dimdik sf. (di'mdik) 1. Çok dik. 2. Sağlıklı, zinde:
"Müsteşar dimdik, sert adımlar atıyor." -P. Safa. 3. Sıkıntıları karşılayacak durumda olan, baş eğmeyen, metin. 4.
zf. Çok dik bir biçimde:
"Bayram vali konağının dış kapısında, ellerini yine önünde kavuşturmuş taş gibi dimdik duruyordu." -A. Kulin. 5.
zf. Sağa sola sapmadan, dosdoğru:
"Çevik adımlarla dimdik yürüyen, uzun boylu, yakışıklı, varlıklı bir adam." -R. H. Karay. 6.
zf. Kaskatı, çok sertleşmiş olarak. 7.
mec. Dikkatli, ısrarlı (bakış).
sabit sf. (sa:bit) 1. Yerinden oynamayan, yerini değiştirmeyen, durağan. 2. Gerçekliği tespit edilmiş, kanıtlanmış olan. 3.
mec. Değişmeyen, hep aynı kalan, önceden ayarlanmış:
Sabit gelir.