncular topluluğundan her biri. 11. sp. Birlikte oynayan, kazanmak için birlikte çalışan sporcu topluluğu.
tomar
is. 1. Dürülerek boru biçimi verilmiş deriler veya kâğıtlar. 2. ask. Topun içini silmekte kullanılan, ucu fırçalı çubuk.
is. 1. Dürülerek boru biçimi verilmiş deriler veya kâğıtlar. 2. ask. Topun içini silmekte kullanılan, ucu fırçalı çubuk.
"küme" için örnek kullanımlar
Küme'de önceki gün A, C, E ve G Grubu'na dahil maçlar oynandı.
Set in the previous day, A, C, E and G, including Group matches played.
Kaynak: ozgurkocaeli.com.tremir demir derken, TS'yi küme düşüren olmayasın Tolunay Hoca.
orders of iron he said, should not you be reducing TS Meter cluster Tolunay teacher.
Kaynak: fotomac.com.trhaftadan sonra ilk kez küme düşme hattının dışına çıkmayı başardılar.
After weeks of relegation for the first time were able to get out of line.
Kaynak: fanatik.com.trKarşılaşmanın sonucu, önümüzdeki süreçte küme düşmemek adına bize ışık tutacak.
The result of the match, the next process will shed light on us in the name of the cluster to fall.
Kaynak: haberler.comgösterirler ve öğelerinin kütleçekim tabanlı etkileşimleri azalır, ancak buna rağmen küme üyeleri benzer yörüngelerde hareket etmeye devam ederler.
Kaynak: Yıldız kümesi
Kaynak: Yıldız kümesi
Boş küme, matematik te hiçbir öğe si olmayan küme ye verilen addır. Boşkümeyi göstermek için emptyset simgesi kullanılır. Bir tane boşküme
Kaynak: Boş küme
Kaynak: Boş küme
Açık küme şu anlamlara gelebilir: Gökbilim: Açık yıldız kümesi , aynı dev moleküler bulut tan meydana gelmiş birkaç bin yıldız dan oluşan
Kaynak: Açık küme
Kaynak: Açık küme
Kümeler kuramı veya küme teorisi, matematiğin nesne grupları olan küme leri inceleyen dalıdır. Herhangi bir nesne türü bir küme içine
Kaynak: Kümeler kuramı
Kaynak: Kümeler kuramı
Matematik te, A ve B iki küme olmak üzere A'nın her elemanı B'nin de elemanı oluyorsa, A'ya B'nin alt kümesi denir. B'ye de A'nın
Kaynak: Alt küme
Kaynak: Alt küme
Belirtisiz küme (veya bulanık küme) kavramı, küme kavramının eleman olmanın derecelendirilmesine dayanan bir genelleştirilmesidir.
Kaynak: Belirtisiz küme
Kaynak: Belirtisiz küme
Bir otokatalitik küme / kendi kendini tezgenleyen küme her biri küme içindeki diğer üyeler tarafından katalizleme / tezgenleme ile
Kaynak: Otokatalitik küme
Kaynak: Otokatalitik küme
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
