çivilenmek (nsz) 1. Çivi ile tutturulmak, mıhlanmak:
"Yere çivilenmiş koca masayı sarsarken oda bir salıncak gibi sallanıyor." -S. F. Abasıyanık. 2.
(-e) mec. Aynı noktaya sürekli olarak bakmak:
"Kıpırdamadan duruyordu. Başı dikti, gözleri kapıya çivilenmişti." -A. Sayar. 3.
(-e) mec. Bir yerde hareketsiz kalmak.