usta
is. 1. Bir zanaatı gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimse: "Nöbetçi, ustanın anasına ters ters baktı." -N. Hikmet. 2. Zanaat öğreticisi. 3. Zanaatçılar için unvan: "Üzeyir usta yoldan geçmeyeceğimizi söyledi." -R. H. Karay. 4. sf. Eli uz, işinin eri, becerikli, mahir: "Bunların hepsi de çok güzel sesli ve oyunun en ustaları arasından seçildi." -T. Buğra. 5. tar. Osmanlı Devleti'nde saraydaki cariye ve hizmetlilerin kıdemlisi. 6. mec. Akıl veren veya öğreten kimse: "Kız sana bir hâl olmuş, kim senin ustan?" -R. H. Karay.

Daktyller, parmak adamlar, (Yunanca'da daktylos, parmak sözcüğünden); bu marifetli cüceler, Girit ya da Anadolu 'daki İda Dağı'nda ilk
Kaynak: Dactyller

halkın büyük kısmi tarım,denizcilik ,hayvancılık ve inşaat ustalığı gibi işlerde uğraşırlardı bilhassa inşaatta çok marifetli ve
Kaynak: Mingreli

Vajrayana, Mahayana Budizminde formüle edildiği şekliyle 'marifetli araçlar' (Sanskrit: upaya ) kavramını temel alır. belli bir 'marifetli
Kaynak: Vajrayana

Bu çevre, aynı zamanda kızın marifeti hakkında "Kelin kız pek marifetli eken" gibi çeşitli fikirlerin yürütülmesi için iyi bir de sebep
Kaynak: Yıldızören, Çifteler

Eskiden marifetli inşaat ustaları ve marangozları da bulunmaktaydı. Köyde yerel yemek olarak belli başlı sadece köye mahsus olmamakla
Kaynak: Kazandere, Bozdoğan

Bond gibi lüks ve marifetli arabalar kullanmaz, tam tersine bazen görevde kullanacağı bir arabayı tahsis ettirebilmek için bile azami çaba
Kaynak: Ani Tehlike (film)

Limon - Ailenin sevimli üyesi Limon, çok neşeli, bazen sakar, azıcık hayalperest, çok marifetli ama biraz tembel. Yemek yemeyi hiç
Kaynak: Sizinkiler - Çatlak Yumurtalar

Mevlânâ'nın Mesnevî-i Mânevî'sinde Zünnûn: Nasılsın ey hünerli, marifetli akıl denizi? Akıllı olduğun halde niye kendini deli gösteriyorsun
Kaynak: Zünnûn-ı Mısrî

Almanya : Alman tüfekleri çoğu kişiye göre dünyanın en marifetli tüfeklerindendir. Özellikle Mauser ve Heckler&Koch Almanların en
Kaynak: Tüfek

Aşırı marifetli olmasına karşın, eğitimli sanatçıların onu cahil gördüğünden habersizdi. Her zaman halkın beğenisini kazanmaya çalışmış,
Kaynak: Henri Rousseau

Köyde, bölgenin en güzel taşfırın ekmeği köyün marifetli kadınlarınca tabii haliyle üretilmeye devam edilmektedir. Geleneksel keşkek
Kaynak: Kavakyeri, Köprübaşı

Bayramlar ve özel günler dışında da marifetli ellerden çıkan bazı yemekler; serrun, etli köfte, kavurma, gömbe, içli köfte, kuzu çevirme,
Kaynak: Koparuşağı, Elâzığ

köyün cennet gülü adını verdikleri birde zeytin yağlı tatlıları vardır onun tadını almak içinde dilber yengenin o marifetli parmaklarından
Kaynak: Katırlı, Gemlik

Bu marifetli, ilginç aletler arasında çok namlulu makineli tüfeklerden dürbünlü tüfeklere, kol yenine sığan minik dört namlulu
Kaynak: Spagetti Western

Procopius'a göre kabile gök gürültüsü ve şimşek konusunda marifetli olan tek bir tanrıya inanıyordu. Tanrının ismi kaynakta geçmese de
Kaynak: Slav mitolojisi

Paranın piyasaya ilk olarak çıkarılmasından beri az ya da çok sayıda marifetli dolandırıcılar paranın taklidini üretmek ve piyasaya
Kaynak: Para